Büyük iddia 10 kat arttı!

Diyarbakır Tabip Odası’nın Mart-Nisan ayı Kovid-19 raporuna göre, 1 Mart tarihi itibariyle kentte günlük 40 bandında seyreden vaka sayıları, birkaç hafta içinde 10 kat artarak 400’lere ulaştı. Raporda, kentte aşı tanımı yapılmış bireylerin yarısının dahi aşılanmadığı belirtildi.

Büyük iddia 10 kat arttı!

Diyarbakır Tabip Odası (DTO),  2021 Mart-Nisan ayı dönemini kapsayan Kovid-19 değerlendirme raporunu, oda binasında düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaştı. Raporun Kürtçesini Tabip Odası Başkanı Dr. Elif Turan, Türkçesini ise Tabip Odası Genel Sekreteri Mustafa Mesut Kaya okudu.

Sürecin başından bu yana şeffaf bir yönetim biçiminin sergilenmediği belirtilen raporda, salgına ilişkin epidemiyolojik verilerin hasta-vaka ayrımı gibi yöntemlerle algı yönetimi yapılarak çarpıtıldığını ve yakın bir zamana kadar doğru verilerin paylaşılmadığı belirtildi. Raporda, 1 Mart itibariyle yetersiz uygulanan kısıtlamaların büyük ölçüde kaldırılmasıyla, kentte günlük 40 bandında seyreden vaka sayılarının birkaç hafta içinde 10 kat artarak 400’lere yükseldiği, buna paralel olarak kentte kamu ve özel hastanelerinde tedavi gören Kovid-19 hasta sayısının aynı periyotta 20 kat arttığı kaydedildi.

ANADİLDE SAĞLIK HİZMETİ

Tüm halkların kendi anadillerinde eşit, nitelikli, erişilebilir, parasız kamusal sağlık hizmetlerinden yararlanabilecekleri yasal ve pratik düzenlemelerin yapılması çağrısının yinelendiği raporda, “Çünkü anadilinde sağlık hizmeti sunulamamasının yarattığı sorunlar pandemi sürecinde daha da katmerleşmiştir. Pandemi sürecinde sağlık sisteminde yaşanan alt üst oluşlar hizmet sunulan dili bilmeyenler açısından sağlığa erişimde ciddi sorunlara yol açmıştır. Covid-19 Pandemisi ile mücadelede en önemli araçlardan biri olan aşılar ile ilgili aşı kampanyalarının yapılmaması sonucunda genel olarak aşılanma oranları düşük olsa da bölgemizde bu düşüklük daha fazla olmuştur. Kampanyaların amaçları farkındalık yaratmak, iletişimi sağlamak olduğu için kişilerin anladığı dille onlara ulaşılır olsaydı bu olumsuz tablonun tersine çevrilmesi mümkün olabilecekti. Bölgemizde Türkçe bilmeyen 65 yaş üstü kişilerin teknolojik uygulamaların kullanımı üzerinden randevu oluşturulması, aşı randevusu alma aşamalarındaki zorluklara bir de bilmediği, anlamadığı bir dil ile bu süreçleri yürütmeye çalışmaları yurttaşlar açısından zorlayıcı olmuştur. Covid servislerinde doğal olarak tek kişilik odalarda refakatsiz bir şekilde sağlık çalışanlarıyla aynı dili konuşamayan hastaların kendi istek ve ihtiyaçlarını dile getirememelerinin yalnızlık ve ölüm korkusuna neden olduğu gözlemlenmiştir. Anadilde sağlık hizmet sunumu tercih edilmesi gereken bir durum değil zorunlu olarak yaşama geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü dilini bilmeyen derdini de anlatamamaktadır” denildi.

KOVİD DIŞI HASTALIKLAR ARTTI

Kovid-19 dışı hastaların takibi ve sağlığa erişimdeki sorunların bu dönemde de devam ettiğine işaret edilen raporda, “Özellikle sürekli takip gerektiren kronik hastalığı bulunan hastaların tedavi süreçlerinde ciddi aksamalar yaşanmaktadır. Virüs korkusu, yaşlılara yönelik ayrımcı tutumlar nedeniyle yaşlı hastaların sağlık sorunlarında artışlar gözlemlenmektedir. Randevu sisteminde yaşanan sıkıntılar bu sorunun en büyük nedenini teşkil etmektedir. Kardiyak takibi yapılmayan hastalarda ani ölümler artmıştır. Kanser tarama oranlarındaki yüzde 90’lık düşüş ile erken evrede tanı alıp tamamen kür sağlanacak hastaların çoğu ne yazık ki ileri evrede birçok belirtilerle tedavileri gecikmiş bir şekilde hastanelere başvurmaktadırlar” diye belirtildi.                                                                                                                                                    

AŞILAMA

Aşı temininde geç kalındığı ve kamunun sorumluluğunda olan toplumsal bilgilendirme ve aşıya güven duygusunun tesis edilmediği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi: “Hem sayısal hem de oransal olarak aşılamada ciddi bir başarısızlık ortaya çıkmıştır. İlimizde adına aşı tanımlanmış tüm bireylerin yarısı dahi aşılanamamıştır. Öneri ve uyarılarımıza rağmen gerekli toplumsal doğru bilgilendirme ve özellikle aşılanan yaş grubunda çok önemli olduğunu düşündüğümüz anadilde aşı tanıtım çalışmaları yürütülmemiştir. İlimizde ve tüm ülkede özellikle son 4-5 haftadır Sinovac aşıları için adına aşı tanımlanmış vatandaşlar ASM’lerde, telefonla ve MHRS sistemi üzerinden ilk doz aşı randevusu alamamaktadır. Azalan aşı stokları, randevu verilmeyerek korunmaya çalışılmaktadır. Halkın bağışıklanması geciktirilerek, pandemi yönetmekten çok stok yönetimi yapılmaktadır.”

ÖNERİLER

Tabip Odası, koronavirüse karşı mücadelede yapılması gerekenlerle ilgili şu önerileri paylaştı:

“* Toplumun pandemi yönetim süreçlerine güveni sağlanmalıdır. Hidroksiklorokin etken maddeli ilacın kullanımında ortaya çıkan bilimsel gerçeklerden uzak ve güven kaybı yaratan dayanaksız benzer ısrarlar terkedilmelidir.                                                                                                                                 

* Toplu yaşam alanlarında çalışanlara ve cezaevleri gibi ortak kullanım bölgelerine bilimsel ölçütlerde hijyen, mesafe, havalandırma olanakları yanı sıra yaygın tarama yapılmalı ve aşı uygulama önceliği tanınmalıdır.                          

* Vaka sayılarını düşük göstermeyi önceleyen, vaka temaslılarına dahi test yapılmayan yöntemden vazgeçilmeli, bilimsel ölçütlere uygun yaygın test ve izolasyon tedbirleri uygulanmalıdır.                                      

* Pandemi nedeniyle çalışma olanakları kısıtlanmış toplumsal kesimlere acilen sosyal ve maddi destekler sağlanmalı, sosyal çöküşler ve intiharların önüne geçilmelidir.                                                      

* Aşılanmanın yaygın yapıldığı ülkelerde alınan sonuçlar Covid-19’u önlenebilir bir ölüm nedeni haline getirmiştir. Sorumluları defalarca değişen ve uzayan aşı temin tarihleri ile ilgili ciddiyete çağırıyoruz. Derhal yaygın aşılamaya geçilerek ölümler durdurulmalıdır.

* İşyeri güvenliğine yönelik önlemler arttırılmalı, denetimler sıklaştırılmalıdır.

* Covid-19 hastalığına yakalanan Sağlık çalışanlarının işe dönüş kriterleri hastalığın şiddeti, ortaya çıkan sekel ve viral yük dikkate alınarak uluslararası kılavuzlara uygun olarak belirlenmelidir.

* Mesleklerini yaparken yakalandıkları ve ölümle sonuçlanabilen Covid-19 hastalığı tüm Sağlık çalışanları açısından illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.

* İş yükü artan sağlık çalışanlarının viral maruziyetleri göz önünde bulundurulmalıdır. Sağlık çalışanı sayısı arttırılmalı, yeni atamalar ve toplu alımlar yapılmalıdır.

* KHK’lilerin durumunun görüşüldüğü OHAL komisyonları, pandemi bahanesiyle çok az sayıda dosya görüşmektedir. Pandemi öncesi ayda 4000 dosya görüşülürken, tüm pandemi boyunca 3000 civarında dosyayı sonuçlandırılmıştır. İlimizde KHK ile ihraç edilen 137 sağlık emekçisi bulunmaktadır. Pandemi ile en ön safta mücadele eden sağlık çalışanlarının artan iş yükünü de azaltmanın bir yolu olarak da KHK ile ihraç edilen tüm Sağlık emekçileri işe iade edilmelidir.

* Pandemi sürecinde yetersiz kalan 1. Basamak sağlık hizmetleri topluma dayalı bölge tabanlı geçiş sağlanarak yeniden düzenlenmelidir.

* Covid-19 aşıları ile ilgili süreç şeffaflaştırılmalı, topluma güven veren bir tarzda yürütülmelidir. Bir an önce toplumun tüm duyarlı kesimlerine yetecek düzeyde aşı tedarik edilmelidir.

* Başta öğretmenler olmak üzere tüm eğitim emekçileri, çalışma bölgesi kamu veya özel ayırımı yapılmadan derhal aşılanmalıdır.”

Kaynak: Diyarbakır Söz