Son zamanlarda da ülkemizde yaygın yapılan mide botoksu ameliyatları hakkında konuşan Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gürdal Ören, mide botoksuna Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) ve Avrupa İlaç Ajansı'nın (EMA) onay vermediğine dikkat çekti. Op. Dr. Ören, obezite cerrahisi ve obezite hastalarının tedavisinde ve kendi algoritmalarında mide botoksu olmadığına vurgu yaptı. Ayrıca Op. Dr Ören, mide botoksunda kullanılan yüksek dozların yol açığı yan etkiler hakkında açıklamalarda bulundu.
''MİDE BOTOKSUYLA İSTENİLEN SONUÇLAR ELDE EDİLMEDİ”
Mide botoksuna FDA ve EMA onay vermediğine dikkat çeken Op. Dr. Gürdal Ören, ''Mide botoksu, bir bakteriden elde edilen toksinin kaslara enjekte edilerek kasları geçici süreli felç etme olayıdır. Tıbba 1990'lı yıllarda girdi. Özellikle yüzdeki kırışıkların tedavisinde, migren tedavisi, boyun ağrıların tedavisinde ve genel cerrahide makatta çatlakların tedavisinde kullanılıyordu. Burada amaç, kasları felç etmekti. 2000'li yılların başınca acaba botoksu mideye uygulasak, midede kasları geçici süre felç etsek, mide boşalması gecikmesiyle oluşturduğu tokluk etkisinden faydalanıp obezite cerrahisinde kullanabilir miyiz? diye düşünüldü ve bu yönde çalışmalar yapıldı. Fakat çalışmalarda istenilen bir sonuç elde edilemedi. Ayrıca bu konudaki doz miktarının belirsiz olması, midede uygulanacak bölgelerin belirsiz olması nedeniyle FDA, bu uygulamaya onay vermedi. Aynı şekilde sonuçların yine yeterli olmaması nedeniyle EMA da botoksun mideye uygulanmasına izin vermedi'' ifadelerini kullandı.
''OBEZİTE TEDAVİSİNDE MİDE BOTOKSU YOK''
Op. Dr. Ören, sözlerine şöyle devam etti: ''5-10 kilo fazlası olan kısmi hastalar, ‘Bana etki yapabildiği kadar yapsın’ diyor. Vatandaşlar çaresizlikten, spor ve diyetle kilo vermeyi başaramadıklarından dolayı bir umut ışığı olarak mide botoksunu talep etmekte. Bu hastalarda kısa dönemde belli kilo kaybı yapsa da, uzun dönemde bu kiloların korumasının mümkün olmadığı saptandı. Hastalar kilolarını verseler de daha sonra etki geçici olduğu için eski kilolarına geri dönüyorlar. Ayrıca ilginç bir çalışma yapıldı; Mideye enjeksiyonla botoks yerine acaba basit bir su kullansak nasıl olur? diye. Bu, süper obezlere yapılan bir çalışmaydı. Herhangi bir fark saptanmadı. Bunun üzerine obezite cerrahisi ve obezite hastalarının tedavisinde, bizim algoritmamızda mide botoksu yok'' diye konuştu.
''BOTOKSA BAĞLI ANİ KALP DURMALARI GÖRÜLDÜ''
Mide botoksunda kullanılan dozlara vurgu yapan Op. Dr. Ören, ''Paracelsus dediği gibi, ‘Zehirle ilaç arasında ki fark dozdur’. Mide botoksu uygulamasında doz belli değil. Kimi çalışmada 300 ünite kullanılmış, kimi çalışmada 400, kimi çalışmada 500 ünite doz kullanılmış. Botoksa bağlı ani kalp durmaları, ani kalp ritim bozuklukları, solunum durmaları ve mide duvarında yaptığı nekrozla (doku ölümü) mide delinmesi ve buna bağlı ölümlerde görüşmüştür. Kar- zarar oranına vurulduğunda, kar kısmı tartışılır ama zarar kısmı tehlikelidir. Mide botoksu, Türkiye'de oldukça yaygın kullanılan ve bir umut ışığı olarak görülen bir yöntem. Mide botoksu, yeterince kilo kaybına neden olmaması, yan etkilerinden dolayı FDA ve EMA'nın botoksun mideye uygulanmasına onay vermemesi nedeniyle bence yapılmaması gereken bir tedavi yöntemi'' dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz