Diyarbakır’da 13 yaşındaki G.S.'nin fotoğrafını çektiği iddiasıyla bir grup tarafından dövülüp bıçaklanarak sokaklarda gezdirildikten sonra kan kaybından ölen Ergün Arslan'ın (40) fotoğrafı çeken kişi olmadığı ve tacizi engellemeye çalıştığı ortaya çıkınca, ailesinin evi taziye ziyareti ve destek için gelenlerle doldu. Eşi Azize Arslan, "Taziyemiz devam ediyor, sevenlerimiz çok. Öyle bir durum olsaydı kimse bizim kapımızı açmazdı. Ben kendim bile gözyaşı dökmezdim. Eşim hayvanseverdi. Ben idam ve adalet istiyorum, bu işin peşini de bırakmıyorum” dedi.
Olay, 3 Nisan günü akşam saatlerinde Sur ilçesindeki Anzele Parkı'nda meydana geldi. Ergün Arslan, parkta G.S. adlı kız çocuğunun fotoğrafını çektiği iddiasıyla, bir grup tarafından 3 yerinden bıçaklandı. Dövülüp yaralı halde sokaklarda gezdirildiği anlar güvenlik kamerasına yansıyan Arslan, kaldırıldığı hastanede kan kaybından yaşamını yitirdi. Ergün Arslan kentte toprağa verildi
Olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında polis tarafından gözaltına alınan 7 kişiden Baran Eren (23) ile S.D. (16) ve E.H.T. (16) tutuklandı.
Soruşturma kapsamında tacize uğradığı iddia edilen G.S.'nin de ifadesine başvuruldu. G.S.’ye Ergün Arslan’ın resminin gösterildiği, fotoğrafı çekenin Ergün Arslan olmadığını söylediği belirtildi. Arslan’ın kardeşi Süleyman Arslan da olaydan sonra kendisini farklı biri olarak tanıtıp gittiği mahallede çevredekilerle konuştuğunu, ağabeyinin kızlara laf atanlara tepki gösterince çıkan arbedede öldürüldüğünü öğrendiğini söyledi.
'EVE GELİP GİDENLER VAR, DESTEK VERİYORLAR'
Gerçek ortaya çıkınca Arslan ailesinin evi taziye ziyareti ve destek için gelenlerle doldu. Arslan’ın kardeşi Süleyman Arslan, "Şu an evimizde taziyemiz devam ediyor. Bizde taziye yerleri 3 gün sürer ama devam ediyor. Eve gelip gidenler var, destek veriyorlar. Yanımızda olduklarını belirtiyorlar. Hepsinden Allah razı olsun” diye konuştu.
Ergün Arslan'ın eşi Azize Arslan da adalet istediğini belirterek, "Eşime atılan iftiraların kaldırılmasını istiyorum. Eşim öyle bir şey yapmaz. Ben ondan böyle bir şey görmedim. Benim içim yandı onların da içi yansın. Ben başka bir şey söylemiyorum. Taziyemiz devam ediyor, sevenlerimiz çok. Öyle bir durum olsaydı kimse bizim kapımızı açmazdı. Kimse taziyemize de gelmezdi. Ben şahsen kendim bile gözyaşı dökmezdim. Kimse de taziye kurmazdı ona. Eşim hayvanseverdi. Ben idam ve adalet istiyorum. Bu işin peşini de bırakmıyorum" ifadelerini kullandı.
Annesi Zübeyde Arslan da idam istediğini dile getirerek, "Allah rızası için, ben kanser hastasıyım. Oğlum sürekli beni hastaneye götürüp getirirdi. Ben bunların idamını istiyorum" dedi.
'KEDİSİ ÖLDÜ, ONU GÖMDÜK FATİHA OKUDUK, BÖYLE BİR İNSANDI'
Oturduğu binanın görevlisi Mehmet Laçin de Ergün Arslan'ın hayvansever olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
"Bir gün beni aradı. Kürek var mı, diye sordu. Ben de hayırdır ne yapacaksın dedim. Kedisinin öldüğünü ve buraya gömeceğini söyledi. İkimiz toprağı kazdık, kediyi gömdük. Üzerini kapattık, Fatiha bile okuduk. Bana dedi ki kesinlikle bu tarafı ne kazacaksın ne de kimse karışacak. Böyle bir insandı."
Mahalle esnafı Hüseyin Atsız da Ergün Arslan'ı 25 yıla yakındır tanıdığını kaydederek, "Üzerine iftira atıldı. Allah'a çok şükür ki asılsız çıktı. Taziye evde devam ediyor. Dostlar geliyor, alnımız da ak” dedi.
Komşuları Fatma Ay da Ergün Arslan'ın sevenlerinin çok olduğunu ve herkesin üzüldüğünü söyledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz