"OKUMANIN YAŞI YOK"
Hükümlülerden Cemal Heper, 10 yıldan bu yanaburada bulunduğunu belirtirkenAçık Öğretim Lisesi'ndeki eğitimine devam ettiğini söyledi. Heper, şöyle dedi:
"Okumanın ne kadar güzel olduğunu anlayarak, insanın hayatı daha güzel görebildiğine inandım. Üniversiteye de devam etmek istiyorum. Daha kültürlü ve kendimi geliştirmiş olarak buradan çıkacağım. Ailem için daha faydalı olacağımı düşünüyorum."
Aslen Erzurumlu olduğunu ve Karaman Cezaevi'nden İzmir'e getirildiğini anlatan hükümlülerden Emrullah Özdemir, bu süreçte ortaokula başladığını şimdi ise liseye devam ettiğini belirtti. Kendilerinedefter kitap gibi eğitim araçlarının hem de verimli bir çalışma ortamının sunulduğunu kaydeden Özdemir, şunları anlattı:
"Okumanın yaşı yok. Boş zamanlarımızı okuyarak değerlendiriyoruz. Toplumda mahkumlara bakış açısı ne yazık ki olumsuz. Genelde dışlanıyoruz. Bunu kırmak için okulumuza devam ediyor, millete hayırlı bir insan olarak bu cezaevinden çıkmak istiyoruz."
Cezaevinde4 yıldan bu yanatutulduğunuburaya ilkokul mezunu olarak geldiğini belirten Serkan Yaman ise, ortaokul mezunu olduğunu bildirirken"Şimdi liseye devam ediyorum. Burada diğer arkadaşlarımızla birlikte, toplu şekilde eğitim alıyoruz. Amacım üniversite okumak" dedi.
"CEZAEVİNDE OLDUĞUMUZU UNUTTUK"
Cezaevinde 7 yıldır kalan Ersin Durak, en son yapılan 15 Mart'taki Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na giren 11 kişi arasından birinci oldu. Durak, öğretmeniyle beraber bölüm tercihi yaparak lisans eğitimine devam etmeyi hedefliyor. Durak ile aynı şartlarda olan Ozan Efe ise şöyle konuştu:
"11 yıldır cezaevindeyim. Cezaevine geldiğim zaman, 'ortaokuldan terk' durumundaydım.Cezaevinde verilen eğitimlerle okumaya başladım. Daha sonra üniversitede Radyo ve Televizyonculuk Bölümü'nü kazandım. Başka bölümleri kazanıp gitmeyi düşünüyorum. Bizi burada hayata hazırlıyorlar. Cam seramik, iletişim ve tiyatro kursuna katıldım. Bu kurs programı bize cezaevinde olduğumuzu unutturuyor. Bizim burada insan olduğumuzu hatırlatıyor. Tüm öğretmenlerimize de teşekkür ederiz."
Kaynak: Diyarbakır Söz