ABD’li bilim adamı Prof. Dr. James Delisle, üstün yetenekli çocukların kendilerine ne yapmaları konusunda ders verilmesinden hoşlanmadıklarını, fakat ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar onların hala çocuk olduklarını belirterek, "Bu çocukların anne babaları tarafından belirlenecek sınırlara ihtiyaçları var. Onlara kırılgan porselen bebek gibi davranmayın" dedi.
Prof. Dr. Delisle, "Üstün yetenekli çocukları anlamak", "Çocuğun karakter oluşumunda yapıcı rol oynamak", "Çocukların hedef ve hayallerinin gerçekleşmesinde yardımcı olmak" gibi konularda bilimsel tespitlerini açıkladı.
Delisle, üstün zekalı çocukların tanımının, bazı ülkelerde yüksek akademik başarı demek olurken, kendisinin de dahil olduğu diğer tarafta da daha çok içten gelen, kişinin daha algılayıcı ve hassas olmasını sağlayan bir özellik olarak anlattı.
Ailelerin çocuklarının üstün yetenekli olup olmadıklarını ilk olarak kendilerinin fark edebileceklerini ifade eden Delisle, "Eğer ilk çocuğunuz iki veya üç yaşında okumaya başladıysa bunun normal olduğunu düşünebilirsiniz. İkinci çocuğunuz olduğunda ve aynı şey bu çocuğunuz için geçerli olmadığında bu durumun farklı olduğunu anlayabilirsiniz" diye konuştu.
-"OKULLARDA DAHA ÇOK ORTALAMA ÇOCUKLARLA İLGİLENİLİYOR"
Prof. Dr. James Delisle, çocukların farklılıklarını ebeveynlerin değil kendilerinin anne babalarına gösterdiklerini belirterek, onların bu yönlerini ortaya çıkarmakta iyi bir eğitimin çok önemli olduğuna dikkat çekti.
Üstün yetenekli çocuklara yönelik özel okullarda birçok ülkede sıkıntı olduğunu kaydeden Delisle, daha çok ortalama olan çocuklarla ilgilenildiğini daha sonra engelli ya da üstün yetenekli çocuklara alaka gösterildiğini dile getirdi.
Delisle, bazı ülkelerde üstün yetenekli çocuklarla hiç ilgilenilmediğine, onlar her halükarda başarılı olurmuş gibi bir düşünceye sahip olunduğuna dikkati çekerek, bunun çok iyi futbol oynayan birisine "sen zaten iyi bir futbolcusun, antrenöre ihtiyacın yok" demek gibi olduğunu ifade etti.
Kaynak: Diyarbakır Söz