İşte TFF başkanlığı adayları

İşte TFF başkanlığı adayları

İşte TFF başkanlığı adayları

3 Temmuz'dan bu yana sıkıntılı günler geçiren Türk futbolu TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'n istifası ile bir kez daha sarsıldı. Peki, TFF Başkanlığı'na kim gelecek? Bu zorlu görevde kimlerin isimleri geçiyor? Sabah Gazetesi'nin usta kalemlerinden Fatih Doğan Sabahspor.com'a kulislerde dolaşan isimleri ve bu isimlerin başkanlık şanslarını değerlendirdi.

İşte kulislerde başkanlık için adı geçenler ve Fatih Doğan'ın analizi...

KULÜPLER BİRLİĞİ 'FUTBOLUN PATRONU BİZİZ' MESAJINI VERDİ

TFF'nin yapısı bilindiği gibi delege sayısının arttırılması ve aslan payının 144 oyla 18 Süper Lig temsilcisine verilmesi ile değişti. Bu seçim yapıldıktan sonra Kulüpler Birliği Vakfı Federasyon üzerinde sesli olarak dile getirmese de tavır ve fiili olarak 'Futbolun patronu biziz. Bizim görüşlerimiz alınmadan ve fikrimiz onaylanmadan hareket edemezsiniz' mesajını veriyordu. Bu perde arkasındaki iktidar meselesi Mehmet Ali Aydınlar'ın 26 Ocak'taki kongrede yüz üstü bırakılmasıyla daha da belirginleşti. Bunları niye anlattım? Çünkü futbol adına atılacak her adımın arkasında ve yapılacak hareketlerin temelinde delegelerin yarısına hükmeden ve buna Bank Asya Birinci Lig, İkinci Lig ve delege statüsü kazanmış spor adamlarına dolaylı olarak etki eden Kulüpler Birliği Vakfı futbolun merkezine oturdu. Son yaptıkları toplantıda futbolun yönetimi adına iki önemli mesaj açıkladılar;

1- Eski başkanlar bu sorunları çözemez, yeni yüzler olsun diyerek Şenes Erzik, Mehmet Ali Aydınlar, Haluk Ulusoy, Levent Bıçakçı gibi isimlerin bu açıklama ile önlerini kestiler.

2-O toplantıda ortaya attıkları bir başka konu ; 'Neden içimizden biri olmasın. Futbolun yönetimine bizden biri güçlensin' durumuna çektiler. Ve oradan da ileriyi sağlamlaştırmak üzere Sayın Yıldırım Demirören'in ismini masanın üzerine koydular.

Fenerbahçe'nin, Trabzonspor'un, Gaziantep'in, Beşiktaş'ın ve Manisa'nın lokomotif olduğu bu düşünceye diğer kulüpler 'Hayır' demediler. Ancak hayır dememek 'Evet' demek anlamına da gelmiyor. Çünkü kulüpler hem siyasi erkin iradesini hem de adayların çeşitliliğini görmek adına sessiz kalarak ve'hayır' demeyerek destek vermiş gibi göründüler. Ancak biliyoruz ki o kulüpler içerisinde Murat Aksu'yu sıcak bakan, Mehmet Atalay'ı destekleyen, Fikret Orman'a 'Sen çıkarsan sonuna kadar yanındayız' diyen kulüp başkanları da var. Ancak ortam belirsizliklerle dolu olduğu için Sayın Demirören Kulüpler Birliği Başkanı olması ve sistemin şartlarından biri olması onun ismini diğerlerinin önüne çıkarıverdi.

DEMİRÖREN 'BENİM BÖYLE BİR PLANIM YOK DİYOR AMA…'

Burada enteresan olan Demirören'in 'Benim böyle bir çalışmam yok, hayırlısı olsun' demesine rağmen bu işe sıcak baktığının hissedilmesi birçok dengeleri değiştirdi ve bu karışık sürecin yeniden analiz edilmesine neden oldu. Kim ne derse desin Demirören de, bu konuda adı başkanlıkta geçen ve etraftan gelen yoklamalar ve istekler olan Mehmet Atalay, Murat Aksu, Fikret Orman ve hatta Mehmet Baykan da süreci biraz da siyasi erkle netleşebileceğini çok iyi biliyorlar. Kulüpler Birliği Vakfı'nın bir sonraki toplantısını adayların başvurularını yaptıktan bir ertesi güne bırakmaları bu işlerin kulislerde geçeceğini ve herkesin şansının olduğunun göstergesi.

FENERBAHÇE BÜTÜN MEDYAYI YALANLAMA GEREĞİ DUYDU

Fenerbahçe'nin son haftada Cihan beyin (Kamer) sarf ettiği, 'Yıldırım Demirören başkan olsun' açıklamaları medyada geniş yer buldu. Aslında Fenerbahçe'den daha çok isteyen kulüpler varken Fenerbahçe'nin durumu nedeniyle böyle bir algının oluşması üzerine Fenerbahçe kulübü neredeyse bütün medyayı yalanlama ihtiyacı duydu. O toplantıda bulunan 18 başkan da kimin ne konuştuğunu ve hangi kulübün farklı stratejilerde bulunduğunu biliyor. O farklı bir konu.

ERDAL ALKIŞ'IN O GÜCÜ NEREDEN ALDIĞINA BAKMAK LAZIM

Yıllardır kongreleri takip ederim. Bu kadar karışık, çetrefilli, çok çalım atılan ve dengelerin sürekli değiştiği bir dönem görmedim. Bunu neden söyledim? Bugün ajansa bir isim düştü; Erdal Alkış. 45 yaşında hiçbir kulübe üyesi bulunmayan hiçbir dönemde futbolculuğu olmayan Erdal Alkış bir anda adaylık mesajı verdi. Ben Erdal Alkış'ın kendisini göstermesine çok anlamlı buluyorum ve üzerinde ciddiyetle durulmasını düşünüyorum. Alkış kim? Hint Türk-İş Konseyi Başkanı ama daha önemli bir unvanı var; 2002-07 yılları arasında AK Parti'nin seçim organizasyonlarını yapmış bir isim. Yine Galatasaray yöneticisi Adnan Öztürk'ün sportif sürece yönlendirmiş bir isim. Erdal Alkış'ın hiçbir kulüple bir bağı yokken bu kadar netlik ve cesaretle çıkması 'Tepeden tırnağa değişim ve Türkiye'de mevcutlar sorunları çözemez' yaklaşımı çok net. Erdal Alkış eğer bu gücü kendinde buluyorsa o gücü ona verenlere bakmak lazım. O gücü nereden aldığına bakmak lazım. O yüzden süreç enteresan bir hal aldı. Projeleriyle hükümete ve devlete yakınlığıyla farklı bir isim.

MURAT AKSU SESSİZ, FİKRET ORMAN'A BASKI VAR, DEMİRÖREN KARARSIZ

Murat Aksu ise, daha federasyon sürecinde yer almış, kulüp başkanlarıyla yakın olan bir isim ama şu anda sessizce bekliyor ve izliyor.

Fikret Orman; bakıldığı zaman yıpranmamış, özellikle Süper Lig'den bir iki takım ve Bank Asya Birinci Lig'den birçok kulübün 'Aday ol' diyerek cesaretlendirdiği bir isim.

Ancak Erdal Alkış'ın beklenmedik çıkışı var olan beklentileri değiştirebilir. Onu da zaman gösterir. En güçlü faktör olan Kulüpler Birliği'nin desteğini alan Yıldırım Demirören henüz kararını vermedi .

O da sanırım önümüzdeki günlerde kararını verecek. Kulüplerin isteği ve çözüm odaklı yaklaşımı adaylık süreci belirleyecek. Demirören kongrede sarf ettiği "yargı süreci devam ederken karar vermek zor" açıklaması başkanın önündeki en önemli handikap. Pazartesiye kadar fotoğrafın önemli ölçüde netleşeceğini düşünüyorum.

Kaynak: Diyarbakır Söz