İSİG’in açıkladığı rapora göre son 7 yılda iş cinayetlerinde ölen kadın sayısı en az 817 ve bu kadınların kadınların 54’ü mülteci/göçmendi. Raporda yaşamını yitirenlerin 35’inin 14 yaş ve altı yaşlarda çocuk işçiler olduğuna dikkat çekildi.
İSİG raporunda kadın emeğinin en önemli sorunlarından biri kayıt dışılık olduğuna dikkat çekilerek, “Kadın emekçilerin yüzde 40’ından fazlası kayıt dışı çalışmaktadır. Özellikle kadın işgücünün ana omurgasını oluşturduğu tarımda karşımıza çıkan ücretsiz aile işçiliği bunun en görünen yüzüdür. Ücretsiz aile işçisi kadınların yüzde 94’ü, kendi hesabına çalışan kadınlarınsa yüzde 80,8’i kayıt dışı çalışmaktadır. Kayıt dışı emeğin en büyük alanlarından birini kadın işgücü oluştururken, kayıt dışı emek kadınların emeğinin, sömürünün görünmediği, kadınların sağlık ve güvenliklerinin gözetilmediği, iş cinayetlerinin görünmediği alanlar olarak giderek büyümesine göz yumulmaktadır” denildi.
‘EV İÇİ EMEK YOK SAYILIYOR’
“Ücretsiz ev içi emeği’ni yok sayarak kadın emeğini ikinci kez daha yok saymaktadır” ifadelerini yer verilen raporda, bu durum şöyle açıklandı: “Ücretsiz ev emekçisi kadınların pek çoğu bu sorumluluklarından kaynaklı ücretli bir işte çalışamaz ve işçi sağlığı ve güvenliğinin de tamamen dışında bırakılırken, karşılıksız ev içi emeğe ayırdıkları süre erkeklerinkinden dört kat fazla olan çalışan kadınların sağlığı ve güvenliği, erkek işçilere oranla çok daha fazla risk altındadır. Kadınların erkek işçilere kıyasla çok daha fazla maruz kaldıkları riskler ise iş kazaları ve meslek hastalıklarına doğrudan etki etmektedir. Bu vardiya döngüsünün kadın emekçilerin sağlığı üzerinde en önemli etkileri; ruhsal tükenmişlik, depresyon, unutkanlık, kronik stres, kaygı bozuklukları, kalp-damar hastalıkları, kas-iskelet sistemi sorunları ve kronik yorgunluk gibi hastalıklardır.”
‘KADİROVA’NIN ÖLÜMÜ AYDINLATILMADI’
Raporda ev içi emeğin ana gövdesini göçmen/mülteci işçilerin oluşturduğu ifade edilerek, şunlar belirtildi: “Ev içi emeğin ana gövdesini oluşturan göçmen kadın işçilerin çalışma koşulları çok daha vahim bir tabloyu yansıtıyor. Pasaportlarına el konulma, kaçak olarak çalıştırılma, ‘işçi kiralama bürosu’ işlevi gören aracı şirketler eliyle çalıştırılma, işyerinde taciz, tecavüz ve şiddet, ücretini alamama göçmen kadın emekçilerin en büyük sorunları. Eski milletvekilinin evinde çalışan göçmen kadın işçi Nadira Kadirova’nın aydınlatılamayan ölümü, yine çalıştığı işveren tarafından sistematik şiddete ve sömürüye maruz kaldığını bir videoyla kamuoyuna duyurmaya çalışan Sonam Karmu Sherpa’nın yaşadıkları göçmen kadın işçilerin çalışma koşullarının örnekleridir.”
‘KADIN EMEKÇİLER DAHA AZ KAZANIYOR’
Kadınların erkeklerden daha az kazandığı açıklanan raporda, “Kadın işçiler; aynı düzeyde eğitim aldıkları erkeklerin ortalama ücretinin ancak yüzde 77,8’ini alabilmektedir. Çalışma yaşamında kendilerine yer açabilmek içinse herkesten fazla çalışmak ve yük almak zorunda kalmaktadır” denildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz