DİYARBAKIR, Mardin ve Şanlıurfa sınırlarını kapsayan sönmüş volkanik dağ olan Karacadağ'da asırlardır göçebe hayatı yaşayan göçerler, geçici konakladıkları yerlerde süt ve süt ürünleri üretiyor.
Zorlu yaşam süren göçerlerden Seydo Çetin, Mayıs ayı boyunca günlük 500 litre süt üretip sattıklarını söyleyerek, "Sütteki bu verimlilik sadece 40 gün kadar sürüyor. Şu an koyunlar yavaş yavaş sütten kesiliyor ve biz de süt satmaktan ziyade artık peynir üreteceğiz" dedi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki göçerlerin, hayvanlarını daha verimli meralarda otlatmak için zorlu yolculuğu sürüyor. Bazen günlerce süren tehlikeli ve zor yolculuklara rağmen, yüzlerce yıldır üretime devam eden göçerler Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa sınırları içerisinde olan 1957 rakımlı volkanik Karacadağ'da yerlerini aldı. Eğitim, sağlık ve teknolojik imkanlardan mahrum şekilde hayatlarını sürdüren göçerler, kurdukları derme çatma çadırlarda yaşamlarını sürdürüyor.
250 HAYVANLA GÜNDE 70 KİLO PEYNİR ÜRETİYOR
Kış mevsiminde Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde, yaz mevsiminde ise Karacadağ'ın zirvesinde çadırlarını kurdukların söyleyen göçerlerden İbrahim Calıat (28), hayvanların otlandığı meraların verimli olmadığı yıllarda Bingöl ve Erzurum'a kadar da gittiklerini söyledi.
Göçerliği zor şartlar altında sürdürdüklerini ifade eden Calıat, "Kışın Ceylanpınar'da kalıyoruz. Aylarca burada kalıyoruz. Sonra Erzurum'a gidiyoruz. Her zaman yol, şebeke sıkıntısı çekiyoruz. Elektrik sıkıntısı her zaman var. Bazen de su sıkıntısı çekiyoruz. Bazı yıllarda burada kalıyoruz. Siverek'ten bize tankerlerle su getiriyorlar. 250 hayvanımız var. Ortalama günlük 60- 70 kilo peynir üretebiliyoruz" diye konuştu.
'MAYIS AYINDA GÜNDE 500 LİTRE SÜT SATTIK'
Göçerliğin atalarından kaldığını anlatan Seydo Çetin ise Mayıs ayı boyunca günlük 500 litre süt sattıklarını ifade ederek, "Sütteki bu verimlilik sadece 40 gün kadar sürüyor. Şu an koyunlar yavaş yavaş sütten kesiliyor. Biz de artık süt satmaktan ziyade artık peynir üreteceğiz. Yol, su ve elektrik gibi hizmetlerden yararlanamıyoruz. Buradaki merada 4 aileyiz, 1800 hayvanımız var. Çocuklarımız eğitim alamıyorlar. Elektrik ve su olmadığı için ev yapamıyoruz. Bu nedenle çadırda yaşıyoruz. Başka yere gittiğimiz zaman arazi sahipleri bizden para istiyor" dedi.
Okullar tatil olduğu için ailesine yardım eden Şanlıurfa Karaköprü Anadolu İmam Hatip Lisesi 3'üncü sınıf öğrencisi Ahmet Çetin de (18) şunları söyledi: "İlkbahar'da biz buraya geldiğimizde çok zorlanıyoruz. Koyunlara gittiğimizde ıslanıyoruz. Kıyafet yok. Sabah çay içeceğiz. Bakıyoruz her şey ıslanmış. Koyunlar durmuyor. Bir şey yok. Gördüğünüz gibi her yer topraktır."
Kaynak: Diyarbakır Söz