İslam fıkhı alanında çalışmalar yapan yazar Bilal Durgun, Şafii mezhebinin kurucusu İmam-ı Şafii'nin ve İran'ın rubaileriyle meşhur şairi Baba Tahirê Uryan'ın şiirlerini iki ayrı kitap olarak Zazacaya çevirdi.
Yurt içi ve yurt dışında eğitim alan, ana dal olarak usulü'l-fıkıh üzerine çalışan Durgun, AA muhabirine Zazacaya çevirdiği eserler hakkında bilgi verdi.
Zazaca üzerine daha önce de çeşitli çalışmalar yaptığını Durgun, "Çocukluğumdan beri çalışmalarım var. Ama eserleri kitap olarak basmaya başlamam 7 yıl oldu. İlk çalışmam Hz. Muhammed'in hayatını anlatan mevlidi çocuklar için Zazacaya çevirmek. Ondan sonra Kuran-ı Kerim'in mealini Zazaca yayınlamıştık. O da 5 yıllık bir çalışmadır. Yine çocuklar için Peygamberlerin hikayeleri diye bir kitap Zazacaya çevirmiştim." ifadelerini kullandı.
Çevirdiği eserlerde "Feqi Çolîg" mahlasını kullanan Durgun, Baba Tahirê Uryan'ın rubailerini ve İmam-ı Şafii’nin şiirlerini 5 yıllık bir çalışmanın ardından iki ayrı kitap olarak Zazacaya kazandırdığını belirterek, şunları kaydetti:
İmam-ı Şafii ve Tahirê Uryan'ın şiirleri Zazacaya çevrildi
"Baba Tahir, şiirleri Farsça yazmıştır. Ama kendisi Hemedan Kürtlerinden. Hicri 5. asırda yaşamıştır. Baba Tahir’in divanı Fars edebiyatında çok büyük bir öneme sahiptir. Halk içerisinde onu hemen hemen tanımayan yoktur. Eğitimli kesim arasında da herkes en azından 1-2 beyit ondan bilir. Bazı yerlerde Kürtçe kullanır. Ama o da diğer Kürtler gibi kendi dilinde yazmamış. Bunun sebebi o dönem Kürtler arasında okuma yazma oranının düşük olmasıdır. Baba Tahir, bir derviş, bir sofi. Gönüle hitap eden arif bir adamdır. Baba Tahir tamamen rubai yazmıştır. Hep gönlünün feryatlarını, ilahi aşkı, toplumdaki sosyal yaralar gibi şeylere yoğunlaşır. İmam-ı Şafii ise divan adı altında bir şiir kitabı yazmamış, dönemsel olarak bazı yerlerde bazı şiirler söylemiş bu şiirlerin toparlanıp bir araya getirilmesiyle divan adı altında bir kitap ortaya çıkmıştır. Biz de onu tercüme ettik. Her iki kitabında Baba Tahir’in Farsçasını İmam Şafii’nin Arapçasını orijinal metinleriyle beraber verdik. Bundan iki kastımız vardı; yani bizim bölgede Zazalar medrese ehli okuyan kesim vardır, onlar da istifade etsinler hem de mukayese kabul edilebilsin ki hani biri gelir bunun yanlış tercüme edilmiş mi edilmemiş mi düşünerek daha iyi bir şey yapmaya vesile olur."
- "Kürtler Şafii'yle özdeşleşmiş bir millettir"
İmam-ı Şafii deyince herkesin ilk aklına gelen fıkıh olduğunu ve kendisinin bu konuda otorite olarak kabul edildiğini aktaran Durgun, "Kürtler Şafii'yle özdeşleşmiş bir millettir. Şafiilikle Kürtlük çok fazla iç içe girmiş kavramlardır. İmam-ı Şafii fıkhın ötesinde Arap edebiyatında otorite olarak kabul edilen bir insandır. Yani bir kelimenin kaynağı Şafii'ye yetişiyorsa doğru olarak kabul edilir." şeklinde konuştu.
Zazaca ve Zaza halkının kökeniyle ilgili de bilgiler veren Durgun, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir toplumu ya kendisi tanımlar ya da bir başkaları onları tanımlar. Bizi kendi içimizde tanımlayan eski geçmişe ait bir kültürel yapımız yok. Bizi tarif eden ya Fars'tır ya Arap'tır ya da Türk'tür. Bütün bunlar Kürtleri 4 kabileye ayırırlar: Kurmanç, Zaza, Soran ve Goran. Dört boydan oluşan bir millet. İşte Arap ve Farslar kaynaklarında Zazalardan bahsederken, 'kabinel minel ekrad' yani Kürtlerden bir boydur diyorlar. Türkler Kurmançlara Kürt diyor, Kurmançlar da kendilerine Kürt diyor. Evet Kurmançlar Kürtlerin bir kavmidir ama Kürt diye bir dil yoktur, Kürt bir milletin adıdır. Kürtler 4 tane kabileden oluşan bir milletin adıdır, Kürtlük bir çatıdır."
Kaynak: Diyarbakır Söz