Darbe Mağdurlarının Sevinci Buruk

1980 askeri darbesinde gözaltına alınan ve yıllarca kötü muamele ile işkencelere maruz kalan darbe mağdurları, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in hayatını kaybetmesinin kendilerini sevindirmediğini belirtti.

Darbe Mağdurlarının Sevinci Buruk

Evren’in bir kuşağı tanklarının paletleri ile yerle bir ettiğini ifade eden yazar İsa Tekin, "Kenan Evren böyle basit bir şekilde ölmemeliydi” dedi. Dönemin mağdur ve tanıklarından Mim Yavuz Binbay ise, Evren’in yargılanmasına dikkat çekerek, hakkında verilen kararın Yargıtay tarafından onaylanmasını istedi.

12 Eylül döneminde, gözaltına alınarak, Diyarbakır 5 No’lu askeri Cezaevi’nde, yıllarca kötü muamele ve işkencelere maruz kalan darbe mağdurları, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’in ölümüne sevinemedi. Darbe mağdurları, hem Evren’in ölümü hem de darbe döneminde yaşadıklarına ilişkin  açıklamalarda bulundu. 1980 askeri darbesi öncesinde çeşitli Kürt hareketleri içerisinde aktif olarak yer alan, Rize’de öğretmenlik yaparken, 12 Eylül darbesinde gözaltına alınan yazar İsa Tekin, 8 yıl Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi'nde tutuldu. Burada işkence ve kötü muamelelere maruz kalan ve tanıklık eden Tekin, her gece yastığa başını koyduğunda halen o günleri hatırladığını dile getirdi.

"BÖYLE BASİT BİR ŞEKİLDE ÖLMEMELİYDİ"

78 kuşağının 12 Eylül’ün mimarı olan Kenan Evren ve ekibinin Türkiye’deki zulüm, baskı ve işkence yönetimini hep beraber gördüğünü belirten Tekin, Evren’in ölümünün kendisinde tarif edilemez bir his oluşturduğunu ifade etti. Evren’in Türkiye’de henüz bıyığı terlememiş, sakalları çıkmamış gencecik çocukları, yaşlarını büyüterek, idam sehpalarına götürdüğünü anlatan Tekin, "Erdal Eren bunun en açık örneğidir. Bizler gençliğimizin baharındaydık. Kuşağımız, çalışkandı, hedefleri belliydi ve inançlıydı. Bu kuşak Kenan Evren’in tanklarının paletleri ile yerle bir edildi. Bir kuşak bütün olarak yok edildi. Onun için Kenan Evren böyle basit bir şekilde ölmemeliydi" diye konuştu.

"12 EYLÜL DARBESİ TÜRKİYE’DE ÇOK ACIMASIZ BİR ŞEKİLDE YAPILDI"

Dünyanın birçok ülkesinde darbeler yapıldığını ancak Türkiye’de yaşanan 12 Eylül darbesinin çok acımasız ve vahşi bir şekilde gerçekleştirildiğini vurgulayan Tekin, "12 Eylül’ün gelmesinin en büyük nedeni 1 Mayıs provokasyonudur. 34 insan nasıl öldürüldü. Akabinde Kahramanmaraş, Sivas ve Çorum olayları oldu. Bu olaylar devam ederken, darbe 12 Eylül 1980 gecesinde bir bıçak geldi ve kesti. Ardından bir daha eylem olmadı. Demek ki alt yapısı daha önce hazırlanmıştı. Bu olayların hepsinin çok detaylı bir şekilde incelenmesi gerekir" şeklinde konuştu.

"FİZİKİ OLARAK GİTMESİ BİR ŞEY DEĞİŞTİRMİYOR"

Kenan Evren ve 12 Eylül’ü anlatmanın basit bir olay olmadığını, gelen hiçbir iktidarın Evren ve ekibinin yargılanması için ciddi bir çaba sarf etmediğini aktaran Tekin, şunları kaydetti:

"2010’da Evren ve arkadaşlarını yargılanmasının yolunun açılması ile formalite bir dava açıldı. Bu davaya biz de müdahil olduk. Ancak Evren ve ekibi darbe yapmaktan yargılandı. Cinayetten işkenceden ve diğer uygulamalardan yargılanmadı. En büyük eksiklik buradaydı. Kendisinin fiziki anlamda çekip gitmesi hiçbir şeyi değiştirmiyor. Onun ve ekibinin bıraktığı belalar halen de bizim için de cebelleştiğimiz çok zor sorunları beraberinde getirdi. Halen o belalar devam ediyor. 12 Eylül, bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal ortamın oluşmasının baş mimarıdır. Mamak ve Diyarbakır cezaevleri 12 Eylül ile özdeşleşmiş çok önemli iki cezaevidir. Bu cezaevlerinde yüzlerce insan işkenceden geçirildi. Bunların en canlı şahitlerinden biri benim. Çok kötü bir süreçti. Özellikle Diyarbakır’da Kürt olduğu için insanlar baskı gördü, işkence gördü, öldürüldü. Her defasında bize şunu söylediler, ‘Öyle bir şey yapacağız ki bir daha Kürt olduğunuzu söyleyemeyeceksiniz.’ Kenan Evren ve ekibi öyle şeyler yaptı ki şimdi Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durum, Türkiye’deki siyasi durum, ekonomik durum hepsi o kalıntılar üzerinde inşa ediliyor. Ben sevinemiyorum. Evrenin bu şekilde ölümüne sevinemiyorum. Keşke yargılanabilseydi, keşke cezası onaylanmış olsaydı. Bir yıl geçti halen ceza onaylanmamış. Onu bekliyoruz. Çünkü benim gibi binlerce mağdur insan var."

"ADALET BİLİNÇLİ OLARAK GECİKTİRİLDİ"

Darbe döneminde Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde yıllarca işkence ve kötü muamelelere maruz kalan dönemin tanıklarından Mim Yavuz Binbay ise, Kenan Evren’in yargılanma sürecine dikkat çekti. Evren hakkında mahkemenin verdiği kararın bilinçli olarak geciktirildiğine ve adaletin geciktirilerek yerine getirilmediğine dikkat çeken Binbay, şu ifadelerde bulundu:

"Taş atan veya ekmek çalan bir çocuğun veya gösteri yapan bir göstericinin jet hızıyla karar yazılıp, onaylanıp, infazı yapılmaktadır. Kenan Evren darbecisi, topluma derin acılar yaşatmış, toplumsal düzeni derinden etkileyen, tahribatlar yaratan insanlığa karşı işlenmiş suçlardan kabul edilen suçları işlemiş bir darbecinin mahkumiyet kararının bilerek geciktirilip uygulanmaması kabul edilemez bir suç ortaklığıdır. Ne yazık ki geçmişte bu suçlara boyun eğerek, ortaklık yapmış olan Türk hukuk kurumları bu kararı uygulamayarak bu lekeden kurtulma fırsatını kaçırarak tekrar suç ortağı durumuna düşmüştür. Bu geciktirme sebebiyle insanlık suçu işlemiş bir darbeci hala Cumhurbaşkanı sıfatıyla anılmaktadır ve devlet töreni ile gömülmesi tartışılmaktadır. Bu durum toplumun vicdanını zedelemektedir. Tüm kurum ve şahsiyetlere hukuk dışı bu törene katılmaması çağrısında bulunuyorum."

Evren’in yargılandığı davanın henüz sona ermediğini, karar onaylanıp uygulamaya konularak, infaz sonucunda hak etmediği sıfatları geri alınıncaya kadar da sona ermeyeceğini ifade eden Binbay, "İnsanlık suçlarında ne zaman aşımı ne de ölüm yargılamayı durdurmamaktadır. Toplumsal vicdan gereği Yargıtay’dan bir an evvel kararın onayarak, infazının başlatılmasını bekliyorum" dedi.

Kaynak: Diyarbakır Söz