Sünnet her ne kadar düğün, gelenek, olgunlaşma, hayata ilk adım gibi kavramları çağrıştırsa da pek çok anne - baba için endişe kaynağı olduğu da bir gerçek. Öyle ki, kulaktan dolma mitler ya da uygunsuz esprilerin olumsuz etkisiyle ailelerin büyük bir kısmı çocuklarının bu deneyimi hatırlamaması için ya bebeklik dönemini ya da anestezi altında yapılan operasyonları tercih ediyor.
Peki, yaz aylarının yaklaşmasıyla adeta sezon açılışı yapmaya hazırlanan sünnet operasyonları gerçekten endişe edilecek, çocukta iz bırakacak bir operasyon mu? Yapılması gereken doğru bir yaş var mı? Aileler nelere dikkat etmeli?
Türkiye’nin ilk ve tek sünnet sarayının kurucusu Kemal Özkan’ın ikinci kuşak temsilcisi, üroloji uzmanı Doç. Dr. Levend Özkan, sünnetin ehil ellerde yapılması gereken bir işlem olduğuna dikkat çekiyor. Özkan, “Sünnet tecrübeli bir uzmanın yapması gereken cerrahi bir işlemdir. Her ne kadar küçük bir cerrahi operasyon gibi gözükse de toplumumuzda sağlık dışında, dini, sosyal ve geleneksel açılardan da çok önem taşır. Lokal anestezi altında yapıldığında tecrübe ve bilgi çok daha önem kazanıyor. Aileler ve çocuklar sünnet öncesinde büyük endişe yaşayabiliyor.
Sünnet tarihinden bir süre önce çocuğun doktoruyla tanışması ve süreç konusunda doğru ve uygun şekilde bilgilendirme almaları kaygıyı yok etme konusunda kıymetli bir adım” diyor.
Sünnetin cerrahi açıdan zor bir operasyon olmadığını ama tüm yönleriyle önem verilmesi gereken bir işlem olduğunu anlatan Doç. Dr. Levend Özkan’a göre en uygun sünnet olma yaşı ise yeni doğan harici bebeklik veya yedi - sekiz yaş dönemi.
Genel anestezi mutlaka gerekli mi?
Özkan, “Aslında sağlıklı sünnet olma yaşı diye bir kavram yok. Ancak yapılmasını önermediğimiz dönemler var. Sünnetin zamanlamasına çocuğun fiziksel ve tıbbi durumu, ailenin görüşü ve doktorun tecrübesi esas alınarak karar verilir. Son yıllarda doğar doğmaz yapılan sünnetlerde artış görüyoruz. Ancak sünnet ne kadar basit görünse de cerrahi bir işlemdir ve işlemi uygulamak için lokal anestezikler, ağrı kesiciler gibi ilaçlar kullanılmaktadır. Nadir de olsa sünnetle veya kullanılan ilaçlarla ilgili komplikasyonlar görülebilir ve yeni doğan çağında bu komplikasyonlarla baş etmek çok daha zor ve risklidir. Mecburi olmayan bir cerrahi işlemi uygulamak için en azından bebeğin bir süre gözlenmesi, başta gözden kaçabilecek bir sağlık probleminin olmadığının teyit edilmesi ve özellikle kilosu düşükse normal kiloya gelmesi beklenmelidir. Tüm bunlar sağlandıktan sonra bebek güvenle sünnet edilebilir” diyor.
1 - 6 yaş arası dönemin gerek psikolojik nedenler gerekse sünnet sonrası bakımın daha güç olması nedeniyle diğer tüm genital operasyonlarda da olduğu gibi önerilmediği bir zaman aralığı olduğunu anlatan Özkan, “Özellikle 3 ila 4 yaşında, çevreyi tamamen algılayabilen ancak mantık ve sosyal anlayışın tam oturmadığı bir dönemde çocuğa sünnet işlemini anlatmak neredeyse imkansızdır. Bu yaş döneminde, genel anestezi altında olsa bile çocuklarda sünnet sonrası huy ve davranış değişiklikleri görülebilir. Altı yaşından büyük ve adölesan (buluğ) çağına gelmemiş çocuklar bu konuda deneyimi olan kişiler/merkezler tarafından uygun bir hazırlıkla, herhangi bir olumsuzluk veya travma yaşanmadan güvenle sünnet edilebilir. Sonuç olarak bizim ailelere önerdiğimiz sünnet zamanı yeni doğan harici bebeklik veya 7-8 yaş dönemidir” diyor.
Ülkemizde çocuk şayet doğar doğmaz sünnet edilmemişse mutlaka genel anestezi altında sünnet olmalı gibi inanış olduğunu ancak bu görüşe katılmadığını dile getiren Özkan, “Sünnet olacak her çocuk ve ailesi için aynı şartlar söz konusu değildir. Sünnet öncesi görüşme esnasında iyi bir bilgilendirme ve muayene sonucunda uygulanacak anestezi şekline aile ile birlikte karar vermek en doğrusudur. Bazı özel durumlar haricinde (uygunsuz yaşta mecburen sünnet, eşlik eden anatomik bozukluk, kişisel tercihler, çocuğun diğer özel durumları vb.) sünnet işlemi deneyimli bir elde, herhangi bir olumsuzluk veya korku yaratmadan lokal anestezi altında uygulanabilir” dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz