Elazığ'da 3 gün önce Sinem Fırat isimli genç kızın vahşice öldürülmesinin ardında yatan sır açıklandı. 5 kurşunla Sinem Fırat'ı öldürdükten sonra canice kesen zanlının anne babası da cinayete tanıklık ve yataklık yapmak suçundan ellerinde kelepçeleri ile yakalandılar
Elazığ'da Sinan Fırat'ı sırtından silahla vurup boğazını keserek öldürdüğü iddia edilen arkadaşı ile, delilleri gizlemede yardım ettiği ileri sürülen anne ve babası tutuklandı.
Olay, 3 gün önce merkez Sanayi Mahallesi Şamdan Sokak numara 7'deki evin bahçesinde 2 çocuk babası 31 yaşındaki Sinan Fırat'ın cesedini gören vatandaşların durumu polise bildirmesiyle ortaya çıkmıştı. Olay yerinde yapılan incelemede 5 kurşunla sırtından vurulup, boğazı kesilerek öldürülen Fırat'ın cesedinin yanında kadın çantası ile çantada bir kadın tarafından yazılmış gibi gösterilen günlük bulunmuştu. Çevrede yapılan aramada cesedin bulunduğu yerin bir üst sokağında el arabası ve kanlı gömlek, onun bir üst sokağında ise otomobiline ulaşılmıştı.
Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin yaptığı araştırmada cinayet şüphelisi olarak belirlenerek gözaltına alınan Hüsamettin A. ile delilleri yok etmede yardım ettiği ileri sürülen anne M.A ile baba F.A. adliyeye sevk edilmişti.
Savcıya ifade veren 3 zanlı tutuklanma talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi mahkeme de kasten adam öldürme ve suç delillerini yok etmek suçlarından anne, baba ve oğlunu tutukladı. Tutuklanan zanlılar Elazığ E Tipi Cezaevine gönderildi.
Elâzığ ili, MÖ 3000'li yıllarda kurulduğu sanılan, Harput kentinin ovadaki devamıdır. Bu nedenle yıllarca Harput denmiştir.Büyük Selçuklu hakimiyetinin Anadolu'ya kayması ile Harput'un Türk yurdu olmasında en önemli savaşın Malazgirt Meydan Muharebesi olduğuna şüphe yoktur. Nitekim Harput ve çevresi Malazgirt muharebesinden sonra Türklerin eline geçmiş olup yörede Büyük Selçuklu Devleti'ne bağlı olarak Çubukoğulları Beyliği kurulmuştur (1085). Harput'un Türkler tarafından alınmasına kadar sadece müstahkem bir kale hüviyetinde kalan bu yer Türklerle beraber büyüyen bir şehir haline gelmiştir.Çubukoğulları Beyliği'nin ömrü uzun sürmemiş (1110) yılında Artukoğulları dönemini başlatmıştır. Bir müddet sonra Harput Artukluları diye bilinen bağımsız bir beylik kurulmuştur. Harput, (1230) yılında Moğolların eline geçmiş (1234) yılından itibaren ise Anadolu Selçuklu Devleti'nin hakimiyeti altına girmiştir. (1507) yılında Safevilerin eline geçen Harput, 1515 yılında ise Çaldıran zaferinden sonra Osmanlı hakimiyetine girmiştir (1516). Mezra denilen bugünkü yerleşim yerine 1834'de taşınan Elâzığ'a 1862 yılında Sultan Abdulaziz'in tahta çıkışının 5. yılında Hacı Ahmet İzzet Paşa devrinde buraya tayin edilen Vali İsmail Paşa'nın teklifi ile Mamuret-ül Aziz ismi verilmiştir. Fakat telaffuzu güç olduğundan halk arasında kısaca El'aziz olarak söylenegelmiştir. Zaman içinde bölgeye eyalet merkezliği yapan şehre 1937 yılında Atatürk tarafından tahıl ambarı bolluk ve bereket anlamına gelen El'azık adı verilmiş olup, zamanla Türkçe ses uyumuna uygunluğu ve söyleniş kolaylığı nedeniyle Elâzığ olarak kullanılır olmuştur.
Kaynak: Diyarbakır Söz