Saydan, yapılan araştırmalarla 2015 yılında dünyada 415 milyon olan diyabetli hasta sayısının, 2040 yılında 642 milyon olacağının öngörüldüğünü, dünya diyabet hastalarının tedavisine gereken önlemi alma çabalarını geliştirdiğini söyledi. Saydan, "Çünkü diyabet hastası sayısının 2035 yılında 592 milyona çıkacağı tahmin ediliyor. Türkiye'de ise bu rakamın 2035 yılında yaklaşık 12 milyona ulaşacağı öngörülmektedir" dedi. Nurten Saydan yaptığı açıklamada, diyabet hastalarının 1 Ağustos tarihinden beri şeker ölçüm cihazlarını para ile aldıklarını belirterek, "SGK iki yılda bir şeker ölçüm cihazı bedelini ödüyordu, yeni düzenleme ile cihaz bedelini ödemekten vazgeçme sebebi anlaşılır bir durum değil" dedi.
Saydan yaptığı açıklamada, 25 Ağustos 2016 tarihinde yayımlanan SUT değişikliği ile 'Kan şekeri ölçüm cihazları kurumca karşılanır' cümlesi kaldırılıp, 'Şeker ölçüm çubukları eczanelerden temin edilecektir' diye değişiklik yapıldığını söyledi. Şeker ölçüm cihazlarının nasıl temin edileceği ile ilgili bir açıklama bulunmadığını kaydederek, "SSK vatandaşlara en ucuz gruptan eşdeğer olmayan ilaç verilmesi, tedavileri için insanların hastane içlerinde, SSK eczanelerinde uzun kuyruklara girerek tedavilerine ulaşma çabaları, en sonunda da insanların isyan ederek ceplerinden ilaç ve tedavilerini karşılaması ile hatırlanan bir kurumdur" dedi.
SGK ECZACILARLA VATANDAŞI KARŞI KARŞIYA GETİRİYOR
'Şeker ölçüm cihazları nasıl temin edilecek, eczanelere bu cihazları ücretsiz kim verecek?' diye soran Saydan, şöyle kohuştu:
"Yine SGK, meslektaşlarımızla vatandaşlarımızı karşı karşıya bırakmıştır. Cihazı vermeyip ölçüm çubuğunu verdiğimiz hasta, bu çubukları ne yapacak? Nasıl ölçüm yapacak?, sunun tasarruf anlayışı ile izah edilebilir bir yanı bulunmamaktadır. Eczanelerimizde bulunan şeker ölçüm cihazları ve çubukları değişik firmaların olup, fiyatları farklı, kaliteleri farklıdır. Bu cihazların hastalara bedelsiz verilmesi için firmalarla bir sözleşme yapılmış mıdır? Yapılmadıysa böyle bir düzenlemeyi kim hangi yasal dayanakla hayata geçirmiştir?. Türkiye'de kentsel ve kırsal alan arasında gizli şeker açısından fark kalmadığı biliniyor. Şeker hastalığının başlangıçtaki tedavi maliyeti düşük, ancak ilerleyen dönemlerde çıkan komplikasyonlar daha da maddi külfet getiriyor. Bu durumun kurum tarafından adeta göz ardı ediliyor."
SGK, ESKİ SSK MI OLUYOR
Nurten Saydan, hastalarda uzuv kaybına yol açan hastalığın ilaçlarını karşılayan eczanelere ve ilaçları alan vatandaşlara ilacın parasını Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık otoritelerinin fiyatını hiçe sayarak yarısından az ödediğini öne sürdü. Saydan, bu durumun ise hastaları ve onlara ilaç veren eczacıları mağdur ettiğini söyledi. Saydan, şöyle dedi:
"Kurum, bu hastalara 'Eczaneler neden ilaç verdi, vermeselerdi mağdur olmazlardı' deme lüksüne sahip olmadığı gibi, 5 aydır şeker ayak hastalığı ilaçlarının farkını ödememesine hukuki bir açıklama da getirememektedir. Tedavisinin başında da, sonunda da mağdur olan şeker hastalarımız, hastanelerde kanser ve hepatit ilaçlarını arayan hasta vatandaşlarımız bize eski SSK günlerini hatırlatmaktadır."
Dünyada artık insülin tabletlerinin çıkıyor olmasına rağmen, yanlış ilaç fiyat politikası nedeniyle yeni jenerasyon insülin ilaçların dahi ülkemize gelmediğini belirten Saydan, "Bu yaklaşımla devam edildiği müddetçe o ilaçları halkımızın görmesi ya da kullanması pek mümkün görünmemektedir. TEİS olarak hastalarımızı ve meslektaşlarımızı mağdur eden bu durumun derhal düzeltilmesi için yetkilileri göreve davet ediyoruz. Şeker hastası vatandaşlarımızın hayatını tehdit eden bu durumunun önemli ve acil olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyor, konuyu kamuoyunu bilgisine sunuyoruz" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz