Diyarbakır’da da boşandığı 10 yıllık eşi 28 yaşındaki Esma Başeğmez'i (29) öldüren Emrah Başeğmez'in (30) cinayeti, akıllara durgunluk veren bir tuzak kurarak işlediği ortaya çıktı. Cinayet öncesi ve sonrasındaki ayrıntılar dudak uçuklattı.
BARAKADA YAKALANDI
Gizlendiği bir barakada jandarma operasyonuyla cinayetten 4 ay sonra yakalanan Emrah Başeğmez hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.
ÇOCUKLARIN VELAYETİ, EŞİNİ DEFALARCA DARP EDEN BABA’YA VERİLDİ
Hazırlanan iddianameye göre, eşini daha önce de defalarca darp edip tutuklanan katil zanlısı cezaevinden çıktıktan sonra da eşine karşı şiddeti sürdürünce mahkeme ikili hakkında boşanma kararı verdi. Çocukların velayeti mahkeme tarafından babaya verildi.
ANNENİN ÇOCUĞUNA OLAN DÜŞKÜNLÜĞÜNÜ TUZAĞA ÇEVİRDİ
Küçük oğluna karşı aşırı hassasiyeti olan anne Esma Başeğmez'i arayan eski koca “Oğlunu görmek istiyorsan, vereceğim adrese gel” dedi. Oğlunu görebilme umuduyla belirlenen adrese giden kadın, burada eşiyle yeniden tartıştı. Oğluna “Sen git, arka sokakta bekle” diyen katil, daha sonra kaldırımda oturan eşini başına sıktığı 6 kurşunla katletti ve oğlunu alarak kaçtı.
“TELEFONDAKİ KAYDI GÖRÜNCE DÖVDÜM”
Katilse ifadesinde çok sayıda kadın cinayetinde olduğu gibi eşini suçladı, telefonunda başka birinin numarasının kayıtlı olduğunu iddia etti.
“BOŞANDIK, BİR HAFTA SONRA TEKRAR BARIŞTIK”
Eşinin anne ve babasına durumu anlattığını belirten Emrah Başeğmez, ifadesinde olayı şöyle anlattı:
“Telefon bendeydi. Ekranda şifre olduğu için açamadım. ‘Aşkım' diye kayıtlı kişi tekrar aradı. Telefonu kayınvalideme verdim. Bu kişi ile konuştu. Eşim bağırıp evi terk etti ve bir gün gelmedi.
Aile büyükleri araya girip bizi barıştırmak istedi ben kabul etmedim ve boşanma davası açtım ve eşimin telefon kayıtlarını da mahkemeye sundum. Mahkeme bizi boşadı, çocukların velayetini de bana verdi.
Bir hafta sonra teyzem olan kayınvalidem beni arayıp tekrar ‘barışın’ dedi. Ben de çocuklarım annesiz kalmasın diye kabul ettim. Oturduğumuz evi satıp başka bir mahallede ev aldım. Ama eşimle yeniden tartışmalarımız oldu. Beni aldatmaya devam ediyor, başkalarıyla konuşuyordu.
“YAN TARAFA BAKTIĞI SIRADA ATEŞ ETTİM”
Onu darp ettim ve ‘Beni şikayet edersen, cezaevine girersem seni nerede bulursam öldürürüm' dedim. Buna rağmen beni şikayet etti, polisler eve gelip beni yakaladı ve tekrar tutuklanıp cezaevine girdim… Bir süre sonra tahliye oldum.
Olay günü de ‘Neredesin' diye mesaj attım. Bana ‘Sana ne' diye cevap yazdı. Küçük oğlumuz da o gün annesini görmek istemişti. Bunu duyunca gelmek istedi. Ben de adres gönderdim.
Oğlum yanımızda olduğu için öldürmek istemedim. Oğluma durakta beklemesini söyledim. Esma ise ‘Uzaklaşmazsan polis çağıracağım' dedi. Silah elimdeki poşetin içindeydi. Esma kulağındaki kulaklıkla telefonda konuşuyordu. Kaldırım üzerine oturmuş arada bir de benimle konuşuyordu. Yan tarafa baktığı sırada ateş ettim.”
KIZININ ÖLÜMÜNÜ SANİYE SANİYE DUYDU
Esma'nın annesi Hanife Başeğmez ise mağdur olarak alınan ifadesinde, “Kızım beni aradı. Kendisiyle konuşuyorduk. Bana oğlunu görüp babasına teslim ettikten sonra eve geleceğini söyledi. Sonra kızımın sesi bir anda kesildi. Telefon açık kaldığı için kalabalık insan sesleri duymaya başladım. Bu sırada bir kişinin bağırarak, ‘Ambulans çağırın' dediğini duydum. Son görüşmeyi benimle yaptığı için polisler beni arayınca hastaneye geldim” dedi.
Y.O. adlı görgü tanığı ise, “Ben seyir halindeydim. Kaldırımda kirli sakallı biri kaçıyordu. Peşinden de 6-7 yaşlarında bir çocuk koşuyordu” dedi.
BABA, KIZININ KATİLİNDEN ŞİKAYETÇİ OLMADI
Esma'nın babası kızının damadından boşandığını, ancak çocuklarına dayanamadığı için pişman olup yeniden Emrah ile evlendiğini, bir süre sonra tekrar kavga ettikleri için kızını alıp köye götürdüğünü söyledi. Baba Hüseyin Başeğmez, “Damadımdan şikayetçi değilim. Davaya katılmak istemiyorum” dedi.
Kızının öldürülmesine telefonda tanıklık eden annesi Hanife Başeğmez ise damadından şikayetçi olduğunu söyledi.
Sanığın, eşini kasten nitelikli öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.
Kaynak: Diyarbakır Söz