Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) bağlı medreselerde eğitim gören 38 mücaz için merasim düzenledi. İTTİHADUL ULEMA'nın Diyarbakır'daki Genel Merkez Binasında düzenlenen icazet merasimi, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Yaklaşık 4 yıldır aldıkları Sarf, Nahv, Tefsir, Hadis, Fıkıh gibi ilimlerde başarı gösterip eğitimlerini tamamlayan 38 erkek öğrenci, salavat eşliğinde salona girdiler. Muhammed Emin Yılmaz'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programa yurtiçi ve yurt dışından birçok âlim ve cemaat temsilcisi katıldı.
"Bugün ümmet perişandır"
İcazet programının açılış konuşmasını yapan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Abdulkudüs Yalçın, ümmetin perişan bir halde olduğunu kaydederek, "Bu perişanlığın derdi ve çaresi ilim ve ulema ile ancak mümkündür. Ümmet perişan haldedir. Ümmet hastadır. Ümmet parçalanmış, ümmet zalimlerin pençesi altında perişan haldedir. Bu perişan hal ile ümmet tefrika içerisinde. Ümmet kardeşlik, muhabbeti, merhameti kaybetmiş durumda maalesef. Ümmet ilim ve amel imanı ile İslami vazifesini unutmuş durumda. Şüphesiz bu sorunların çaresi, İslam âlemi, Rabbani âlimlerdir. İnşallah bu tür toplantılar ve cemaatler Müslümanların tekrar birlik kardeşlik içinde olmalarına vesile olacaktır." dedi.
"Âlimler gökteki yıldızlar gibidir"
Programa yurtiçi ve yurtdışından gelen birçok misafirin bulunduğunu aktaran Yalçın, katılım gösteren herkese teşekkür etti.
İlmin bir aydınlık ve servet olduğuna dikkat çeken Yalçın, "İlim; Hazreti Muhammed'in mirasıdır. Allah katında âlimlerin değeri çok yüksektir. Âlim gökteki yıldızlar gibidir. İnsan onlarla doğru yolu bulur. Âlim; peygamber varisidir. Hazreti Muhammed'in mirasını bugüne kadar âlimler getirmişlerdir. Hedefimiz özellikle âlimlerimizin kardeşlik ortamını tesis etme ve muhabbeti geliştirmede ve düşmanlara karşı çalışmasıdır. Müslümanlar birbirlerinin dostu, küfür ve kâfirlere karşı da düşmandır." diye konuştu.
Açılış konuşmasının ardından İTTİHADUL ULEMA'nın çalışmalarını konu alan sinevizyon gösterimi sunuldu.
"Kur'an'ın ve İslam'ın hamisi olmalıyız"
İTTİHADUL ULEME Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, yaptığı konuşmada, böylesi icazetlerin bölge için çok önemli olduğunu vurguladı.
Davetlerine icabet eden katılımcılara teşekkürlerini ileten Kılıçarslan, "Allah'a şükürler olsun ki memleketimizde böyle merasimler her geçen gün artmaktadır. Enbiyaların hepsi âlimdi. Bizler Kur'an'a ve Peygamberimizin sünnetine baktığımızda, hep ilmin övüldüğünü göreceğiz. Lakin âlimler görevlerini yerine getirmelidirler. Allah, Kur'an'ı bizlere miras olarak göndermiştir. Kur'an'ın ve İslam'ın hamisi âlimler olmalıdır. Çünkü Kur'an'ı bilenler âlimlerdir. Ama maalesef bazıları Allah'ın ve Peygamberinin bu emanetine ihanet etmektedirler. Bazıları da elhamdülillah Kur'an'a ve sünnete sahip çıkıp onunla amel etmekte ve hep ilerlemektedirler. En büyük fazilette budur." dedi.
"Kur'an-a ve sünnete sahip çıkmalıyız"
İslam düşmanlarının Müslümanları dinlerinden koparmak için tüm gücüyle mücadele ettiğine dikkat çeken Kılıçarslan, "Küfür ehli, İslam düşmanları Müslümanları kendi dinlerine çekmek istiyorlar. Müslümanları dinlerinden koparmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Bugün ilimle çevrilen İslam coğrafyası Hıristiyan ve Yahudilerin ayakları altında ezilmektedir. Tüm güçleriyle mücadele edip bizleri dinimizden, İslam'dan, Kur'an'dan uzaklaştırmak istiyorlar. Bizler, ilim ehli olanlar, âlimler her şeyden önce Kur'an'a ve Peygamberimizin sünnetine sahip çıkmalıyız. Kim ki Kur'an'a ve sünnete sahip çıkarsa cennette Peygamber ile birlikte olur. Bizler Peygamberin dostları olmalıyız. Bizler Allah'ın rızasını kazanmalıyız." diye konuştu.
"Amaçları Müslümanları parçalayıp İslam'dan uzaklaştırmaktır"
Konuşmasının devamında Kılıçarslan şunları söyledi: "Allah Kur'an'ı muhafaza etmiştir. Tarihten bu yana küfür ne yapmışsa da Kur'an'a bir şüphe getirememişlerdir. Bu sefer sünneti Kur'an'dan uzaklaştırmaya çalıştılar. Bugün küfür silahıyla, ekonomisiyle ve tüm gücüyle İslam âleminin üzerinde yoğunlaşmış durumda. Amaçları Müslümanları parçalamak ve İslam'dan uzaklaştırmaktır. Bununla da yetinmeyip bazılarını satın alıp Müslüman suretinde Kur'an ve sünnet düşmanlığını yapıyorlar. Büyük âlimlere ve onların getirmiş oldukları mezheplere hakaret ediyorlar."
"Âlimler insanların hidayeti için çalışmalı"
Medreselerdeki talebelere İslam dininin tüm ilimlerinin öğretilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçarslan, "İlahiyatlarda ilimler tam olmadığı için oradaki talebelerin kafalarını karmakarışık yapmışlardır. Öğrencilerin kafalarını karıştıranlar Kur'an'a hainlik yapanlardır. Bunlar Yahudi ve Hıristiyanlar tarafından oluşturulan bir projedir. Tek amaçları Müslüman gençliğimizi Kur'an ve sünnetten uzaklaştırmaktır. Bizler sünnetle amel etmezsek Kur'an ile de amel edemeyiz. Hadis, Kur'an'ın bir tefsiridir. Bu şekilde insanları küfre götürmek istiyorlar. Bu nedenle bizler medreselerimizde çokça Kur'an'ın ve sünnetin üzerinde çalışmalıyız. Öğrencilerimize her şeyi öğretmeliyiz. Bunu yapmazsak bu millet cahil kalacaktır. Medreseden mezun olan talebeler Kur'an'a ve İslam'a hamilik yapmaları gerekir. Eğer ki bir âlim ilim okuyup, ilmini dünyevi makamlar için harcarsa cennetin kokusu bile ona gitmeyecektir. Peygamberimiz yemeden içmeden insanların hidayeti için durmadan çalışmıştır. Âlimler de Peygamberin yolundan giderek insanların hidayeti için çalışmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Bunlar İslam ümmetinin âlimleridir"
Din Görevlileri Birliği (DİN-BİR-DER) Genel Başkanı Muhittin Hamdi Yıldırım, çalışmalarından dolayı İTTİHADUL ULEMA yetkililere teşekkür ederek, şunları söyledi:
"Biz kardeşlik köprüsü kapsamında sekizincisini yaptığımız programımızın Urfa, Diyarbakır, Mardin, Bitlis, Siirt, Batman bölgesinde iken kardeşlerimiz böyle bir icazet merasiminde bizi haberdar ettiler. Programımız da özellikle değişiklik yaptık. Ankara'dan 50 hocamızla birlikte sizleri ziyarete geldik. Zaten biz, kardeşlik köprüsünü kurmaya çalışıyoruz. Bu köprü burada kurulmuş, biz de onlara katılalım. Erbakan Hocamızla 24 yıl beraber çalıştım. Erbakan Hoca, 'Uzaydan gelen bir uçakla yeryüzüne insek, Müslümanız. Üzerimize farz olan ilk şey aramızdan istişare edip birini emir seçeceğiz ve ona tabi olup hangi ibadetin vakti gelmişse onu eda edeceğiz' demişti. Öyleyse bizden önce gelenler varsa elbette biz de hemen onlara tabi olacağız. İslam'da tefrika haramdır, ittifak esastır. Ne güzel işte; İTTİHADUL ULEMA burada, âlimler birliği olarak toplanmışız. Bu âlimler, İslam ümmetinin âlimleridir. Efendimizden bugüne kadar İslam ümmetinin ilmini bize kadar aktaran silsileye icazet diyoruz. Bu ilimleri öğrenme farz-ı ayndır, Tüm ümmetin evlatlarının hepsine farz-ı ayn değilse bile büyük bir kısmına farz-ı kifayedir. Bu ilimleri öğrenen kardeşlerimizin icazet merasimine gelmekten ve bu kardeşlik köprüsünü kurmaktan çok mutluyuz. Yüce Rabbim burada bulunan kardeşleri toplu olarak hepimizi affeylesin, birliğimizi ve dirliğimizi sağlasın. Güneydoğu bölgemiz Türkiye'nin dizleridir. Emperyalistler o dizleri vuruyor. Biz bunu Karadeniz Bölgesi, İstanbul, Ankara olarak hissettik ve o bölgelerden buraya, bu bölgelerden de oraya ulemamızı birbiriyle tanıştırmak için bu köprüyü kurduk. Bu çalışmanın şu an tam merkezindeyiz. Bu çalışmaya katılan, emek veren, ders gören ve ulema olarak bulunan cümle kardeşlerimden rabbim razı olsun."
Ardından icazet alan âlimler adına Metin Alpağut bir konuşma yaptı. Daha sonra sahneye davet edilen İTTAHADUL ULEMA üyeleri Molla Muhammed Beşir Varol, Molla Vahdettin Araşki, Molla Nazım Amidi ve Molla Abdurrahman Murmuşluvi toplu icazet metni okundu. Daha sonra tek tek 38 ilim talebesine icazetleri verildi. İcazet programı, duanın ardından yapılan ikramların ardından sona erdi.
Kaynak: Diyarbakır Söz