Sancar'dan çağrı

NOBEL Kimya ödülünü 2015 yılında alan Mardinli bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar, Mardin'in Savur ilçesinden Amerika'ya ve Nobel ödülünü uzanan yaşam öyküsü anlatırken, "Annem bir köy imamının kızıydı, Atatürk'ü taparcasına severdi" dedi.

Sancar'dan çağrı

Amerikanın Sesi Radyosu'na konuşan 2015 Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar, Savur'dan Amerika'ya ve oradan Nobel ödülüne uzanan yaşam öyküsünü anlattı. Savur'da 8 çocuklu bir ailede büyüdüğünü elirten Prof. Dr. Sancar, annesine ayrı bir yer ayırdı. Annesi Meryem Sarcar'ın bir köy imamının kızı olduğunu ve normalde biraz tutuk ve kapalı olmasının beklendiğini söyleyen Sancar şöyle konuştu:

"Ama o Atatürk'ü taparcasına severdi. Atatürk'ün yaptığı devrimleri kendi hayatına getirdiği değişiklikleri gördü. O bakımdan annem büyük Atatürk hayranıydı. Atatürk'ün fazla vurguladığı konu eğitim ve bilimdi, onu annem de anladı. O bakımdan bütün çocuklarına 'okuyacaksınız' dedi ve onun sayesinde hepimiz okuduk."

Prof. Dr. Sancar, "1960'larda İstanbul Tıp Fakültesinde gördüğüm eğitimi Avrupa'nın en iyi fakültelerinde alamazdınız. Harika bir eğitim gördüm. Çok harika hocalarımız vardı, beni iyi hazırladı ben Amerika'ya hazırlanmış olarak geldim. Orada imkanlarımız yoktu, burada vardı ama ben teorik olarak hazırdım" dedi.

'KÖYLÜLER, REÇETEMİ MUSKA DİYE BAŞLARINA KOYARLARDI'

İstanbul'da Tıp eğitimini bitirdikten sonra Savur'a bağlı Sürgücü köyendeki sağlık ocağında görev yapmaya başladığını kaydeden Prof. Dr. Aziz Sancar şunları anlattı:

"Beni o kadar severlerdi ki onları muayene ettikten sonra reçete doldururdum, reçetemi başlarında muska diye koyarlardı. O zamanları özlüyorum, bana sorarsanız hayatımın en güzel dönemi Sürgücü beldesinde doktorluk yaptığım dönemlerdi. Damda yatardık, Suriye'nin uzaktan iki şehrinin ışıklarını sayrederdik. Sabah ezan sesi ile uyanırdık."

'KANSER HASTALARI AMERİKAYA GELMEYİN'

Prof. Dr. Sancar, şu anda kanser tedavisinde kullanılan ilaçlardan birinin etkisini artırmak konusunda çalıştıklarını da ifade ederek, "Günde 5- 10 kilometre yürümeye çalışıyorum. Uyku ile aram iyi değil. Kanser hastalarına 'Amerikaya gelmeyin' diyorum. Yapılan tedaviler standarttır. Amerika, Avrrupa ve dünyanın her yerinde aynı tedavi tatbik ediliyor. Tedavide temel destek aile desteğidir, buraya geldiklerinde aile desteğinden yoksun kalıyorlar" diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz