Psikiyatri Uzmanı Dr. Seda Yavuz panik atak hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Her panik atak geçiren kişi panik bozukluk hastası olmuyor
Panik atak aniden ortaya çıkan ve zaman zaman öngörülemeyen şekilde tekrarlayan, kişiyi dehşet içinde bırakan yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Kişiler bu nöbetleri çoğu zaman “kriz” olarak adlandırır. Her panik atak geçiren kişi panik bozukluk hastası değildir. Yaşam boyu en az bir panik atak geçirme olasılığı %10 olarak bulunmuştur. Panik atak pek çok ruhsal hastalıkta ortaya çıkabilir. Panik bozukluk kendiliğinden ve beklenmedik panik ataklarla giden bir kaygı bozukluğudur.
Panik atak konusunda risk grubunda olabilirsiniz
• Birinci derece akrabalarında panik bozukluk ya da başka anksiyete bozukluğu olanlar
• Sıkıntılı, telaşlı, aceleci, mükemmeliyetçi kişilik özellikleri olanlar
• Alkol ya da başka bağımlılık yapan maddelere yatkınlığı olan veya bağımlılığı olanlar
• Geçmişinde panik atak, sosyal fobi veya diğer anksiyete bozukluklarından biri ya da depresyon geçirmiş olan kişiler
• Sürekli baskı altında olanlar
• Düşünce ve duygularını yeterince dışarıya yansıtmayan isteklerini sürekli bastıran kişiler • Kaçıngan kişilik yapısına sahip olanlar
• Aşırı hırslı, başarı odaklı, başarısızlıklarda kendini suçlayan bir yapıya sahip olan kişiler
Panik atağın bedensel ve fizyolojik belirtileri şu şekildedir:
Çarpıntı, kalp atımlarını hissetme ya da kalp atım hızında artma
Terleme, titreme, kan basıncının yükselmesi
Soluk alamıyor boğuluyor duygusu, solunumun sıkışması
Uyuşma ya da karıncalanma hissi
Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma hissi
Bulantı ya da karın ağrısı
Baş dönmesi, sersemlik hissi bayılacakmış gibi olma
Kendini ya da çevreyi değişmiş veya farklı algılama
Üşüme, sıcak soğuk basmaları, sık idrara çıkma
Belirtilerin varlığına göre teşhis konuyor
Panik atakların ne zaman nerede geleceği belli olmaz ve baskın belirtiler kişiden kişiye değişebilir. Yukarıda sayılan belirtiler ile birlikte hemen her zaman bir ölüm korkusu, kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu vardır. Kişi bir kez panik atak geçirdikten sonra yeni bir panik atak geçireceğine ilişkin sürekli bir korku duyar buna beklenti anksiyetesi denir. Bu tanı koymak için önemli bir belirtidir. Bu belirtiler bir dış tehlikenin olamadığı ortamlarda en az altı aydır varsa ve kişinin günlük yaşantısını etkiliyorsa hastalık tanısı konabilir ve bir uzmanla muhakkak görüşülmelidir.
Panik atak tedavisi 2 aşamada uygulanıyor;
Panik bozukluğu tedavisi mümkün bir hastalıktır. Bugün için etkinliği bilimsel çalışmalar ile kanıtlanmış iki türlü tedavisi vardır.
1. İlaç tedavisi:
Hastalığın tedavisinde, beyindeki sinir hücrelerinin yolunda gitmeyen hormon faaliyetlerini düzelterek “Panik Atakları” önleyen ilaçlar kullanılmaktadır. Bu hastalığın tedavisinde kullanılan ve etkinliği kanıtlanmış çok sayıda ilaç bulunmaktadır. Uzman doktor kontrolünde ilaçların dozu ve süresi belirlenir.
2.Bilişsel-davranışçı tedavi:
Bu terapi yöntemi ile kişinin bilişsel yapısı yeniden inşa edilir ve aslında olağan olan bir takım panik atak belirtileri hakkındaki yanlış bilgi ve inançlarının düzeltilmesi sağlanır. Kişinin bu belirtiler ile korkmadan baş edebilmesinin öğretilmesi amaçlanır. Diğer bir yandan davranışsal bir takım müdahaleler ile panik atak geleceğinden korktuğu için tek başına bulunmaktan kaçındığı yer ve durumlarla aşamalı bir şekilde tekrar tekrar karşılaştırılması, bu sayede korkularını yenmesi amaçlanır.
Bu tedavide doktor hastasına; korku ve panik nedeni ile yapmaktan kaçındığı etkinlikleri (kapalı ya da kalabalık yerlerde bulunma, yalnız başına sokağa çıkma gibi) bir plan dahilinde en basitlerinden başlayarak, üstüne giderek alıştırma uygulamaları yaptırılır. Artan sürelerle yapılan bu alıştırmalar ile başına olumsuz bir şey gelmediğini gören hastanın güven duygusu artar.
Kaynak: Diyarbakır Söz