Dr. Sami Ulus Eğitim ve Araştırma Hastanesi, anne adaylarını normal doğuma teşvik etmek için harekete geçti. Gebe Okulu’nda doğuma hazırlanan anne adayları, bir kamu hastanesinde ilk kez uygulanan “hypnobirthing” yöntemiyle doğum korkusunu yeniyor ve ağrı tetik noktalarına masaj yapmayı öğrenerek doğum ağrılarını en aza indiriyor.
Anne adaylarının doğum korkusu, sezaryen talebinin artmasına neden oluyor. Ancak sezaryen ağrısız bir doğum yöntemi gibi görünse de hem annenin hem de bebeğin sağlığını tehlikeye atıyor. Anne adaylarının doğum korkusunu yenmesini sağlayarak yüksek sezaryen oranının önüne geçmeyi amaçlayan Ankara Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi ekibi, Türkiye'de ilk kez bir kamu hastanesinde "hypnobirthing" yöntemi uygulamaya başladı. İngiltere Cambridge Düşesi Kate Middleton'ın doğumuyla gündeme gelen "hypnobirthing", doğumun daha az ağrı hissedilerek gerçekleşmesini sağlıyor. Hypnobirthing yöntemi ile anne adayı doğumu engelleyen, doğumda daha çok ağrıya neden olan biliçaltındaki korkularını psikoterapi yöntemiyle yeniyor.
"EN GÜZEL GÜNE HAZIRLIYORUZ"
Zihnin korkudan ve gerginlikten kurtulmasıyla endorfin hormonu salgılandığını belirten Gebe Okulu Koordinatörü ve Başhekim Yardımcısı Uzm. Dr. Çağanay Soysal, "Endorfin bedenimiz için doğal ağrı kesicidir. Gebeleri doğuma hazırlarken herhangi bir ilaç veya kimyasal kullamıyoruz, anne adayları doğal şartlarda hayatlarının en güzel gününe hazırlanıyor" diye konuştu. Gebe Okulu'nda kadın doğum uzmanları, deneyimli ebeler, fizyoterapistler, psikolog ve sosyal hizmetler uzmanının görev yaptığını anlatan Sosyal, "hypnobirthing" uygulayan personelin, Sağlık Bakanlığı tarafından verilen eğitimi başarıyla tamamladıklarını belirtti. Gebe Okulu'na katılan anne adaylarına akupressur yöntemi ile ağrı tetkik noktalarına masaj yapmayı da öğrettiklerini ifade eden Soysal, "Gebelere pilates eğitimini ise fizyoterapistler veriyor. Annelere doğumun ardından da spor alışkanlığı kazandırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
MÜCADELEMİZ OLUMLU SONUÇ VERİYOR
Doğumdan korkan birçok annenin hastanelerine başvururken “Sezaryen uygulayacaksanız geleceğim” dediğini anlatan Hastane Yöneticisi Uzm. Dr. Eyüp Sarı, “Anne ve bebek dostu bir hastane olarak, anneleri normal doğuma özendirmek için elimizden gelen gayreti veriyoruz. Sezaryene yönelten etkenlerden biri olan doğum korkusu ile mücadelemiz olumlu sonuç veriyor. Gebe Okulu’na katılan anneler doğumun olağan bir süreç olduğunu alanında uzman sağlık personelinden öğreniyor ve en güzeli de çevresindeki tüm anne adaylarına normal doğumun güzelliğini anlatıyor” diye konuştu. Sarı, Gebe Okulu’nun tüm anne adayları için açık ve tamamen ücretsiz olduğunu belirtti. Hamileliğinde 9’uncu ayı tamamladığını ve doğum yapacağı anı pilates egzersizleri yaparak beklediğini anlatan Aslıhan Tay, Gebe Okulu ile hamileliğinin 6’ıncı ayında tanıştığını anlattı. Doğum korkusu nedeniyle sezaryen olmak istediğini belirten Tay, “Sezaryen istediğimi duyan doktorum bana normal doğumun ne kadar sağlıklı olduğunu anlattı. Bebeğimin sağlığı için ikna olmuştum ama çok korkuyordum ve gözüme uyku girmiyordu” diye konuştu. Doktorunun yönlendirmesiyle Gebe Okulu’na geldiğini anlatan Tay, “Burada bütün korkularımı yendim, ‘hypnobirthing’ telkinleriyle rahatladım, ağrı hissettiğimde nasıl masaj yapmam gerektiğini öğrendim. Pilates ile de kaslarımın güçlendiğini bebeğimi daha rahat taşıdığımı hissediyorum” diye konuştu.
SEZARYEN DOĞUM DEĞİL AMELİYATTIR’
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Nurullah Okumuş da Gebe Okulu’nda yapılan uygulamalara destek verdi. Sağlık Bakanlığı olarak sezaryenle doğum oranını düşürmeyi hedeflediklerini anlatan Okumuş, “Doğum fizyolojik bir olay, sezaryen ise ameliyattır” diye konuştu. Kendisinin de bir yenidoğan uzmanı olduğunu hatırlatan Okumuş şunları söyledi: “Bebek, doğumun başlamasından gerçekleşmesine kadar geçen sürede hayata hazırlanıyor. Anne karnında sıvı ile dolu olan akciğerlerini boşaltmaya başlıyor, kalbi başta olmak üzere tüm organları doğumun oluşturduğu stresle yaşama hazırlanıyor. Bu hazırlanma sürecine fırsat vermeden, çocuğu bir anda anne karnından dışarı çıkarıyoruz. Bu durum çocuğun hayata adaptasyonunda sıkıntı yaşamasına neden oluyor. Anneye verilen anestezi de plasentadan çocuğa geçiyor.”
Kaynak: Diyarbakır Söz