Sağlıklı büyüme uykuda başlıyor

Büyüme üzerine en çok etki eden iki hormondan biri büyüme, diğer tiroit hormonudur. Araştırmalara göre, büyüme hormonu seviyeleri gün içinde artma ve azalmalar gösterebiliyor. Büyüme hormonu en çok geceleri uykuda salgılanıyor.

Sağlıklı büyüme uykuda başlıyor

Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Kara, çocuklarda büyüme-gelişme ile ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Çocuğun vücudu büyür, zihni gelişir. Büyüme ve gelişme geriliği bazen birlikte görülebilirken, bu iki durumu birbirinden ayırmak gerekiyor. En çok geceleri uykuda salgılanan büyüme hormonunun başlıca etkisinin boy büyümesini artırmak olduğunu söyleyen  Prof. Dr. Cengiz Kara, büyüme yaşı, erken ve geç ergenlik belirtileri hakkında şunları söyledi;

FİZİKSEL STRES BÜYÜME HORMONU SALGISINI UYARIR

Büyüme üzerine en çok etki eden iki hormondan biri büyüme diğer tiroit hormonudur. Büyüme hormonu, beyin bölgesinde bulunan hipofiz bezinden salgılanır. Büyüme hormonu seviyeleri gün içinde artma ve azalmalar gösterir; en çok gece uykuda salgılanır. Uyku, egzersiz, fiziksel stres, ergenlik, açlık ve kan şekerinde düşme büyüme hormonu salgısını uyarır. Büyüme hormonunun başlıca biyolojik etkisi, boy büyümesini artırmaktır. Ayrıca kemik kalınlığını, yumuşak doku (kas) büyümesini, protein üretimini, insülin direncini ve kan şekeri seviyesini de artırır.

12 YAŞINDA DOĞUM BOYUNUN 3 KATINA ULAŞILIR

Ortalama doğum boyu 50 cm’dir. Bir bebek ilk yıl 25 cm uzayarak doğum boyunun 1,5 katına ulaşır. Sonrasında büyüme hızı giderek yavaşlar; ikinci yıl ortalama 12 cm, üçüncü yıl 8 cm ve dördüncü yıl 7 cm olur. Dolayısıyla çocuklar 4 yaşta ortalama 102 cm boy ile doğum boyunun 2 katına ulaşırlar. Sonraki yıllarda ergenliğe kadar yıllık büyüme hızları ortalama 5-6 cm artarak devam eder. Böylece 12 yaşta, erkekler ortalama 150 cm ve kızlar 153 cm ile doğum boyunun 3 katına ulaşır.

TÜRKİYE ORTALAMASI: KIZLAR 163 CM, ERKEKLER 176 CM

Olcay Neyzi ve arkadaşlarının 2008 yılı araştırması verilerine göre, ülkemizdeki nihai erişkin boy uzunluğu kızlarda ortalama 163 cm ve erkeklerde 176 cm’dir. Büyüme hızı yıllık 1 cm’nin altına düşmüşse büyüme tamamlanmak üzeredir. Ergenlik döneminin sonunda erişkin boyun yüzde 99’u tamamlanır. Kızlar yaklaşık 16 yaşında ve erkekler 18 yaşında erişkin boylarına ulaşır.

ERKEKLER KIZLARDAN 13 SANTİM DAHA FAZLA UZUYOR

Kızlarla erkeklerin büyümesi ergenlik döneminde farklılaşır. Bu farklılık erişkin boy ortalamalarının farklı olmasını sağlar. Kızların ergenlik büyümesi erkeklere göre 2 yıl önce başlar ve sonlanır. Kızların 2 yıl daha az uzaması, 8-10 cm fark yaratır. Ergenlikte erkekler toplam 25-30 cm uzarken, kızlar 20-25 cm boy atarlar, bu da 3-5 cm civarında farka neden olur. Böylece erkeklerin ortalama erişkin boyu, kızlarınkinden yaklaşık 13 cm uzun olur.

BÜYÜME GERİLİĞİ 2 YAŞINDAN SONRA BELİRLENEBİLİR

Büyüme geriliği bir zaman dilimindeki büyüme hızının yaşıtlara göre geri olmasıdır. Örneğin, 6 yaş ile ergenlik arasındaki bir çocuğun yıllık büyümesi 4.5 cm’den azsa ‘büyüme geriliği’ vardır. Büyüme hızını değerlendirirken büyüme eğrilerinden yararlanılır. Hayatın ilk 2 yılında büyüme eğrisinde aşağı veya yukarı fizyolojik sapmalar gözlenebilir. 2 yaşından büyük bir çocuğun büyüme eğrisinde aşağı kayma gözlenirse büyüme geriliği vardır.

ERKEN ERGENLİK KISA BOYA NEDEN OLABİLİR

Ergenlik öncesinde yıllık 5-6 cm uzayan çocuğun ergenlikle beraber büyümesi yeniden hızlanır. Ergenlikte artan cinsiyet hormonları, özellikle östrojen hormonu kemiklerin olgunlaşmasını ve dolayısıyla büyüme plaklarının kapanmasını hızlandırır. Ergenlik bir yandan büyümenin hızlandığı, diğer yandan ise tamamlandığı bir dönemdir. Erken ergenlik çocuğun yaşıtlarına göre daha hızlı büyümesine yol açtığı için başlangıçta uzun boya neden olur. Ancak büyüme plakları daha erken kapandığı ve büyüme erken sonlandığı için nihai boy kısa kalır. Bu durum özellikle küçük yaşlarda başlayan ve hızlı seyir gösteren erken ergenlik için geçerlidir. Ergenliğin erkene kayması her zaman büyümeyi olumsuz etkilemez. Erken ergenlik şüphesi olan her çocuğun endokrin uzmanları tarafından özel olarak değerlendirilmesi gerekir.

GEÇ ERGENLİK KOL VE BACAK ORANINI BOZABİLİR

Ergenlik gecikmesi olan bazı çocukların kalıcı sorunları vardır, yani ergenlik ya hiç başlamaz ya da başlasa bile tamamlanmaz. Bu çocukların cinsiyet hormonları eksik olduğu için büyüme plaklarının kapanması gecikir ve bu nedenle boy uzaması devam eder. Bu dönemde daha çok kol ve bacak boyu uzadığı için vücudun oranı bozulur. Bacak boyu gövdeye göre orantısız uzun hale gelir, yine kulaç mesafesi boydan daha uzun hale gelir. Ergenlik gecikmesi olan çocuklarda uzun kol ve bacaklarla orantısız bir vücut yapısı oluşabilir.

BÜYÜME GERİLİĞİNİN EN SIK NEDENİ BESLENME YETERSİZLİĞİ

Boyu yeterince uzamayan bir çocukta pek çok sorun olabilir, diğer nedenler dışlandıktan sonra büyüme hormonu eksikliği olup olmadığı değerlendirilebilir. Büyüme geriliğinin en sık nedeni beslenme yetersizliğidir. Beslenme yetersizliği, geri kalmış ülkelerde daha çok gıda alımında yetersizliğe bağlıyken, gelişmiş ülkelerde kronik hastalıklara bağlı gelişir.

AĞIR OLGULARDA CÜCELİK MEYDANA GELİR

Büyüme hormonu eksikliğinin en önemli ve çoğu zaman tek belirtisi, büyüme geriliği ve boy kısalığıdır. Ağır olgularda cücelik meydana gelir. Vücut yapısı orantılı küçüktür. Doğuştan büyüme hormonu eksikliklerinde büyüme bebeklikten itibaren bozulabilir. Yaş büyüse de vücut küçük, yüz bebeksi kalır; alın belirgin, yüz kemikleri, burun ve çene küçüktür. Dişler geç çıkabilir. Eller-ayaklar küçüktür. Kemik gelişmesi geri kalır ve ergenlik gecikir. Zekâ genellikle normaldir.

AİLELER BÜYÜME HORMONU ENJEKSİYONLARINI UYGULAYABİLİR

Büyüme hormonu içeren preparatlar mevcuttur. Bu ilaçlar enjeksiyon formunda hazır bulunur. Her gece yatmadan önce cilt altına uygun dozlarda uygulanır. Bunun için ailelere özel eğitim verilir. Aileler, büyüme hormonu enjeksiyonlarını evde kolayca uygulayabilir. Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda tedavi büyüme plakları kapanana dek sürdürülür. Ancak, çocuğun tedavi altındaki büyümesi ve İGF-1 hormon düzeyi yakından takip edilmelidir. Uygun doz ayarlamaları yapılmalı, yetersiz veya aşırı tedavinin olumsuz etkilerinden kaçınılması gerekir.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler