Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Neslihan Taş, uyku apnesinin horlama ve uykuda solunum durması olarak tanımlandığını ifade ederek, "İnsan ömrünün ortalama üçte birini oluşturan uyku, sağlıklı bir yaşam için büyük önem taşıyor. Kalitesiz uyku gündüz sürekli uyur halde dolaşma, konsantrasyon eksikliği gibi şikayetlere yol açarken; yüksek tansiyon, kalpte ritim bozuklukları, felç veya ani gece ölümlerine neden olabilen uyku apnesine de neden olabiliyor" dedi.
Horlama uyku apnesine neden oluyor
Taş, horlamanın uyku apnesine neden olduğunu belirterek, "Uyku apnesi, horlamanın neden olduğu en önemli hastalıklardan biridir ve uykuda solunumun durması olarak ifade edilebilir. Uyku esnasında nefesin durması ve yüzeysel hale gelmesi anlamına gelen uyku apnesi gece boyunca defalarca tekrarlayabilir. Uyku apnesi sırasında, üst solunum yolunun açık kalmasını sağlayan kaslarda gevşeme olur. Dil kökü veya yumuşak damağın veya aşırı büyümüş bademciklerin hava yolunu tıkaması sonucunda en az 10 saniye nefes alamamak uyku apnesi olarak adlandırılır. Uyku apnesi sırasında solunum çabası sürse de, bir süre sonra daha da artan bu çaba beyni uyarır ve hava yolu açılır. Solunumu durana kadar horlayan kişi, gürültülü bir homurdanma ile yeniden nefes almaya ve horlamaya devam eder" şeklinde konuştu.
Uyku apnesi belirtileri
Taş, uyku apnesinin nedeninin, boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesi olduğunu ifade edip "Uyku apnesi sendromu olan kişide horlama, 34 kat daha fazla, çok kaba ve gürültülü şekilde gerçekleşir. Horlamanın yanı sıra nefes darlığı, sık sık iç çekme, el kol hareketleriyle çırpınarak uyanmaya çalışma, sık ve uzun süreli solunum durmaları, sabah yorgun uyanmak da uyku apne sendromu yaşayan kişilerde görülür. Uyku apnesinin tam nedeni sayılmasa da, uyku apne sendromlu hastaların yüzde 3050'sinde hipertansiyon görülmektedir. Uyku apnesinin belirtilerinden en önemlisi uykuda solunumun durmasıdır. Diğer uyku apnesi belirtileri ise şöyle sıralanabilir; uykuda sırasında huzursuzluk, horlama, sık sık idrara kalkma, terleme, ağız kuruluğu, reflü ve tanıklı olarak solunum durmalarıdır. Ayrıca baş ağrısı, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, sabah dinç uyanamama ve aşırı derecede uykulu olmak ve yorgunluk hali ise uyku apnesinin gündüz gözlenebilen belirtileri arasındadır" dedi.
Uyku apnesi belirtilerinin görüldüğü kişilerin gün içerisinde birçok ciddi tablo ile karşılaşılabileceğini belirten Taş, "Uykuda ani ölüm, inme, kalp krizi ve kalp yetmezliği, eğer hasta obez ise kilo vermede zorluk, akciğer hastalarında solunum yetmezliği, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık, kontrol altına alınamayan diyabet bu olumsuzluklara örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra, uyku apnesi kişide gündüz sürekli yorgunluk ve konsantrasyon eksikliğine neden olacağı için trafik ve iş kazalarına da neden olabilmektedir" dedi.
Uyku apnesi tedavisi
Uyku apnesinin alınacak basit önemler sayesinde önlenebileceğini belirten Taş, "Uyku apnesi, kilo verilerek yüzde 50 oranında azaltılabilir. Ayrıca, alkol ve uyku ilaçlarından kaçınmak, sigarayı bırakmak ve sırt üstü yatmamak da rahatsızlığı azaltır. Uyku apnesi tedavisinde ilk yapılması gereken obezite söz konusu ise bu durumun aşılmasıdır. Eğer üst solunum yollarında belirgin anatomik darlıklar var ise hastanın kulak burun boğaz uzmanı tarafından cerrahi girişim yönünden değerlendirilmesi gerekir" ifadelerini kaydetti.
Kaynak: Diyarbakır Söz