21 Eylül Dünya Alzheimer Günü dolayısıyla Türkiye Alzheimer Derneği tarafından Şişli Gündüz Yaşam Evi'nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda, teşhis ve tedavi yöntemlerindeki güncel gelişmeleri paylaşan Bilgiç, beslenme ve beyin sağlığı ilişkisi hakkında yapılan bir araştırmayı aktardı. Bunama hastalığının önlenmesinde Akdeniz tipi beslenmenin önemli olduğunu ifade eden Bilgiç, Brezilya'da 8 bin 160 kişi ile yapılan bir çalışmanın sonuçlarından bahsetti.
Ultra işlenmiş gıdaların bunamalarda görülen zihinsel sorunlara yol açtığına dikkati çeken Bilgiç, işlenmiş gıdalardan uzak durulması gerektiğini vurguladı. Bilgiç, "Günlük olarak tüketilen gıdaların yüzde 20'sinden fazlasını salam, sosis, cips, hazır çorba, meşrubat, pakette satılan dondurma ve şekerlemeler gibi ultra işlenmiş fabrika üretimi gıdalar oluşturuyorsa bellek sorunları ve diğer zihinsel gerilemelerin ortaya çıkma riski artıyor." diye konuştu.
Alzaymırın erken dönem teşhisinde zorluklar yaşandığını, son yıllarda yapay zeka kullanılarak yanlış ve eksik tanının önüne geçilebildiğini dile getiren Bilgiç, İngiltere'de yapılan bir çalışmada sadece standart beyin MR görüntülerinin yapay zekayla incelenmesiyle hastalara yüzde 98 oranında doğru tanı konulduğunu anlattı.
Prof. Dr. Bilgiç, alzaymır tedavisinde yeni ilaçların çok yakında kullanım onayı alacağını belirterek "Özellikle yeni nesil diyabet ilaçları hem metabolizmayı düzeltip hem de enflamasyonu azalttığından oldukça umut vadediyor. Ülkemizde de bu ilaçlar alzaymır hastalarında deneniyor. Önümüzdeki yıllarda bu çalışmalarla ilgili önemli sonuçlar elde edebiliriz. Bunama dünya genelinde yaklaşık 47 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 1 milyon kişiyi etkiliyor." dedi.
YÜKSEK TANSİYON, KOVİD-19 VE BUNAMA İLİŞKİSİ
Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Bedia Samancı da yüksek tansiyon ve bunama ilişkisine yönelik bir çalışmaya göre, gebelik esnasında yüksek tansiyon sorunu yaşayan kadınların beyinlerinde 15 yıl sonra damar tıkanıklıkları olduğunu, bunun da zihinsel sorunlara ve bunamaya yol açtığını söyledi.
Samancı, sıkı takipler ve önlemler sayesinde riskli kişilerde damarsal sorunların ve bunamanın önüne geçilebileceğini vurgulayarak "Son veriler, Kovid-19 ile ilişkili 6 aydan uzun süre devam eden koku alma sorununun, 'beyin sisi' adı verilen, özellikle dikkat ve konsantrasyon eksikliğiyle ilişkili olduğunu göstermektedir." ifadesini kullandı.
Kovid-19 virüsünün, bunama hastalarında tıpatıp izlenen şekilde koku alma sorunu ve beyin bölgelerinde enflamasyon ismi verilen bir yangıya yol açtığından söz eden Samancı, "Bu gözlemler Kovid-19 geçiren ve koku alamayan kişilerde demans riskinin yüksek olabileceğini düşündürtmekte ama bu şimdilik sadece bir varsayım." dedi.
FAKİRLİK, DÜŞÜK MAAŞ VE BUNAMA İLİŞKİSİ
Sosyoekonomik şartların bunama riskine etkilerinden bahseden Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Türker Şahiner ise şöyle konuştu:
"Yapılan çalışmalar fakir semtlerde büyüyen ve düşük ücretlerle çalışan kişilerde bunama riskinin daha yüksek olduğunu ve bu kişilerin zihinsel işlevlerde gerileme gösterdiklerini ortaya koymuştur. Sosyoekonomik seviyesi düşük bireylerin -gelir, varlık, işsizlik oranları, araba, ev sahipliği ve hane halkı aşırı kalabalıklığı gibi parametreler ile ölçümlendiğinde- daha iyi sosyoekonomik statüye sahip bireylere -ki bunlar yüksek genetik riskli bireyler olsa bile- kıyasla yaşlılıkta demans geliştirme olasılığı önemli ölçüde daha yüksek saptanmıştır. Bu bulgular ışığında, yoksulluğun ortadan kaldırılması ve daha adil bir gelir dağılımı ile tüm dünyada bunama riskinin de azaltılacağı aşikardır."
Derneğin Marmara Şubesi Başkanı Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede, son dönemde tedavide etkisi olduğu iddia edilen beyni uyaran cihazlar konusunda bilgi verdi.
Transkraniyal Pulse Stimülasyonu (TPS) ve Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS) gibi yöntemlerin hastalar üzerinde etkinliği kanıtlanmadığını belirten Tatlıdede, bu tür cihazların klinik etkinliklerine dair yetersiz boyuttaki çalışmalarla pazara girebildiğini anlattı.
ALZAYMIRLILARA BAKAN KADINLARA YÖNELİK PROJE
Derneğin Genel Müdürü Füsun Kocaman, Yaşlı veya Alzheimer Hastalarına Bakımveren Kadınların Desteklerinin ve Hizmetlerinin Ev ve Toplum Temelli Hizmet Programlarına Dahil Edilmesi, Sosyal Hayat ve İşgücüne Katılımı için e-Eğitim Programı Hazırlanması (ABKOSE) projesi hakkında bilgi verdi.
Ailede hasta bakımını üstlenen kişilerin yüzde 70'inin kadın olduğu dile getiren Kocaman, Sivil Toplum İçin Destek Vakfı kanalıyla aldıkları hibe ile kadınlara özel eğitimler verecek bir uygulama başlatacaklarını bildirdi. Kocaman, bu eğitimlerle kadınların meslek sahibi olmaları ve hayata katılımlarının sağlanacağını, uygulamanın yarından itibaren hayata geçirileceğini aktardı.
Ayrıca, demans hastası anneannesi için yaptığı "Demans Hastaları İçin Portatif Uyarı Sistemi" adlı projesiyle Teknofest Karadeniz Sunum Özel Ödülü'nü kazanan Nehir Ölmez projesiyle ilgili bilgi verdi.
Toplantı sonunda, katılımcılar Dünya Alzheimer Günü dolayısıyla farkındalık oluşturmak amacıyla hastalarla beraber gökyüzüne balonlar bıraktı.
Kaynak: Diyarbakır Söz