.
Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Edirne’de Parafisk Yayınevi'nin organizasyonuyla yazdığı ‘Nasıl Bir Türkiye' adlı kitabının imza gününe katıldı. Alışveriş merkezinde alkışlarla karşılanan Başbuğ, kitaplarını imzalatmak uzun kuyruklarda bekleyenleri selamlayarak sohbet etti. Gazetecilerin son günlerde yaşanan terör olayları sormaları üzerine tüm yurdu etkileyen elektrik kesintisi, Çağlayan Adliyesi’nde teröristlerce rehin alınan Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit edilmesi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü önündeki silahlı saldırı ve dün gece Fenerbahçe futbol takımını taşıyan otobüse yapılan silahlı saldırıları hatırlattı.
“İSTİHBARAT ZAFİYETİ”
Bu olayların ardından istihbarat ve güvenlik sistemindeki zafiyetlerin ortaya çıktığını, ülkenin seçim öncesi bir kaos ortamına çekilmek istendiğini ifade eden İlker Başbuğ, şunları söyledi:
"Fenerbahçeli oyuncuları Trabzon Havaalanı'na taşıyan otobüse vali beyin açıkladığına göre silahlı bir saldırı oldu. O saldırı da sanki planlanmış gibi gözüküyor. Özellikle saldırının meydana geldiği yer çok kritik bir viyadükte sanıyorum. Allah’tan otobüse şoförün yanında bulunan biri müdahale etmiş. Yoksa o arabanın aşağı uçması ve sonucunda da gerçekten Türkiye’yi çok çok üzülecek bir facianın eşiğinden kurtuldu. Tabi tüm bu olaylara bakarsınız aslında şöyle bir yorum yapabilirim.
Biliyorsunuz 2 ay sonra 7 Haziran’da ülke olarak bir seçime gidiyoruz. Tabi demokrasilerde seçim, bir şölen bir bayram çok önemli. Ama bu süreçte üst üste olayların yaşandığını görüyoruz. Olaylara bakarsanız aslında 2 şey karşımıza çıkıyor. İstihbarat zafiyeti olduğu ortaya çıkıyor ve güvenlik sorunu var. Her yerlerdeki güvenlik sistemindeki zafiyetler ortaya çıkıyor. Dün akşam yaşanan olay da bizi hakikaten çok üzdü. Tabi insan istemeden aklına Türkiye seçim sürecine girmiş ve bu seçimi demokrasinin bütün kuralları içindeki bir ülke için demokrasi şöleni olarak karşılamamız lazım. Sanki birileri bu süreçte kaos ortamı mı yaratmak istiyor? İnsanın aklına bu geliyor. Bu bizi fevkalade üzecek bir olaydır. Bu sürecin barış içinde çatışmasız, demokrasiye yakışır şekilde cereyan etmesini arzu ediyoruz. Ama sanki birileri acaba bir kaos mu yaratmak istiyor? Bu konunun üzerinde cidden durmak lazım. Maalesef biz her konuda maalesef bir bölünmüşlük içindeyiz. Bu tabi ki ülke için çok iyi bir şey değil."
"ENDİŞE DUYDUM"
Hükümetin bu olaylar karşısında duyarlı olması gerektiğini ve yaşanan olaylardan dolayı şahsen büyük endişe duyduğunu anlatan Başbuğ, "Buradaki belki de esas görev hükümete ve iktidar partisine düşüyor. Hükümet ve iktidar partisi bu konuda duyarlı olmalı, muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri ve halkımız sağa duyulu davranmalı. Geçtiğimiz hafta yaşanan olaylardan şahsen endişe duydum. Ama bu süreçte herkes üzerine düşen sorumluluğu akıl yoluyla ve birbirini anlayarak götürmek zorundayız" diye konuştu.
"KUMPASÇILAR ORTAYA ÇIKACAK"
5 yıl süren Balyoz davasında 236 asker sanığın beraatıyla sonuçlanmasını da değerlendiren İlker Başbuğ, yalancıların, iftiracıların ve kumpasçıların mutlaka ortaya çıkacağını söyledi. Başbuğ, şöyle dedi:
"Geçtiğimiz çarşamba günü Balyoz davasına bakan mahkeme kararını verdi. Bu dava kapsamında ortaya atılan iddiaların, yalanların olmadığı tescil edildi. Bizim için fevkalade sevindirici bir şeydir. Bundan büyük mutluluk duyduk. Ama biraz öncelere gidin, bu Balyoz iddialarıyla ilgili olarak yazılan, çizilen, söylenenlere bakın. Bugün gelinen nokta zamanında bizlerin söylediği şeylerin doğru olduğunu ortaya çıkardı. Tabi ki bizlere düşen görev Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı yürütülen bu süreçlerde, komplolara, iftiralara, asılsız şeyleri ortaya çıkaranların da peşinden gitmemiz lazım. Bunlar mutlaka ortaya çıkartılmalı. Yargı karşısına çıkarılmalı ve adil bir şekilde yargılanarak, cezalarını görmeleri. Ancak o zaman biz gönül huzuruna kavuşacağız. Ben inanıyorum. Adalet geç de olsa yerine geliyor.
Şuna da inanıyorum, her zaman da söyledim. Adalet bu dünyada gerçekleşiyor, buna şahit olduk, gördük. Bir de biz ve arkadaşlarım cezaevinde iken de bugünlerin olacağını söylemiştik. Biliyorduk, bekliyorduk. Bugün geldiğimiz nokta da Allah büyük buna inanıyorum. Allah doğruların yanında, yalancılar, iftiracılar, kumpasçılar mutlaka ortaya çıkacak. Yaşadığımız olaylar zaten bize bunu gösteriyor."
Açıklamalarının sonrasında yaklaşık 500 kişinin sıraya girdiği kuyrukta kendisini bekleyenlerin kitaplarını imzalayan Başbuğ, onlarla fotoğraf da çektirdi.
Kaynak: Diyarbakır Söz