Diyarbakır'da, terör örgütü PKK tarafından kaçırılan çocuklarının bulunmasını isteyen 184 aile, eylemlerinin 496'ncı gününde evlat nöbetlerini, sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle kaldıkları otelde sürdürdü. Aileler, HDP il binasına giren partililerin kendilerine zaman zaman hakaret ettiklerini ve yüzlerine tükürdüğünü belirterek, bütün bunlara rağmen evlatlarına kavuşana kadar, mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
'BİZ ONLARDAN EVLADIMIZI İSTİYORUZ'
2015 yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü son sınıf öğrencisiyken 22 yaşında kaçırılan oğlu Mehmet için evlat nöbetini sürdüren İmmihan Nilifırka, HDP'liler tarafından ailelere hakaretler edildiğini belirterek, "Çocuklarımızın üzerinden siyaset yapmasınlar. Çocuklarımız orada aç ve perişan haldeler. Çocuklarımızı göndersinler. HDP, çocuklarımızın üzerinden o pis ellerini çeksin. Hakaret ediyorlar. Kadının biri dışarıya çıktı, maskesini indirdi ve tükürdü, ardından yine içeriye girdi. Bunu ben de gördüm. Yaşından utanmıyor mu? Biz onlardan evladımızı istiyoruz. Onlardan para, mal, mülk istemiyoruz. Bakanımız Süleyman Soylu, 'herhangi bir hakarette gerekeni yapın' dedi. Allah Cumhurbaşkanı'mızı, İçişleri Bakanı'mızı, bütün güvenlik güçlerimizi korusun. Ayaklarına taş değdirmesin. Hepsi arkamızdalar ve Allah onları başımızdan eksik etmesin. Ciğerimiz yanıyor. Onlar bizim ciğerimizi alıp götürmüşler. Biz dayanamıyoruz. Onlar bizi anlamıyor. Bizleri her türlü hakarete maruz bırakıyorlar" diye konuştu.
'BU ÇADIR TERÖRÜN SONUNU GETİRECEK'
Van'dan 2012 yılında 13 yaşındayken, kaçırılan kızı Şeyma için gelerek, oturma eylemine katılan Nazlı Sancar da, HDP'liler tarafından kendilerine hakaretler edildiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"HDP il binasının önünde çok fazla hakarete uğruyoruz. Girip, çıkıyorlar ve bizim yüzümüze tükürüyorlar. Bize el hareketleri yapıyorlar. Bize, 'Siz burada boşuna oturmuşsunuz' diyorlar, gülüyorlar. Geçen gün bir kadın geldi. Yüzümüze tükürdü. Hem bizim evlatlarımızı götürmüşler hem de bize hakaret ediyorlar. Onlarda ne din ne iman ne de vicdan var. Onlar bizim çocuklarımızın düşmanıdırlar. Girip, çıkıyorlar hakaret ediyorlar. Biz onları Allah'a havale etmişiz. Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanımız bizim arkamızdadır. Onlar sayesinde biz de oradayız. Evlatlarımızı almadan buradan kalmayacağız. Biz hepimiz de bunda kararlıyız. Bizden ne istiyorlar? Biz evlatlarımızı istiyoruz. Canımızdan can aldılar. Ben hakkım olan Şeyma'mı istiyorum. Allah'ın izni, devletimizin de gücüyle biz kazanacağız. Zafer bizimdir. Bu çadır terörün sonunu getirecek. Hepimiz evlatlarımızı alıp güler yüzle evimize döneceğiz."
Öte yandan, 2 gün önce HDP il binasına girerken, oturma eylemindeki ailelerin yüzüne tükürdüğü iddiasıyla gözaltına B.T. ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Kaynak: Diyarbakır Söz