Askere Dayak İddiası!

AĞRI'nın Doğubayazıt ilçesindeki bir sınır vatani görevini yapan, 20 yaşındaki er Orhan Öztep'in cep telefonu bulundurduğu gerekçesiyle bölük komutanı tarafından öldüresiye dövüldüğü öne sürüldü.

Askere Dayak İddiası!

AĞRI'nın Doğubayazıt ilçesindeki bir sınır vatani görevini yapan, 20 yaşındaki er Orhan Öztep'in cep telefonu bulundurduğu gerekçesiyle bölük komutanı tarafından öldüresiye dövüldüğü öne sürüldü.

Orhan Öztep, askere gitmek için 19.5 yaşında başvurdu. 3 ay önce Asker Alma Daire Başkanlığı Öztep'i vatani görevini yapması için ilk görev yeri Sivas'a gönderildi. Acemi eğitimini Sivas'ta tamamlayan Öztep, daha sonra usta birliği görevi için Ağrı'ya görevlendirildi. Ağrı'ya geldiğinde Doğubayazıt ilçesindeki 3'üncü Hudut Tabur Komutanlığı 12'nci Hudut Bölüğü'nde mesleği olan aşçı olarak görevlendirildiğini anlatan Öztep, burada bir süre kaldıktan sonra, tuşlu telefon kullandığından dolayı bölük komutanı tarafından ceza olarak Üzengili Jandarma Karakolu'na gönderildiğini söyledi. Karakolun bulunduğu bölge yüksek rakımlı olmasıyla kendisinin de astım hastası olduğundan dolayı zaman zaman rahatsızlık yaşadığı ve buradan gitmek isteğini bir kaç gün sonra karakolu ziyaret edecek bölük komutanına iletmeye kararını veren Öztep, şu iddialarda bulundu:

KARAKOL KOMUTANI DÖVMÜŞ?

"Telefonu kullanırken bir uzman çavuş tarafından yakalanmam üzerine bölük komutanı tarafından Üzengilli Jandarma Karakolu'na gönderildim. Karakolun bulunduğu yerin rakımı yüksek olduğundan dolayı nefes almaktan güçlük çekiyordum. Karakol komutanın yanına gidip, zorluk yaşadığımı söyledim. Bölük komutanın 2 gün sonra buraya geleceğini ve ona anlatmamı istedi. Üsteğmen olan bölük komutanı karakolumuza geldiğinde beni yanına çağırdı. Ne sıkıntım olduğunu sordu, burada nefes almadığımı, zorluk çektiğimi anlattım. Bunları söylememle elindeki çay bardağını yere fırlattı, beni dövmeye başladı. Hırsını alamayınca kafamı duvara vuruyordu. Oradaki asteğmene, bir silah getirmesini istedi. Asteğmen gitmek istemeyince bölük komutanı bunun bir emir olduğunu söyledi. Asteğmen daha sonra silah ve bir şarjör getirdi. Silahı görmemle düşüp bayıldım. Astım krizine girmişim. Bana müdahale edilmesine izin vermedi.  İki asker tarafından dışarı çıkarıldım. Bölük komutanı oradaki askerlere 'Bırakın gebersin' diyordu. Bir süre sonra kendime gelince bölük komutanın karşısına çıktım. Beni psikyatriste göndeceğini söyledi. 'Git buraya gelme' dedi. Psikyatri servisine gittim burada bana ilaç yazılarak 30 gün rapor verildi."

"ASKER GÖRDÜĞÜMDE KORKUYORUM"

Ağabeyi tarafından Doğubayazıt'tan alınarak Diyarbakır'a getirilen suç duyurusu için gittiği askeri birlikte askerleri görmesi üzerine çok korktuğunu öne sürerek, "Asker gördüğümde çok korkuyorum. Askeri birliklerin önünde bile geçmiyorum" dedi.

Anne Muazzez Öztep, oğlunun askere gitmesinin ardından kendisinin Türkiye İş Kurumu bünyesinde çalışmaya başladığını belirterek, "Oğlumu sağlam askere gönderdim onlar ise yarı bir halde gönderdiler. Bunlar görevden alınsın. Benim canım yandı, başkasının canı yanmasın. Oğlumu bu hale koyunlar cezaları bulsun" dedi. 

Er Orhan Öztep'in dayısı Mustafa Atlı da, telefon ile konuşmak yasak ise, bunun cezası olması ve uygulanması gerektiğini ifade ederken, şunları söyledi:

"Hukukta yeri neyse o uygulansın. Telefonla konuştuğu için çocuk bu hale getirilmez. Çocuk akşamları annesinin yanında uyuyor. Asker gördüğü zaman bayılıyor ve korkuyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan ve Genelkurmay'dan istediğim ordu içerisindeki bu çürükleri yani FETÖ uzantılarını temizleyin. Adalet istiyoruz. Çocuğu bu halen getiren kim bilir başka çocuklara neler yapacak. Diyarbakır'da savcılığa suç duyurusunda bulunacağız. Evraklarımızı hazırladık. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı, CİMER ve BİMER'e de yazacağız. Bu işin peşini bırakmayacağız. Başka çocukların da kanına girmesin" diye konuştu.

"HASTANIN KONUŞURKEN KEKEMELİK OLDUĞU GÖRÜLDÜ"

Er Orhan Öztep'in dayak iddiasından sonra gönderildiği Doğubeyazıt Devlet Hastanesi'nden, "uyum bozuklukları" tanısı raporu ile 1 ay hava değişimine gönderildiği belirtilirken, Diyarbakır Selehaddin-i Eyubi devlet Hastanesinde verilen raporda ise,  şöyle denildi:

"Askeri personel olduğu ve bu görevde iken ruhsal baskı gördüğünü beyan eden hasta değerlendirildi. Hastanın konuşurken patlama tarzında konuştuğu ve kekemelik olduğu görüldü. Buna sebep olacak beyinsel kusur olmadığı çekilen beyin tomografisi ile anlaşıldığı, hastanın psikiyatri hekimi tarafından psikiyatrik muayeneye tutulması gerekmektedir ve önerilir. Şu an için hayati riski yok. Basit tıbbı müdahale ile giderilebilir."

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler