Bölgemizin kanlı,puslu ve karanlık döneminde Diyarbakır'a atanmıştı. Devletin vatandaşına güven verdiği değil,vatandaşını ötekileştirdiği,yok saydığı,düşman gördüğü bir dönemdi. Devlet-halk ilişkilerinin en zayıf ve güvenilmez olduğu bir noktaydı. Bunları düzeltmek için işi zordu ama o kararlıydı. Her şeyden önce kendi tabiri ile Diyarbakır halkına inanıyordu ve güveniyordu. 3.5 yıl gibi kısa bir sürede adeta "devlet,vatandaşına olan sıcak yüzü nasıl gösterir ve vatandaşın güvenini nasıl kazanır?" dersini verdi.
Polisin Halktaki İmajı İyi Değildi
Kısa sürede 7'den 70'e tüm kesimlerin gönlünde yer edindi,halk kahramanı haline geldi. Gece geç saatlere kadar korumasız şekilde sokakları karış karış gezecek kadar Diyarbakırlılara güveniyordu. Daha önce polis ve devlet denilince akıllarına kötü anılar ve izlenimler gelen vatandaş Diyarbakırlılar da kendisini 'Gaffar Baba' olarak efsaneleştirmişlerdi.O'nun döneminde şiddet,terör ve asayiş olayları asgariye inmişti. O'nun deyimi ile 'huzurlu kent' haline gelen Diyarbakır geleceğe umutla ve güvenle bakıyordu.
Halkı Diyarbakırspor’la Bütünleştirdi
Zor günler geçiren Diyarbakırspor'a da el atarak düzlüğe çıkarmıştı. En büyük hayali takımı Süper Lig'e çıkarmak,kurumsal hale getirmek,güçlü iş adamlarına teslim etmek,kolej kurup sağlam bir alt yapıya kavuşturmaktı.7'den 70'e kadar onbinlerce insanın Diyarbakırspor'la bütünleşmesini sağlamıştı.
24 Ocak 201 günü akşam saatlerinde Diyarbakır'a kabus çöktü. Yine halkın huzuru ve yarınları için koştururken '33 10'u vurdular.Bölgedeki tüm güvenlik birimlerinin merkezi olan Diyarbakır'ın göbeğinde yaklaşık 1.5 saat süren hain ve alçak bir saldırıya maruz kaldı. 5 mesai arkadaşı ile beraber son nefesine kadar vuruştu,teslim olmadı fakat yetmedi.
Diyarbakırlılardan Unutulmaz Uğurlama
Karanlık odaklar ve derin eller,kendisinin Diyarbakır halkı ile kurduğu devlet-halk bütünleşmesinden rahatsızdı. Bu yüzden Gaffar Baba'ya kıydılar. Diyarbakır halkı alçaklara ve hainlere ders verecek şekilde 1 milyon kişilik yürüyüşle cenazesini memleketi Sakarya'ya uğurladı. O gün Diyarbakır'da hayat durmuştu,Diyarbakır tarih yazıyordu.Bir emniyet müdürü Diyarbakır'da bu kadar sevilecek,1 milyon kişinin katılımı ile cenazesi uğurlanacaktı. Rüya gibi bir şeydi ama Gaffar Okkan bunu başarmıştı. Hendek'teki baba ocağında düzenlenen cenaze törenine de 10 binden fazla Diyarbakırlı akın etmişti.
Devlet Yöneticileri O’ndan Ders Almalı
'Makam ve mevkiler gelip geçicidir,bu işi yapamazsam gider babamın ekmek fırınında çalışırım' diyerek övdüğü babası Fikri dayı,Diyarbakırlıların vefasını görünce duygulanmış ve "Bilseydim oğlum Diyarbakır'da bu kadar seviliyor,cenazesini Diyarbakır'da defnederdim" diyordu. Diyarbakırlılar Gaffar Baba'yı hiç unutmadı. Sevgisi nesilden nesile geçiyor. Yaptıkları hala dillerde,sözleri hala hafızalarda,sanki yaşıyormuş gibi sesi hala kulaklarda. Aradan 15 yıl geçmesine rağmen resimleri bir kahraman edasıyla iş yerlerinde ve evlerde asılı.Bölgede görev yapan devlet adamlarının Gaffar Okkan'dan alması gereken o kadar çok ders var ki. En basiti halkı öcü ve düşman gibi görmemek,halka korku yerine güven vermek,kin ve nefret yerine sevgi,umut ve güven aşılamak.
Sana kıyan,seni bize fazla görüp alan karanlık odaklar ve hain elleri bir kez daha lanetliyoruz. Seni unutmadık,unutmayacağız. Mekanın cennet olsun.
DİYARBEKİRSPOR AŞ YÖNETİM KURULU
Kaynak: Diyarbakır Söz