Sıcak çarpmasına ilişkin uyarılarda bulunan Albayrak, yazın ilk başlarında sıcaklıklar yükseldiğinde sıcağa bağlı sağlık sorunlarının ortaya çıkabildiğini belirtti. Vücudun sıcağa adaptasyonu hemen oluşturamadığını ya da sıcak düzenleme mekanizmasının (termoregülasyon) bozulduğunu dile getiren Albayrak, şunları kaydetti:
"Sıcak havalardaki en büyük sorun yerine konamayan su, tuz ve mineral kaybı. Bu durum bütün vücudu etkileyebiliyor. Beyin, kalp, böbrek, karaciğer gibi hayati organlar risk altına giriyor. Sıcak çarpması, özellikle yüksek tansiyonu, şeker hastalığı, damar sertliği olan yaşlılarda ve çocuklarda daha sık ortaya çıkıyor. Yüksek tansiyonu olan ve düzenli ilaç kullanmayan hastalarda sıcak havalarda beyin kanaması riski de artıyor ve bu kanamaların bir kısmı cerrahi tedavi gerektiriyor.
Kalp, tansiyon, diyabet, kanser, böbrek hastaları, normal kilosunun çok altında ya da üstünde olan kişiler, 5 yaş altı çocuklar, 65 yaş üzeri yaşlılar, psikolojik ya da psikiyatrik rahatsızlığı olanlar, gebeler, yeterli sıvı tüketimi olmayanlar, sürekli ve bilinçsiz diyet yapanlar sıcak çarpmasına maruz kalabilecek risk grupları içinde yer alıyor."
-Daha çok yaşlılar etkileniyor
Albayrak, yaşlılarda diyabet ve damar sertliği gibi tansiyona zemin hazırlayıcı hastalıkların ve metabolizmayı bozucu durumların söz konusu olması sebebiyle yaşlı hastalarda riskin daha da yüksek olduğuna dikkati çekti. Su kaybının ve suyla birlikte tuz kaybının metabolizmayı bozucu etkiye sahip olduğunu ifade eden Albayrak, şu açıklamalarda bulundu:
"Baş ağrısı, sersemlik, bulantı, karın ağrısı, kramplar ve bir süre sonra şuur bulanıklığı, koma ve ölüm. Böyle durumlarda yapılması gereken en önemli şey, hastayı acilen soğutmak. Bunun için su-buz dolu küvetler, su hortumları da dahil elde ne imkan varsa kullanılmalı ve hastalar en yakın sağlık merkezine soğutulmuş ve kliması olan ambülanslarla taşınmalıdır.
Ayrıca, açık havada çalışan işçiler ve askerler gibi gruplarda özellikle efora bağlı ortaya çıkan sıcak çarpmalarında terleme de söz konusu olduğu için, yüzey ısısı derideki terleme ve terin buharlaşması sonucu soğuk hissi yaratabilir. Oysa bu hastalarda kor ısı denilen vücudun içindeki asıl ısı 41 derecenin üzerinde olabilir. Bu tip hastalarda da ilk yapılması gereken, hastayı soymak ve soğuk suyla yıkayarak vücudu soğutmaktır. Bu manevra, bir grup hastada işe yarar ve bilinç bir anda düzelebilir. Düzelmeyen kişiler en yakın sağlık merkezine ulaştırılmalıdır. Çünkü belli bir düzeyden sonra ısı artışına bağlı olarak vücuttaki hayati öneme sahip enzimler işlev yapamaz hale gelir. Beyin, kalp, böbrek ve karaciğer gibi hayati organlar üzerinde geri dönüşsüz hasar ve ölüm meydana gelir."
-"Gerekli durumlarda beyin cerrahisi uzmanı değerlendirmeli"
Albayrak, aşırı sıcaklara bağlı ortaya çıkan istenmeyen tablolara hazırlıklı olunması gerektiğini bildirdi. Efor gerektiren egzersizlerden kaçınılması, normalde alınan su miktarından daha fazla su veya sıvı alınması ve sıvı kaybına neden olacağından çay, kahve, kolalı ve alkollü içeceklerden uzak durulması uyarısında bulunan Albayrak, şu ifadeleri kullandı:
"Günün en sıcak saatleri olan 11.00-16.00 arasında dışarı çıkılmamalı. Mevsim şartlarına uygun, terletmeyen, açık renkli, pamuklu, hafif ve bol giysiler giyilmeli. Direkt güneş ışığına maruz kalınmamalı. Güneşe çıkılacaksa geniş kenarlı şapka takmalı hatta şemsiye kullanılmalı. Diyabet ve yüksek tansiyon hastaları düzenli doktor kontrolünde olmalı, eğer yüksek tansiyon hastası ise ilaçlarını düzenli almalı. Beslenme açısından yağlı ve kızartılmış yiyeceklerden uzak durulmalı. Sindirimi kolay yiyecekler tercih edilmeli.
Sıcak çarpmalarında, önce hastayı acilen soymak ve soğutmak ve mümkünse en yakın sağlık kuruluşuna götürmek çoğunlukla tabloyu komaya ilerlemeden geriye çevirebilir. Bazı hastalarda sıcak çarpmasına bağlı olan beyin kanamaları da klinik tabloya eşlik edebileceğinden gerekli durumlarda bir beyin cerrahisi uzmanı değerlendirmesi de uygun olur."
Kaynak: Diyarbakır Söz