Sağlık Bakanlığı sigara bırakmaya yönelik çalışmalarında uyguladığı yasaklara bir yenisini ekledi. Kapalı yerlerde sigara yasağı sonrasında artık sigara satılan yerlerde de sigara satışı konusunda yasak gidiyor. Sigara artık tezgah altında vatandaşın gözlerinin görmeyeceği bir yerde satışa sunulacak
2 milyondan fazla tiryakinin sigarayı bırakmasını sağlayan Dumansız Hava Sahası uygulamasına yenileri ekleniyor. Sigara paketlerinin artık görünür yerlerde değil, tezgâh altına konularak satışı yapılabilecek.
Sağlık Bakanlığı, sigara satıcılarından sigara satılan yerlere, sigara yasağı denetim ekiplerinin aldığı ücretlerden sigara paketleri üzerindeki mesajlara kadar bir dizi düzenlemeye gitmeye hazırlanıyor. Dünyanın takdirini toplayan ve 2 milyondan fazla tiryakinin sigarayı bırakmasını sağlayan Dumansız Hava Sahası uygulamalarına yenileri ekleniyor. Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı, sigara paketleri üzerinde yer alan olumsuz mesajları olumlu hâle dönüştürecek. Bakanlığın çalışmasına göre paketlerin üzerinde ‘sigara öldürür’ gibi olumsuz ifadeler yerine ‘sevdikleriniz için sigara içmeyin’ gibi mesajlar yer alacak. Bu sayede vatandaşların sigarayı bırakmaları olumlu yönde teşvik edilecek.Avustralya’da uygulanan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiye ettiği kara paket uygulamasından henüz fayda sağlandığına ilişkin bir veri olmadığı için ve bu uygulamanın uluslararası ticaret hukukunda dava konusu olabilme ihtimalinden dolayı Bakanlık, başka bir uygulamayı devreye sokacak. Bu çerçevede sigara paketleri özellikle çocuk ve gençlerin görmemesi için raflarda değil, tezgâh altında muhafaza edilerek satışı yapılabilecek. Bakanlığın Dumansız Hava Sahası kapsamında kapalı alanlarda uygulanan sigara yasağının denetimi için kurulan ekiplerde yer alan personele teşvik uygulaması hayata geçirilecek. Aldıkları ücretlerde iyileştirme yapılacak ekiplerin çapraz denetimle kapalı mekânları denetleyeceği öğrenildi.
Kaynak : Türkiye Gazetesi
Sigara, günümüzde yaygın olarak tütünün kağıda sarılmasıyla yapılarak kullanılan bu içeceğin M.S ve 18. yüzyılda Avrupa'ya İspanya yoluyla Amerika Kıtası'ndan geldiği sanılmaktadır. İlk yıllarda tütün yaprağına daha sonra da ince kağıda sarılarak içilmeye başlanmıştır. Bizet'nin operası Carmen 1830'ların İspanya'sını anlatır ve oyunun kahramanı Carmen başlarda bir sigara fabrikası işçisidir. Fransa'da ilk sigara fabrikası Fransız devlet tekel şirketi tarafından 1845'de kurulmuştur.
İngilizler sigarayla ilk defa Kırım Savaşı'nda (1853 - 1856) Osmanlı askerlerinde görerek tanışmıştır. Osmanlı Devleti, devlet gelirlerini artırmak için sigarayı devlet tekeline alınca, sigara üretimiyle uğraşan Rum tüccarlar, o zamanlar İngiliz himayesinde olan Mısır'a göç etmiş ve Mısır'da 1880-1915 yılları arasında dev bir sigara endüstrisi oluşmuştur.
Avrupa ve Amerika'da I. ve II. Dünya Savaşı yıllarında sigara askerlere genel ihtiyaç olarak dağıtılmış, 1965 yılına kadar sigara tüketimi yükseliş eğilimi göstermiş ama zararları hakkında bilinçlenme yayıldıkça tüketim azalmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde ise halen sigara tüketimi yükseliş eğilimindedir.
Sigara bağımlılığı psikolojik ve fiziksel bağımlılık olmak üzere 2 ayrı alt başlıkta incelenmelidir. Aslında sigara içme eylemi bulaşıcı bir psikiatrik hastalıktır, kuşaktan kuşağa görerek-duyarak bulaşır. Doğduğumuz andan itibaren çevremizdeki milyarlarca sigara içicisine ait 10,000’lerce bilinçaltı kayıt ve sigara firmalarının bunları güçlendirmek için kurduğu tuzaklar sayesinde daha çocukken zihnimize bulaşır. Bu aslında kitlesel bir beyin yıkama programıdır. Önce çevremizdeki sigara içen büyüklerimiz, daha sonra çizgi filmlerve son olarak da filmler aracılığıyla sigaranın bir keyif-destek aracı olduğuna inandırılırız. Marlboro-Formula 1 yarışları, Camel Trophy, Parliament Sinema Kulübü gibi sosyo-kültürel projelerle inançlarımız ve beklentilerimiz iyice güçlendirilir. Tüm sahneler ve gizli reklam çalışmaları sigarayı hayatın her aşamasında olması gereken normal bir şey gibi algılamamız için ayarlanmış ve hepsine bugüne kadar trilyonlarca $ para harcanmıştır.
Beyin yıkama gerçek olmayan bir şeye gerçek gibi inandırılmak demektir. İnançların beyinden salgılanan nörotransmitterleri direk etkilediği plasebo çalışmalarında gösterilmiştir. MR spektroskopi çalışmalarında plasebonun aktif maddeyle aynı oranda nörotransmitter salınımına ve beyinde aynı anatomik bölgelerde sinyal alınmasına yol açtığı kanıtlanmıştır. Sonuç olarak, sigaranın psikolojik bağımlılığı beyin yıkamalar tarafından oluşturulur.
Günlük hayatımızda sigara bağımlılığının büyük oranda psikolojik olduğunu gösteren en çarpıcı kanıtlar hamilelik, oruç ve uzun yolculuklardır. Birçok tiryaki hiçbir fiziksel sıkıntı yaşamadan 10-12 saat süren okyanusaşırı uçak yolculukları yapabilir, çünkü uçak inene kadar içmemeye şartlanmıştır. Uçaktan iner inmez sigarasını yakmak ister ve eğer yasak v.s bir engelle karşılaşırsa canı sıkılır, ve nikotin çekilme belirtisi zannettiği sinirlilik, gerginlik, çarpıntı, terleme, el titremesi, kafasını toplayamama gibi 12 saattir yaşamadığı tüm belirtileri ilginç bir şekilde saniyeler içinde yaşamaya başlar. Halbuki asıl sorun içmemeye şartlanma süresinin sona ermiş olmasıdır. Yani fiziksel bağımlılıktan kaynaklandığı sanılan çekilme belirtileri gerçekten hissedilir, ancak tetiği çeken yine psikolojik bağımlılıktır. İçme beklentisi ve şartlanmayla ilgili çok fazla sayıda bilimsel araştırma ve kanıt vardır.
Sigara içenler özgürce sigara içebildikleri, çekilme belirtisi olma ihtimalinin açıkça imkansız olduğu durumlarda bile, çok yüksek seviyede sigara içme arzusu duyabilirler. 4-5 saat zorlanarak abstinans sağlananlar ile sabah uykudan uyananların sigara içme arzularının karşılaştırıldığı bir çalışmada, 1. gruptakilerin çok daha yüksek olduğu bulunmuş. “Sigara içme arzusu esasen alışılmış davranışa olan arzuyu yansıtır” sonucuna varılmıştır. El alışkanlığı, sigara ile ilişkili nesneler, sigarayı hatırlatan durumlar gibi sigara içmeyi tetikleyen faktörler çok güçlü sigara içme arzusuna neden olur. Sigara içmeyi tetikleyen faktörler daha çok sigara içme beklentisini hatırlatır, içme arzusunu arttıran beklentidir.
Dols ve ark’ın 2000 ve 2002 yıllarında yaptıkları 2 çalışmada da sigara içilebilen ve içilemeyen ortamlarda sigara içen gönüllülere sigarayı hatırlatıcı uyaranlar verilmiş. Ve içilemeyen ortamlarda uyaranların yarattığı sigara içme arzusunun çok daha düşük olduğu gözlenmiş. Sonuç: Sigara içmeyi tetikleyen faktörler esas olarak öncelikle sigara içme beklentisini başlatır. İçme arzusunu arttıran beklentidir. Benzer sonuçlar daha sonra 2005 ‘te Thewissen ve ark. tarafından da yayınlanmıştır.
Sigara içme arzusunu yaratan psikolojik faktörlerin incelenmesinde dindar Museviler araştırmacılar için adeta doğal bir laboratuvar ortamı sağlar. Çünkü dindar Museviler cumartesi günleri ateş yakmazlar, sigara içmezler. Bu bulguların ışığında Schacter ve ark. İle Warburton sigara sorununu sadece nikotine eşdeğer görmenin imkansız olduğu sonucuna varmışlar.
Bir guruba nikotin, diğerine plasebo verilerek yapılan bir NRT( Nikotin replasman tedavisi) çalışmasının devamında tahmin gurupları oluşturulmuş; verilen üründen bağımsız olarak, kendisine nikotin verildiğine inananların sigara tüketimindeki azalma, plasebo verildiğine inananlara göre belirgin olarak daha iyi bulunmuştur.Dindar musevi gönüllülerin Şabat günündeki sigara arzularının karşılaştırıldığı bir çalışmada, Şabat günü süresince sigara içme arzusu, iş günü zorlu abstinansı süresince, hatta serbest içtikleri gündekinden bile anlamlı derecede düşük bulunmuş ve son saatlerde beklentinin yaklaşmasıyla düzeyler hızla artmıştır. Uçak çalışanları ile yapılan bir araştırmada kısa ve uzun uçuşlarda sigara içme arzusunun, uçağın inişi yaklaştıkça tepe noktaya ulaştığı görülmüştür. İlk kısa uçuşun sonu ile uzun uçuşun sonu arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Paralel zamanlamada ilk kısa uçuşun sonundaki içme arzusu, uzun uçuşun orta zamanından belirgin olarak daha yüksektir. Dr. Dar’ın bu 2 çalışmasındaki bulgular sigara içme beklentisinin arzuyu arttırdığı teorisini kanıtlamaktadır.
Maddenin yapacağı zannedilen asılsız beklenti ve inançlar ise, içme beklentisinden farklı bir kavramdır. Beklenti ve inanç teorilerini destekleyen en geniş derleme 1999 yılında Brandon ve ark.ları tarafından yayınlanmıştır. 1950’li yıllardan 1999’a kadar bu konuda yapılan tüm çalışmalara yer verilmiştir.Bu beklentiler sigaranın sağlayacağı keyif, rahatlama, konsantrasyon artışı gibi sahte faydaları ve bırakınca yaşanacak belirtileri ortaya çıkarır; bırakma isteği ve bırakabilme beklentisi başarı oranını olumlu yönde etkiler.
Kaynak: Diyarbakır Söz