Erken tanı sayesinde tedavi başarısının çok yüksek olduğunu söyleyen Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Doç. Dr. Fatih Karaaslan, "Omurganın yana ya da öne doğru eğilmesi durumu olarak bilinen bir sorun. Üstelik sık görülüyor ve ilerlediğinde yaşamı tehdit eden bir soruna dönüşebiliyor. Skolyoz omurganın sağa ya da sola doğru eğilmesi anlamına gelen bir tanım. Üstelik bir hastalık değil, yalnızca bir bulgu. Yani çeşitli hastalıklar omurganın dik durmasını engelleyerek eğilmesine ve dolayısıyla da skolyoz oluşumuna yol açıyor. Skolyoz, farklı nedenlerle ortaya çıktığı gibi farklı yaşlarda da ortaya çıkabiliyor. Fark edilmeyen ya da önemsenmediği için ihmal edilen çok hasta ile karşılaşıyoruz maalesef. Skolyozun ilerlemesi ile hastalık, tedaviye daha dirençli oluyor. O nedenle ailelerin ergenlik dönemindeki çocuklarını skolyoz belirtileri açısından dikkatli bir gözle izlemesi ve bir asimetri görüldüğünde doktora başvurmaları gerekiyor" diye konuştu.
OMURGA EĞRİLİĞİ
Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Doç. Dr. Fatih Karaaslan, skolyozun iki tipinin olduğunu, bunlardan ilkinin doğumsal yani anne karnında oluşan bazı anormallikler sonucunda geliştiğini belirtti. 'İdiopatik Adelösan Skolyoz' adı verilen yani nedeni tam olarak bilinmeyen ikinci grubun ise daha çok kızlarda görüldüğünü ifade eden Karaaslan, bu eğilmenin ergenliğe geçiş döneminde ortaya çıktığını söyledi.
Ergenlik döneminde her yüz çocuktan 3’ünde ortaya çıkan nedeni bilinmeyen skolyoz, bazen daha erken dönemde de ortaya çıkabiliyor. Bu skolyoz türünün 5 yaş altında oluşmaya başlayabileceğini belirten Doç. Dr. Karaarslan, "Bu çocuklarda skolyozdan kaynaklanan göğüs kafesi sıkışıklığı oluşabiliyor. Göğüs kafesinin bu şekilde daralması kalp, akciğer fonksiyonlarını olumsuz şekilde etkiliyor. O nedenle bu çocuklarda da başarılı sonuçlar alınabilmesi için erken teşhis edilmesi ve tedaviye başlanması çok önemli" diyor.
Skolyozun erken dönemde fark edilmesi durumunda fizik tedavi, korse gibi medikal yöntemlerle düzeltilebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Karaaslan, ilk 20 derecelik eğrilikleri sadece bazı sportif aktiviteler ve rehabilitasyon programlarıyla takip ettiklerini belirtti. 2040 derece arasında ve bazen de 45 derece arası eğrilikleri bulunan hastalarda ise özel üretilen korseler kullanıldığını ifade etti. 45 derece ve üzeri skolyozun olduğu durumlarda ise seçenekler arasında cerrahi seçeneklerin bulunduğunu sözlerine ekleyen Karaaslan, "Ameliyat sonrasında ise özellikle çocuk hastaların büyük bir hızla iyileşiyor. Çocukları aynı gün ayağa kalkıp gündelik yaşamına geri dönüyor" dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz