Beyin Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Arif Sungu, mikrocerrahi yöntem ile klasik açık ameliyat yöntemlerini karşılaştırdı. Mikrocerrahi yönteminin özel birtakım aletler ve mikroskop kullanılarak yapılan bir ameliyat olduğunu belirten Beyin Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Arif Sungu, “Ameliyat olacak hastanın gerekli tıbbi müdahaleleri yapılarak hekim ve hasta tarafından uygulanacak olan anestezi şekline karar verilir. Genel anestezi veya spinal anestezi (belden aşağısının uyuşturulması) altında mikrodiskektomi uygulanır.
ACIK AMELİYATTAN KAÇININ
Uygulanan bu yöntemde mesafe skopi kontrolü yapılarak işaretlenir ve tetkikler son kez gözden geçirilir. Mikroskop ile yapılan ameliyat sahası ve sinirleri daha net seçilir. Ameliyat sahası 30-40 defa büyük görüldüğünden sinirin zarar görme ihtimali ortadan kalkar.
Cilt altı dokusu içten dikişlerle kapatılarak, ameliyat sonrası yara bakımı, pansuman gibi problemler ortadan kalkar. Hasta, ameliyatın 10. gününden sonra günlük yaşantısına dönmesi ve egzersizlere başlaması önerilir” dedi.
BEL FITIĞI OPERARASYONU
Klasik açık bel fıtığı operasyonu hakkında da bilgi veren Dr. Sungu, “Fıtığın bulunduğu bölgeye göre operasyon 5 ila 15 cm uzunluğunda cilt kesisinden yapılır. Açılan yaranın büyüklüğü nedeniyle ameliyat sonrası oldukça ağır seyreder. Hastalar ameliyat sonrası uzun süre yatak istirahat yapmak zorundadır. Klasik bel fıtığı ameliyatlarına yüzde 2 ile 6 oranında hastalığın tekrarlama riski vardır. Büyük bir cilt kesisi ve bir o kadar da bel kasının yapışma yerinden ayrılmasına ve zedelenmesine sebep olacaktır. Normal hayata döndüklerinde bel adalelerinin büyük bir bölümü etkilendiği için hiçbir zaman eskisi gibi rahat olamayacaklar ve özellikle çalışma hayatında bunun etkisini hissedeceklerdir. Bunun için artık çok gerekmiyorsa klasik yöntemle açık ameliyat uygulamasından kaçınmak gerekiyor” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz