Beyoğlu'nda 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 81 kişinin yaralandığı terör saldırısına ilişkin gözaltına alınan 51 kişiden, terörist Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17'si tutuklandı.
İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım Pazar günü saat 16.14'te meydana gelen terör saldırısında 6 kişi hayatını kaybederken, 81 kişi yaralandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının patlamaya ilişkin başlattığı soruşturma kapsamında 8 savcı ve 2 başsavcı vekili görevlendirildi.
Soruşturma kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan terörist Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 51 şüphelinin emniyetteki işlemleri tamamlandı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Vatan Caddesi'nde bulunan yerleşkesinde zırhlı araçlara ve 4 polis minibüsüne bindirilen 49 şüpheli, sağlık kontrolü için çevredeki hastanelere götürüldü.
Terörist Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na sevk edildi.
Şüphelilerden 2'si emniyetten serbest bırakılırken, terör saldırısının gerçekleştirilmesinde yardım-yataklık ettiği belirlenen ve Suriye Azez'de emniyet güçlerince gözaltına alındıktan sonra İstanbul'a getirilen "Hüsam" kod adlı terör örgütü mensubunun emniyetteki işlemleri sürüyor.
Bu arada, terörist Ahlam Albashır ile firari şüpheli Bilal Hassan'ın birlikte kaldığı Esenler'deki atölyenin sahibi Ferhat Habeş'in de terör örgütü ile bağlantısı belirlendi.
Ferhat Habeş'in sosyal medya hesabından terör propagandası yaptığı, örgütün talimatı ile Ahlam Albashır ve Bilal Hassan'ı evinde misafir ettiği öğrenildi.
AHLAM ALBASHIR'IN EMNİYET İFADESİNE ULAŞILDI
Terör saldırısını gerçekleştiren terörist Ahlam Albashır, emniyetteki ifadesinde saldırının nasıl planlandığını itiraf etti.
Albashır ifadesinde, terör örgütüyle erkek arkadaşı aracılığıyla 2017'de tanıştığını belirterek, bir süre sonra izini kaybettiği sevgilisi ile görüşemediğini ancak örgütle bağlantısını devam ettirdiğini anlattı.
Örgüt içerisindeyken temmuz ayında Münbiç'te bölgenin önde gelenlerinden olan ve daha sonra terör örgütü YPG'nin istihbarat biriminden olduğunu öğrendiği "Hasan" isimli kişinin, yanına gelerek, "Hacı sana önemli bir görev verecek" dediğini belirten Albashır, "Daha sonra bölgedeki bir çiftlik evinde Hacı ile görüştüm. Burada bana Bilal diye birisiyle Türkiye'ye gideceğimi söyledi. 400 lira ile 2 cep telefonu vererek daha önce hiç tanımadığım ve karı-koca rolü yaptığım kişiyle aracılar vasıtasıyla gittiğim İdlib'de buluştum." şeklinde ifade verdi.
KONUMLA ESENLER'E GELDİLER
Firari şüpheli Bilal Hassan'nın ilk buluştuklarında kendisine Türklerden nefret ettiğini söylediğini öne süren zanlı Albashır, 27 Temmuz'da illegal yollardan Hatay'a, aynı gün ise oradan İstanbul'a geldiklerini anlattı.
İfadesinde, yoldayken nereye gideceğini bilmediğini öne süren Ahlam Albashır, İstanbul'dayken Bilal Hassan'ın telefonuna gelen konumdaki eve gittiklerini, 4 ay boyunca kaldıkları bu ev ile çalışıyor gözüktükleri iş yerinin Ferhat Habeş'e ait olduğunu daha sonra öğrendiğini aktardı.
Albashır, Bilal Hassan'ın bomba yüklü çantayı İdlib'de yanında getirdiğini öne sürdü.
"KEŞİF AMAÇLI İKİ KEZ TAKSİM'E GİTTİM"
Albashır, Bilal Hassan ile 4 ay boyunca ev ve iş dışında bir yere gitmediklerini savunarak, son 1 ay içerisinde gözaltına alınan şüphelilerden Yasir K. ile iki kere keşif amacıyla Taksim'e gittiklerini, yaya olarak da İstiklal Caddesi'nde dolaştıklarını itiraf etti.
Saldırı günü Bilal Hassan ve Yasir K. ile yola çıkarak Beyoğlu'na gittiklerini anlatan şüpheli, Bilal Hassan'ın "İşim var" diyerek çantayı kendisine verdiğini, çantayı alıp caddede yürüdüğünü ve patlamanın yaşandığı banka oturduğunu söyledi.
Burada beklerken bir ara çanta ve poşeti bankta bırakarak karşıdaki bir mağazanın önüne gittiğini öne süren Ahlam Albashır, o sırada telefonuna, oturduğu sırada kendisinin çekildiği fotoğraf ve videonun geldiğini anlattı. Daha sonra "Hacı" kod adlı örgüt yöneticisinin kendisini arayarak "Çantaların yanına geri dön" dediğini iddia eden Albashır, bunun üzerine tekrar bankta oturduğunu savundu.
Albashır, kendisine yine telefonla "Oradan ayrıl" talimatı gelince de Taksim Meydanı'na doğru yürüdüğünü anlattı.
Şüphelinin ifadesi üzerine, güvenlik kamerası kayıtları ve yapılan detaylı araştırma sonucunda Albashır'ın, fotoğraf ve videosunun çekildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirleyen polis, teröristin İstiklal Caddesi'nde oturduğu banktan 41 dakika boyunca hiç kalkmadığını tespit etti.
ŞÜPHELİLERİ ADLİYEDE 29 CUMHURİYET SAVCISI SORGULADI
İstanbul Adliyesi'nde, şüphelilerin ifadesinin alınacağı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu koridorundaki güvenlik önlemleri artırıldı. Şüphelilerin ifade vereceği yerlerin bulunduğu koridorda bariyerler genişletildi.
Soruşturma kapsamında adliyeye getirilen 49 zanlının ifadesini, görevlendirilen 29 cumhuriyet savcısı aldı.
Şüpheliler için ayrıca Arapça ve Kürtçe bilen tercümanlar da ifade işlemleri sırasında hazır bulunduruldu.
TERÖRİST AHLAM ALBASHIR'IN SAVCILIK İFADESİ
Terör saldırısını gerçekleştiren terörist Ahlam Albashır'ın Arapça tercüman eşliğinde gerçekleştirilen ifade alma işlemine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz ile başsavcı vekilleri katıldı.
Şüpheli Albashır ifadesinde, terör örgütü YPG'den Türkiye'ye gitmesi için talimat aldığını ancak niye gitmesi gerektiğinin söylenmediğini, ailesiyle tehdit edildiğini ileri sürdü.
Türkiye'ye Bilal Hassan ile geldiğini ve daha önce 3 kez Taksim'e keşif değil gezme amacıyla gittiğini öne süren Albashır, olay gününü şöyle anlattı:
"Bilal ile birlikte taksiye bindik, Taksim'e gidiyorduk. Taksideyken Bilal'e telefon geldi, 'Sen git, ben geleceğim.' dedi. Elimdeki çantayla İstiklal Caddesi'ne gittim. Bankta oturuyordum. Çantayı elledim, cips falan gördüm, altında da yumuşak bir şey vardı. 40 dakika kadar oturdum. Orada beklerken Hacı'dan telefon geldi. 'Çantayı bırak, oradan ayrıl' dedi. Bıraktım gidiyordum, yolda parfüm bakıyordum, o anda patlama oldu. Parfümü de bıraktım kaçtım. Sarı taksiye bindim. Esenler'e atölyeye gittim."
TAKSİCİNİN GÖSTERDİĞİ FOTOĞRAFLARDA PATLAMAYI GÖRDÜĞÜNÜ İDDİA ETTİ
Taksicinin gösterdiği fotoğraflarda patlamayı gördüğünü iddia eden Albashır, bankta beklemeye geçmeden önce bir mağazadan kozmetik alışverişi yaptığını ileri sürdü.
Türkiye'ye 27 Temmuz'da Bilal Hassan ile geldiğini yineleyen Arap kökenli Albashır, "Münbiç'te YPG içinde Arap kökenli var mı?" sorusuna, "Var, en ön safta onları kullandılar." yanıtını verdi.
6 kardeşinden 3'ünün savaşta öldüğünü öne süren Albashır, ifadesinin devamında taksiyle Esenler'e vardıktan sonra korsan taksiyle yakalandığı adrese gittiğini anlattı.
Öte yandan, Albashır İstiklal Caddesi'ne giderken Bilal Hassan'ın kaçmak üzere Edirne'ye doğru yola çıktığı tespit edildi.
Şüpheliyi, saldırının ardından Esenler'den araçla alıp Küçükçekmece'de yakalandığı eve götüren Ahmed Jarkas ise ifadesinde, korsan taksicilik yaptıklarını, sadece insanları götürüp getirdiklerini iddia etti.
TERÖRİST ALBASHIR'IN DA ARALARINDA BULUNDUĞU 17 ŞÜPHELİYE TUTUKLAMA TALEBİ
İfade işlemlerinin ardından savcılık, 49 şüpheliden Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17'sini "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "kasten öldürmeye yardım" suçlarından tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk etti.
Savcılık, 3 şüpheliyi adli kontrol talebiyle hakimliğe sevk ederken, diğer 29 şüphelinin sınır dışı edilmesine karar verildi.
17 ŞÜPHELİNİN TAMAMI TUTUKLANDI
İstanbul 3. ve 4. nöbetçi sulh ceza hakimliklerinde tercümanlar eşliğinde ifadeleri alınan Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17 şüphelinin tutuklanması kararlaştırıldı.
Şüphelilerden 3'ü ise haklarında adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı.
ŞÜPHELİLERDEN 6'SININ HAKİMLİK İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI
İstanbul 3. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinde ifadeleri alınan şüphelilerden Ammar Jarkas, Edirne üzerinden kaçan Bilal Hassan'ı tanımadığını öne sürdü.
Korsan taksicilik yaptığını söyleyen Jarkas, "Halil Menci, onu (Ahlam Albashır) taşımamı istedi. Menci, Suriye Kamışlı’da oturuyor. Hiçbir şey bilmeden sadece onu taşımam söylendi. Yakalandığım yer de komşumuzun evidir. Biz sonradan o evdeyken onun fotoğrafını gördüğümüzde polise bildirmek istedik ancak biz bildirmeden polis geldi." dedi.
Şüphelilerden Mahmud Haso ise ifadesinde, Türkiye’de yeni olduğunu, Ahlam Albashır'ın yakalandığı evde otururlarken şüpheli Hatice El Kurdi’nin yanında siyahi bir kızla geldiğini, kuzeninin 'Bu kim?' diye sorması üzerine El Kurdi’nin "Bunu Ahmed oğlum getirdi, yurt dışına gidecekmiş." dediğini belirtti.
Söz konusu eve, Emine adlı bir kadının yeni doğmuş çocuğunu görmek için gittiklerini iddia eden Mahmud Haso, "Bombayı patlatan şahsın eve gelen şahıs olduğunun farkında bile değildim. Ammar ile Bakar telefondan birbirlerine bir şeyler gösterdi. Sonra mutfağa konuşmaya geçtiler. Misafir onların misafiriydi. Hiçbir şeye karışmadım. Zekeriya’yı içeri çağırdılar. 10 dakika geçti, Zekeriya'nın küfrünü duydum. 'Siz kimi eve getirdiniz?' dedi. Çıkarken kapının orada durdu, 'Polisi arayacağım telefonu getirin.' dedim. Kuzenim kapıdayken bağırıp birbirlerine girmişlerdi. Ammar, 'Bak o olmayabilir.' diye söyledi. Daha sonra kapı çaldı, polisler geldi. Kuzenim, 'Kız burada' dedi" şeklinde konuştu.
Şüphelilerden Hadir Carkes ile Hatice El Kurdi, çocuk ziyareti için, Muhammed Şiho ve Mesut Hesso ise kısa süreliğine ilaç almak için Ahlam Albashır'ın yakalandığı eve uğradıklarını öne sürdüler.
İstanbul 3. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, 9 şüphelinin, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "bombalama, nükleer veya kimyasal silah kullanarak tasarlayarak öldürme" ve "bombalama, nükleer veya kimyasal silah kullanarak tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" suçlarından tutuklanmalarına karar verdi.
Şüphelilerden Zekeriya Muhammed Şemmuni’nin dosya kapsamında yakalanan bir başka şüpheliyle WhatsApp uygulamasından irtibat kurduğu bilgisine yer verilen kararda, Ammar Jarkas'ın, şüpheli Albashır'la birlikte hareket eden Bilal Hassan'ı kaçması için araçla Edirne'ye götürdüğü, Jarkas'da patlamaya dair WhatsApp yazışmaları bulunduğu ve Albashır'a kıyafetlerini değiştirmesi için ses kaydı attığı vurgulandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz