Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca düzenlenen "Koruyucu Aile Temelli Çocuk Koruma Sistemi Çalıştayı" sonuç bildirgesinde, koruyucu aileliği odağa alan çocuk koruma sisteminin geliştirilmesi, aile ve çocuklara psikososyal destek sağlanması önerileri ön plana çıktı.
Bakanlıkça koruyucu aile modelinin yaygınlaştırılması ve geliştirilmesi amacıyla 25-26 Şubat'ta düzenlenen "Koruyucu Aile Temelli Çocuk Koruma Sistemi Çalıştayı" sona erdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın ev sahipliğinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Gönül Elçileri" olan 81 ilin vali eşleri ve koruyucu ailelerin katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde dün düzenlenen Koruyucu Aile Programı'nda, çalıştayın sonuç bildirgesi de açıklandı.
Koruyucu aile alanında görev yapan meslek elemanları, konuyla ilgili sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve koruyucu ailelerin görüşleri dikkate alarak hazırlanan sonuç bildirgesinde 30 öneriye yer verildi.
Buna göre, çeşitli sebeplerle öz ailesi yanında bakımı sağlanamayan çocuklar için yürütülen ve hali hazırda 7 bin 330 çocuğun aile sevgisiyle büyümesine olanak sağlayan "koruyucu aile" modelini odağa alan çocuk koruma sisteminin, tüm paydaşlarla birlikte geliştirilmesi gerekiyor.
- "Çocuk ve koruyucu ailelere psikososyal destek de sağlanmalı"
Bildirgede ön plana çıkan öneriler arasında, çocukların bakım ve gelişimlerinin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi için koruyucu aile ve çocuklara psikososyal destek sağlanması, özellikle engelli veya ergenlik çağındaki çocuklara yönelik yeni eğitim modüllerin oluşturulması bulunuyor.
"Biyolojik aileye dönüşlerde çocuk, biyolojik aile ve koruyucu aile ile ilgili süreç, çocuk odağında yürütülmeli." önerisinin yer aldığı sonuç bildirgesinde, Diyanet İşleri Başkanlığı ile koruyucu aile hizmetinin tanıtımı, yaygınlaştırılması ve toplumsal farkındalığın artırılması için iş birliğinin sürdürülmesinin önemi de aktarıldı.
- "Koruyucu Aile Mentorlük Sistemi hayata geçirilmeli"
Sonuç bildirgesinde, koruyucu aile olmak isteyenlerin öncelikli olarak tamamlamak zorunda olduğu eğitim modüllerinin geliştirilmesi ve sürekli hale getirilmesi, acil koruma gereken çocuklar için oluşturulan "geçici koruyucu aile" modelinin pilot uygulamalarının başlatılması önerisinde bulunuldu.
Konuya farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl "Koruyucu Aile Şenliği" düzenlenmesi istenen bildirgede, dikkat çeken diğer öneriler ise şöyle:
"Koruyucu aile yanına çocuk yerleştirilirken çocuğun yaş ve gelişim düzeyine göre uyum süreci planlanmalı. Koruyucu aileler arasında bilgi ve tecrübe paylaşımını sağlayacak platformlar oluşturulmalı, Koruyucu Aile Mentorlük Sistemi hayata geçirilmeli. Koruyucu aile hizmeti MEB müfredatında yer almalı, üniversitelerde koruyucu aile hizmetine yönelik dersler eklenmeli. Koruyucu aile hizmetinin yasal boyutu güçlendirilmeli."
- "Sağlık raporlarından ücret almayın"
Koruyucu aile yanındaki 0-6 yaş grubu çocukların aylık bakım ödemelerinin artırılması, koruyucu aileler için rutin aralıklarla istenen sağlık raporlarından ücret alınmaması gerektiği belirtilen bildirgede, özellikle engelli çocuğa bakım sağlayan koruyucu ailelere yönelik mekanizmalar geliştirilmesi istendi.
Sonuç bildirgesinde şunlar kaydedildi:
"Koruyucu ailelerin kolay randevu alabilmesi için Sağlık Bakanlığı ile iş birliği yapılmalı, randevu sistemine bir modül eklenmeli. Medyada yer alan dizi ve yapımlarda koruyucu aile hizmetine olumlu şekilde yer verilmeli ve doğru bilgi aktarımı sağlanmalı. Tecrübeli koruyucu aileler, illerde oluşturulan koruyucu aile komisyonlarına dahil edilmeli. Toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla koruyucu aile hizmetinin ulusal ve sosyal medyada daha çok yer alması sağlanmalı."
Söz konusu talepler, Bakanlığın koruyucu ailelik ve çocuk koruma sistemine yönelik yeni politikalarına da ışık tutacak.
Kaynak: Diyarbakır Söz