Metabolizma sonrası açığa çıkan tüm atık maddelerin, kan ile birlikte böbreklere gelerek burada süzülmesi için yeterli sıvı tüketimin önemini vurgulayan Diyetisyen Sibel Mumcu, “Vücudumuzun yüzde 65-75 kadarı sudan oluşur. “Yetersiz sıvı alımı böbreklerin süzme işlevini olumsuz etkilediği için idrar atık madde içeriği yönünden daha yoğun hale gelir. Bu durum böbreklere zarar vererek çeşitli böbrek hastalıklarının oluşmasına neden olur” şeklinde konuştu.
Hazır ve salamura yiyecekler
Günlük tuz tüketiminin de böbrek sağlığını etkilediğini söyleyen Sibel Mumcu, “Fazla tuz tüketimi böbrek kılcal damar sistemindeki kan basıncının artmasına neden olur ve yüksek kan basıncı sürekli hale gelirse damarların yırtılarak harap olmasına ve idrarda protein atılmasına neden olur. Yemeklere eklenen tuz ve tuz ilave edilerek hazırlanmış tüm hazır ve salamura besinler ise ihtiyacımızdan fazla tuz almamıza neden olur. Dünya sağlık örgütü günlük tuz tüketimini 5 gram ile sınırlı tutmayı önerirken, Türkiye’de bu oran oldukça yüksek” dedi.
Tuz alımını azaltmak için öneriler
Böbrek sağlığını korumak için sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını benimsemenin ve uygulamanın çok önemli olduğunu söyleyen Mumcu, tuzu azaltmak ve yeterli sıvı alımını sağlamak önerilerini şöyle sıraladı.
Taze yiyecekler daha az tuz içerir, taze sebze-meyve tüketimi artırılmalı.
Sofrada tuzluk bulundurmamak alışkanlık haline getirilmeli. Tuzluklardan uzak durmak, tuz kullanımını yüzde 15 azaltabilir. Yiyecekler taze otlar ve tuzsuz diğer baharatlarla da tatlandırılabilir.
İşlenmiş ürünlerin etiketleri mutlaka okunmalı ve tuz içeriklerine dikkat edilmeli.
Sıvı ihtiyacı sadece çay-kahve içerek karşılanamaz. Gün içinde mutlaka “8-10 bardak su” içilmeli.
Böbrek sağlığını korumak için kan şekeri ve kan basıncı kontrolü sağlanmalı, gereksiz ilaç kullanılmamalı, sigaradan uzak durulmalı, eğer böbrek taşı ve sık idrar yolu enfeksiyonu geçirmek gibi sorunlar varsa mutlaka nedeni araştırılmalı ve düzenli egzersiz yapılmalı.
Kaynak: Diyarbakır Söz