Prof. Dr. Üstün, beden kitle indeksindeki her 1 kg/ m2’lik artışın şeker sıklığını yüzde 1, sezaryen ihtimalini de yüzde 7 artırdığına dikkat çekti.
DOĞUM UZARKEN, EMZİRME SÜRESİ AZALIYOR
Obezitede en pratik hesaplama yönteminin "beden kitle indeksi" olduğunu hatırlatan Üstün, "Bu indeks, kişinin vücut ağırlığının, boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle elde edilen sayısal bir değerdir. Obezite, gebelik öncesi vücut kitle indeksinin 30 kg/m2 veya üzerinde olması olarak tanımlanmaktadır" dedi. Üstün, obez kişilerde gebeliğe bağlı risklerin nasıl arttığını şöyle açıkladı:
"Suni sancı başlanması, normal kilolu gebelere göre obez gebelerde daha yaygındır ve başarısızlığı konusunda çalışmalarda artmış gözlenmektedir. Her 5 kg/m2’lik artışta ise gebelik zehirlenmesi riski 2 katına çıkar. İdrar yolu enfeksiyonlarının yüzde 40 arttığı rapor edilmiştir. Sezaryende de bebeğin çıkarılmasına kadar geçen süre uzar, 1000 ml üzerinde kanama riski ve cilt enfeksiyonu, pıhtı atması riski artar. Bu tür gebeliklerde emzirmenin başlaması da daha geç olur ve emzirme süresi kısalır. Bebek ölümleri sıklığı da obez gebelerde artmaktadır."
ERKEN DÖNEMDE ŞEKER TARAMASI YAPILMALI
Üstün, obez gebelerde rutin doğum öncesi bakımın daha dikkatli yapılması gerektiğini vurgularken, "Şeker taraması erken dönemde gerçekleştirilmeli, diyet, egzersiz ve uygun kilo alımı için özen gösterilmelidir. Gebelik döneminde zayıflama programlarının uygulanması, gerek bebeği gerekse süt salınımını olumsuz yönde etkileyeceğinden sakıncalıdır. Önerilen gebelik öncesi dönemde uygun ağırlığa gelmektir. Ancak bu sağlanamadıysa gebeliğin başlangıcından itibaren annenin yanlış beslenme alışkanlıkları düzenlenmelidir ve emzirme desteklenmelidir" dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz