Kudret Göz İstanbul Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Deniz Oygar Baylançiçek, sarı nokta hastalığından korunmaya ilişkin, "Düzenli göz muayenesi yaptırın. Ultraviole ışınlardan korunmak için her mevsim güneş gözlüğü kullanın. Sigara içmeyin. Beslenmenize dikkat edin. Düzenli olarak egzersiz yapın." önerilerinde bulundu.
Baylançiçek, yaşın ilerlemesiyle birlikte görülen sarı nokta hastalığına ilişkin yaptığı açıklamada, bu hastalığın ciddi görme kayıplarına yol açarak hastaların yaşam kalitesini düşürdüğünü bildirdi.
İleri yaş hastalığı olarak bilinen sarı nokta hastalığının, özellikle 55 yaş üzerinde ortaya çıkarak görme kayıplarına yol açabildiğini ifade eden Baylançiçek, "Retina tabakasının makula bölgesinde hasar oluşumuna bağlı olarak ortaya çıktığı için tıbben makula dejenerasyonu olarak adlandırılmaktadır. Makula, retinanın merkezinde yer alan ayrıntılı, renkli ve net görmemizi sağlayan görme hücrelerinin en yoğun olduğu bölgesidir. Yüzleri ayırt etmek, çatal bıçak kullanmak, yazıları okumak, dikiş dikmek, bilgisayar kullanmak, anahtarı kilide sokmak gibi aklınıza gelebilecek detaylı görmemizi gerektiren her işteki becerimiz makulanın sağlıklı olmasına bağlıdır. Ne yazık ki sarı nokta hastalığı görme kayıplarına yol açarak hastaların günlük hayatlarını olumsuz etkiliyor ve yaşam kalitelerini de düşürebiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Baylançiçek, şunları kaydetti:
"Yaşa bağlı gelişen sarı nokta hastalığı adından da anlaşılacağı üzere ileri yaştaki yetişkinlerde genellikle kalıtımsal sebeplerle görülür. Aile bireylerinden birinin sarı nokta hastası olması hastalığın gelişme riskini arttırmaktadır. Yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalıkları, ideal kilonun üzerinde olmak sarı nokta hastalığına neden olan diğer risk faktörleridir. Her hastalıkta olduğu gibi sarı nokta hastalığının gelişmesinde de sigara kullanımının rol aldığı bilinmektedir.
Açık göz rengi olanlarda, beyaz tenlilerde ve güneş ışığına yoğun olarak maruz kalanlarda sarı nokta hastalığı daha çok görülmektedir. Sarı nokta hastalığı her kişide farklı belirtiler verebilir. Bazen sadece tek bir gözde görme kaybı ile ilgili şikayetlere yol açarken bazen her iki gözde birden görmede azalmaya neden olur.
Bir veya her iki gözde de görme netliğinin azalması, renkleri daha soluk görmek, yüzleri ayırt etmekte zorlanmak, okumak gibi yakın mesafeli görüş gerektiren işlerde daha fazla ışığa ihtiyaç duymak, göz önünde karartılar, su dolu bir bardakta kaşığın kırık görülmesi gibi görüntülerde kırılma, eğrilmelerin oluşması sarı nokta hastalığının en yaygın belirtileridir."
Sarı nokta hastalığı kuru ve yaş tip olmak üzere iki şekilde görüldüğünü aktaran Baylançiçek, "Sarı nokta vakalarının yüzde 85-90’ını kuru tip oluşturur ve yaş tipe göre daha yavaş ilerlemektedir. Islak tip sarı nokta hastalığı daha az bir oranda görülmekle birlikte ciddi görme kayıplarının yüzde 90’ını oluşturur. Hastalığın tedavisi de çeşidine göre farklılık göstermektedir. Hastalığın kuru tipinde koruyucu tedavi uygulanırken yaş tipinde fotodinamik tedavisi ya da göz içine iğne uygulanır. Herhangi bir ağrı ya da acı hissedilmemesi için enjeksiyon uygulaması öncesinde göz damla ile uyuşturulur. Enjeksiyon uygulaması sonrasında da koruma amaçlı göze antibiyotik içeren damlalar damlatılır." ifadelerini kullandı.
Baylançiçek, sarı nokta hastalığına karşı şu koruyucu önerilerde bulundu:
"Düzenli göz muayenesi yaptırın. Ultraviole ışınlardan korunmak için her mevsim güneş gözlüğü kullanın. Gözlüğün camlarının ultraviole ışınlarını filtre eden, mümkünse polarize nitelikte ve kaliteli olmasına dikkat edin. Sigara içmeyin, kullanıyorsanız bırakmak için Sağlık Bakanlığına bağlı sigarayı bırakma polikliniği gibi resmi kurum ve kuruluşlardan destek alabilirsiniz. Beslenmenize dikkat edin.
Öğünlerinizi Lutein, A, C, E vitaminleri, omega 3 ve çinko bakımından zengin besinlerden oluşturun. Bu besinler koruyucu tedavide önem taşır. Özellikle uskumru, sardalye, hamsi ve somon gibi yüksek miktarda omega 3 içeren balıkları bol bol tüketin. Pazı, ıspanak, semizotu gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri bol miktarda ve çiğ olarak tüketmeye özen gösterin.
Doktorunuzun önerileri doğrultusunda multivitamin, multimineral takviyeleri kullanabilirsiniz. Düzenli olarak egzersiz yapın. Yaş, cinsiyet, boy gibi faktörleri göz önünde bulundurarak ideal kilonuzu hesaplatın. İdeal kilonuzun üzerindeyseniz sağlıklı kilonuza ulaşmak için doktor ve diyetisyenlerden destek alın. İdeal kilonuzdaysanız, kilonuzu korumaya çalışın. Tansiyonunuzu ve kolesterolünüzü kontrol altında tutun. İşlenmiş karbonhidratlı gıdalardan uzak durun."
Kaynak: Diyarbakır Söz