Türk Gastroenteroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Cindoruk, düzenlenen basın toplantısında, yaklaşık 1500 katılımcıyla çok başarılı bir kongrenin tamamlandığını söyledi.
Bilimsel toplantılarla alana ilişkin son gelişmelerin ele alındığını aktaran Cindoruk, yurt dışından da çok sayıda katılımcının programlara eşlik ettiğini belirtti.
Cindoruk, pek çok ilde gastroenterolog bulunmasına rağmen sayının yeterli olmadığına dikkati çekerek, mecburi hizmet, uzmanlık sonrası yan dal eğitimi gibi çeşitli nedenlerin branşın tercih edilme oranlarını düşürdüğünü vurguladı.
Türkiye'deki gastroenterologların dünya ile yarışır başarılara imza attığını dile getiren Cindoruk, dünyada yapılan her endoskopik işlemin Türk gastroenterologları tarafından uygulandığını kaydetti.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Serhat Bor ise fonksiyonel sindirim sistemi hastalıklarının kişinin yaşam kalitesini düşürüp, iş gücü kaybına, gereksiz tetkiklere ve ilaç tüketimine neden olduğundan toplumlara maliyetinin yüksek olduğunu söyledi.
Bu alana ilişkin yeni bir bilimsel araştırmanın sonuçlarını açıklayan Bor, "33 ülkede, 6 kıtadan 73 bin 76 erişkin ile yüz yüze ve internet üzerinden yapılan Roma Çalışması'nın tarama sonucuna göre, Türkiye yüzde 54 oranıyla Mısır'dan sonra en çok anksiyete, depresyon ve somatizasyon görülen ülkeler içinde dünya ikincisi. Ayrıca, Türkiye, tek başına somatizasyon ile dünya birincisi olarak sıralamada yer aldı. Bu kişiler hasta değil, yani yolda yürüyen her 10 kişinin 5,5'u klinik olarak ilişkili bir anksiyete, depresyon ve somatizasyon yaşıyor. Somatizasyon, psikiyatrik problemlerin bedensel olarak dışa vurumudur."
36. UGH Kurs Koordinatörü Prof. Dr. Tarkan Karakan da bağırsak mikrobiyotasını etkileyen birçok faktör olduğunu belirtti.
Bunların arasında antibiyotiklerin ayrı bir yer tuttuğuna işaret eden Karakan, "Antibiyotiklerin yaygın olarak kullanıma girmesiyle birçok hastalıkta artış meydana geldi. Obezite, alerjik hastalıklar, inflamatuvar bağırsak hastalıkları, otizm bunlar arasında sayılabilir. Antibiyotiklerin bağırsak mikrobiyotası üzerine etkisi özellikle çocukluk döneminde tahrip edici olabilmektedir." ifadelerini kullandı.
Türk Gastroenteroloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ayhan Hilmi Çekin, kabızlığın, tüm dünyada yaygın rastlanan bir semptom olduğunu vurguladı.
Kabızlığın, yetişkinlerde yaklaşık yüzde 15, yaşlı popülasyonda ise üçte bir oranında görüldüğünü dile getiren Çekin, kadınlarda erkeklere oranla daha sık karşılaşıldığını söyledi.
Çekin, yetersiz fiziksel aktivite, liften fakir diyet ve bazı ilaçların kabızlık gelişimine yol açan nedenler arasında yer aldığını belirterek, kabızlığın yaşam kalitesini önemli ölçüde bozduğunu ve sağlık giderlerinin artmasına neden olduğunu bildirdi.
Kaynak: Anadolu Ajansı