Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Muharrem Kılıç, TİHEK'in çok kapsamlı bir yetki alanına sahip olduğunu belirterek, cinsiyetle başlayan, siyasi görüşe, medeni hale ve servet temeline varıncaya kadar 15 temelde ayrımcılık başvurusu aldıklarını kaydetti.
Kılıç, Devlet Tiyatrosu Salonu'nda düzenlenen Van İnsan Hakları İstişare Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, TİHEK'in 2016 yılından bu yana faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi.
İnsan haklarının genişleyen bir yelpazeye sahip olduğunu belirten Kılıç, "İçinde bulunduğumuz ve dijital çağ olarak da nitelendirdiğimiz yüzyılda farklı alışkanlıklar, toplumsal tutumlar, tavırların gelişen teknolojiyle birlikte ortaya çıktığını görüyoruz. İnsanların sosyal ilişkileri, çevreyle ve birbiriyle olan ilişkisi değişkenlik arz ediyor. Hak ve hukuk kavramı mutlak surette kişinin tekil olarak değil, birden fazla kişiyle, sosyal çevresiyle, insanlarla olan teması doğrultusunda gündeme geliyor." diye konuştu.
İnsanların temel hak ve özgürlüklerinin yanı sıra yeni yeni ortaya çıkan bir takım ihtiyaçlarının olduğunun görülmesi gerektiğini ifade eden Kılıç, kamu idaresinin ve otoritesinin herhangi bir hak ihlaline, bir mağduriyete yol açmaması adına bu tür kurumların varlığının önemli olduğunu anlattı.
"15 TEMELDE AYRIMCILIK BAŞVURUSU ALIYORUZ"
TİHEK'in akran kurumlar ve diğer ülke örneklerindeki kurumlardan farklı olarak çok kapsamlı bir yetki alanına sahip olduğunu aktaran Kılıç, şunları kaydetti:
"Cinsiyetle başlayan siyasi görüşe, medeni hale ve servet temeline varıncaya kadar 15 temelde ayrımcılık başvurusu alıyoruz. Nasıl gerçekleşiyor bu? Tüm imkanlar olanaklar mümkün. Mektup yoluyla, e-devlet üzerinden, bizatihi kuruma gelerek bireysel başvurular alıyoruz. Yasada belirlenen temeller üzerinden ispat edilebilir, çerçevesi belirlenebilir bir ihlal durumu söz konusu ise yani kişi ayrımcılığa uğradıysa bu noktada kurulumuz karar organı olarak ihlal tespitinde bulunuyor. Çok bilinmeyen bir taraf aslında. Bazı akran kurumlardan, idari hak arama kurumlarından farklı olarak idari yaptırım yetkimiz var. Bu yılın değerleme oranına göre 40 bin liraya kadar idari yaptırım uygulayabiliyoruz."
"İHLAL KARARI VEREBİLİYORUZ"
Ayrımcılık temelindeki hak ihlallerinin gerçekleşmesinde kamu otoritesinin sorumluluğunun söz konusu olmadığını dile getiren Kılıç, şöyle konuştu:
"Kamu idaresi ne yapabilir? Hak ihlaline yol açabilir. Bir idari tasarrufla, bir idari işlemle. Burada denetlenen şey ne? Kanunun da öngördüğü üzere gerçek kişinin yapmış olduğu ayrımcı muamele karşısında ki biz buna 'insan haklarının yatay etkisi' diyoruz. Bu çerçevede ihlal kararı verebiliyoruz. Mesela medeni hal temelinde epey bir ayrımcılık kararı verdik. En bariz örneği bekar olan kişiye, bir gerçek kişinin bu emlakçı olabilir ya da bizatihi ev sahibi olabilir. Her ikisinin de bu noktada sorumluluğu söz konusudur. Bu noktada medeni hal temelli bekara ev vermeyen kişiye bunu deklare eden, sözlü ya da yazılı beyanı ortaya koyan kişiye karşı ilgili gerçek kişinin ayrımcılık mağduriyetini giderebilmek adına ihlal kararları veriyoruz. İdari yaptırım uyguluyoruz. Yine bir belediyemizin kamusal hizmet sunumunda yabancılara ırk temelli ayrımcı bir muamelenin öngörülmesi doğrultusunda resen inceleme yetkimiz çerçevesinde yaptığımız araştırma ve inceleme neticesinde idari yaptırım cezası uyguladığımızı ifade etmem gerekiyor."
Toplantıya Vali Yardımcısı Yavuz Arslan ve bazı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de katıldı.
Kaynak: İHA