DİYARBAKIR - Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre Koronavirüs (Kovid-19) pandemisine ilişkin her geçen gün vaka sayısı artıyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyesi Halis Yerlikaya, bölgedeki duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yerlikaya, bölgede yoğun bakımlarda 10 katlık bir artışın yaşandığını, Diyarbakır’da test pozitiflik oranlarının yüzde 3’ten yüzde 25’lere çıktığını ifade etti. Mutant virüslerin yayıldığını dikkat çeken Yerlikaya, bu artışın bölge hastanelerine yansıdığı söyledi.
‘VİRÜSLE RENDULAŞMIYORUZ’
Ramazan ayında yürürlüğe giren kısıtlamalara değinen Yerlikaya, “Ramazanın başında bu kısıtlamaların ilan edilmesi ve kısıtlamaların bir takvime göre yapılmasını doğru bulmuyoruz. Sonuçta biz virüsle randevulaşmıyoruz. Virüsün bir dinamiği var. Tarih dinlemiyor. Eğer siz önlemleri gerektiği biçimde ve doğru zamanda almazsanız, alınan önlemlerin bir etkisi de olmayacaktır” dedi. Kısıtlamaların etkili olup olmadığını ancak 2 veya 3 hafta sonra anlayabileceklerini kaydeden Yerlikaya, "Azaldığına dair elimizde veri yok, aksine arttığına dair veriler var” diye konuştu.
ANADİLDE HİZMET OLMAYIŞI
Diyarbakır’da sırası gelenlerin sadece yüzde 44’ünün aşılandığı bilgisini paylaşan Yerlikaya, “Sadece yüzde 44’ü aşılanmış ki bölge illeri açısından şu an Diyarbakır en iyi konumda. Diğer illerde bu oranının çok daha düşük olduğunu biliyoruz” ifadesinde bulundu. Aşılama sürecinin yavaş ilerlediğini kaydeden Yerlikaya, bölge illerinde 1’inci basamak sağlık hizmetlerinde yaşanan sıkıntılar, randevu hizmetlerindeki yetersizlikler ve anadilde sağlık hizmetinin olmayışından kaynaklı aşılamanın düşük olduğuna işaret etti.
‘TEST STRATEJİ HALA SORUNLU’
Test stratejisine değinen Yerlikaya, özellikle mutant virüsleri tespit edebilecek tanı kitlerine ihtiyaç duyulduğunu, risk gurubunda olanlara belli periyotlarla test yapılması gerektiğini ifade etti. Yerlikaya, sadece semptomu olan kişilere yönelik bir test stratejisiyle karşı karşıya olduklarını belirtti.
‘ÇARKLAR DURDURULSUN’
Türkiye’de sürecin başından bu yana halk sağlığından çok ekonomik kaygıların önemsendiğini belirten Yerlikaya, “Özellikle biz TTB olarak ‘çarklar durdurulsun’ diyoruz. Çünkü fabrikalarda, çalışma alanlarında, işçiler, çok yakın temas halinde ve bu temasın bir sonucu olarak ta bulaşıcılık artıyor. Toplu ulaşımda seyahat eden yurttaşlar çok yakın temas ediyor. Yaşamının bir bütün olarak aslında yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Örneğin zorunlu üretim alanları dışında AVM’ler gibi kapalı ortamların kapatılması, park gibi büyük açık alanların açılması, toplu ulaşımdaki araç sayılarının düzenlenmesi, çalışma saatlerinin azaltılması, vardiya sisteminin devreye konulması gerekiyor. Aynı zamanda pozitif vakaların toplumdan izole edilmeleri ve temaslılara yönelikte yaygın test yapılması gerekiyor. Ama bunlar ne yazık ki bugüne kadar gerektiği biçimde yapılmadı” değerlendirmesinde bulundu.
‘KAYGILIYIZ’
“Öle öle bağışıklık kazanıp, çok büyük bedeller ödedik” diyen Yerlikaya, 1 Haziran'da ortaya çıkan pikin tekrar yaşandığının altını çizdi. Kaygılı olduklarını anlatan Yerlikaya, “Kaygımızı da doğrulayan bir takım veriler var. Vaka sayılarında çok ciddi artışlar var. Bu biçimde bir yönetim sergilenirse, toplum katılımı önemsenmezse, demokratik kitle örgütlerinin talepleri dikkate alınmazsa, bilim insanlarının önerileri hayata geçirilmezse, ne yazık ki çok daha büyük bedeller ödemeye devam edeceğiz. Şu anda günde bir uçak dolusu insanımızı yitiriyoruz. Bu önlenebilir ölümler. Ne yazık ki gerektiği gibi, akıl ve bilimin ışığında gerekli önlemler alınmadığı, ekonomik kaygılar öncelendiği için kaygımız halen devam ediyor” dedi.
AŞI ÇAĞRISI
Çin menşeiyle Sinovac ve BioNTech aşılarının etkinlik oranlarına ilişkin kaygılara değinen Yerlikaya, “Şuanda elimizde ‘şu aşı daha iyidir’ diyebileceğimiz bir veri yok. Araştırmalarda iki aşının da etkili olduğuna dair net veriler var. Özelikle ağır hastalık, ölüm ve yoğun bakıma yatış açısından her iki aşının da çok etkili olduğunu biliyoruz. Mutlaka ulaşılabilir olduğunda halkımızın aşı yapmasını öneriyoruz. Sonuçta BionTech aşısı yeni bir teknoloji, RNA teknolojiyle yapılan bir aşı, Çin menşeiyle Sinovac aşısı da geleneksel yöntemlerle üretilen bir aşı. Her iki aşıda etkili. Her iki aşının da şuna kadar kaydedilen önemli bir yan etkisi yok. O nedenle her iki aşının da uygulanabilir olduğunu söylüyoruz” ifadesinde bulundu.
Yerlikaya, aşının pandemi ile mücadele önemli bir araç olduğunu vurguladı.
‘TOPLUM TALEP ETMELİ’
Pandemiyle mücadele başarısız bir yönetimle karşı karşıya olduklarını vurgulayan Yerlikaya, toplumun özellikle ücretsiz maske temini, ısınma, barınma, su, elektrik ve hijyen malzemelerin sağlanması konusunda talepkâr olması gerektiğinin altını çizdi.
Kaynak: Diyarbakır Söz