Ayasofya ibadete açılacak mı sorusu geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan'ın açıklamsı sonrasında cevabı heyecanla beklenen sorular arasında yerini aldı. Yunanistan'ın Ayasofyayı ibadethaneye çevirmeyin sözlerine karşılık da Erdoğan'ın net yanıtı herkese tebrik ettirdi. Peki Ayasofya son durum Ayasofya açılacak mı soruları ve Erdoğan'ın konu ile alakalı yanıtları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündemdeki gelişmeleri TRT ortak yayınında değerlendirdi. Başkan Erdoğan, ibadete açılması beklenen Ayasofya ile ilgili çok önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, ''Bu sefer de kalkıyorlar sakın ha Ayasofya ile ilgil orayı camiye çevirmeyin diyorlar. Türkiye'yi siz mi idare ediyorsunuz. Böyle bir adım atılacaksa bunun yetki sahipleri bellidir. Bu ülkenin dinamiklerinde yanan bir şey var. Şu anda biz bir hukuk devleti olarak Danıştay'ın vereceği kararı bekliyoruz. Kararı verdikten sonra atılması gereken neyse o adımlar atılır..'' ifadelerini kullandı.
AYASOFYA İŞTE BU YÜZDEN ÖNEMLİ
Ayasofya (Modern Yunanca: Aγία Σοφία Agía Sofía, tam adı: Ναός τῆς Ἁγίας τοῦ Θεοῦ Σοφίας Azize Sofya Kilisesi, Latince: Sancta Sophia ya da Sancta Sapientia), İstanbul'da bir müze, tarihî bazilika ve cami. Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür. 1935 yılından beri müze olarak hizmet vermektedir. Ayasofya, mimar bakımdan bazilika planı ile merkezî planı birleştiren kubbeli bazilika tipinde bir yapı olup kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak ele alınır.
Ayasofya adındaki "aya" sözcüğü "kutsal, azize", “sofya” sözcüğüyse herhangi bir kimsenin adı olmayıp Eski Yunancada “bilgelik” anlamındaki sophos sözcüğünden gelir. Dolayısıyla “aya sofya” adı “kutsal bilgelik” ya da "ilahî bilgelik” anlamına gelmekte olup Ortodoksluk mezhebinde Tanrı'nın üç niteliğinden biri sayılır. 6. yüzyılın ünlü bilim adamları, fizikçi Miletli İsidoros ve Trallesli matematikçi Anthemius'unyönettiği Ayasofya’nın inşaatında yaklaşık 10.000 işçin çalıştığı ve I. Justinianus'un bu iş için büyük bir servet harcadığı belirtilir.[8] Bu çok eski binanın bir özelliği, yapımında kullanılan bazı sütun, kapı ve taşların binadan daha eski yapı ve tapınaklardan getirilmiş olmasıdır.
Bizans döneminde Ayasofya, büyük bir “kutsal emanetler” zenginliğine sahipti. Bu emanetlerden biri de 15 metre yüksekliğindeki gümüş ikonostasistiKonstantinopolis Patriği'nin patrik kilisesi ve Ortodoks Kilisesi'nin bin yıl boyunca merkezi olan Ayasofya, 1054 yılında Patrik I. Mihail Kirularios'un Papa IX. Leo tarafından aforoz edilmesine şahitlik etmiş olup bu olay, genel olarak Schisma'nın, yani Doğu ve Batı kiliselerinin ayrılmasının başlangıcı sayılır.
1453’te kilise camiye dönüştürüldükten sonra Osmanlı sultanı Fatih Sultan Mehmet’in gösterdiği hoşgörüyle mozaiklerinden insan figürleri içerenler tahrip edilmemiş (içermeyenlerse olduğu gibi bırakılmıştır), yalnızca ince bir sıvayla kaplanmış ve yüzyıllarca sıva altında kalan mozaikler, bu sayede doğal ve yapay tahribattan kurtulabilmiştir. Cami, müzeye dönüştürülürken sıvaların bir kısmı çıkarılmış ve mozaikler yine gün ışığına çıkarılmıştır. Günümüzde görülen Ayasofya binası, aslında aynı yere üçüncü kez inşa edilen kilise olduğundan "Üçüncü Ayasofya" olarak da bilinir. İlk iki kilise isyanlar sırasında yıkılmıştır. Döneminin en geniş kubbesi olan Ayasofya’nın merkezî kubbesi, Bizans döneminde birçok kez çökmüş,Mimar Sinan’ın binaya istinat duvarlarını eklemesinden itibaren hiç çökmemiştir.
Kaynak: Diyarbakır Söz