Meme kanserinin erken tanısı için bilmeniz gereken 7 gerçek

Son yıllarda görülme sıklığı giderek artan meme kanserinin özellikle genç kadınları da tehdit ettiği görülüyor. Kadınların meme kanserine karşı en büyük silahı ise bilinçli olmak ve erken teşhis. Kontrollerin aksatılmaması, kendi kendine meme muayenesinin rutin olarak yapılması ve yaşam tarzı düzenlemeleri ile meme kanseri erken teşhis edilebiliyor.

Meme kanserinin erken tanısı için bilmeniz gereken 7 gerçek

Uz. Dr. Hakan Bayri meme kanserine karşı dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

1. Meme ve göğüs tıpta birbirinden farklı branşlarla ilgilidir

Bu hatalı kullanım gereksiz zaman kaybı, iş yükü ve gereksiz istenilen tetkiklere neden olmaktadır: ‘’Meme‘’ kelimesi yerine yanlış ve yaygın bir alışkanlıkla ‘’göğüs’’ kelimesinin kullanılması, hastaların konu ile ilgi olmayan branşlara başvurmasına neden olmaktadır. Göğüs; gövdenin üst yarısı, bir başka değişle vücudun boyun ile karın arasında kalan bölümüdür. Göğüs hastalıkları ve göğüs cerrahisi uzmanları, akciğer hastalıkları ve ameliyatları ile ilgilenirler, meme hastalıkları ile doğrudan bir ilgileri yoktur. Özellikle kadınların %80‘inin hayatlarının bir bölümünde meme ağrısı şikayetiyle karşılaşacakları düşünülecek olursa, hastanın doğru bölüme başvuru yapması vakit kaybetmemek açısından çok önemlidir.

2. Mamografi yüksek dozda radyasyona maruz bırakmaz

Meme hastalıklarının değerlendirilmesinde mamografi halen ‘’altın standart’’ görüntüleme yöntemidir. Günümüzde dijital mamografi sayesinde tarama ve tanısal amaçlı düşük dozda radyasyon miktarı ile yüksek görüntü kalitesi sağlamaktadır. Mamografi bu sayede memede kitle oluşturmayan meme kanseri odaklarını dahi tespit edebilmekte üstün bir görüntüleme yöntemi olma özelliğini korumaktadır. Mamografide alınan radyasyon miktarı genellikle şu örnekle değerlendirilmektedir: Londra'dan kalkan bir uçaktaki hostesin Avustralya'ya kadar uçuşunda atmosferin inceliği nedeniyle maruz kaldığı radyasyon miktarının mamografiden daha yüksek olduğu düşünülürse mamografideki doz önemsenmeyecek kadar azdır. Ancak gerekli hastaya gerekli algoritma ile düzenlenmesi ve yapılan planlamanın tıbbi gerçekliğe uygun olması şarttır.

3. Mamografi çekilecek dönemin doğru planlanmaması gerekiyor

Mamografinin doğru zamanlamada planlanması hasta uyumu açısından son derece önemlidir. Adet dönemine yakın planlanacak bir mamografi seansında, hastanın memesinin en dolgun ve hassas döneminde ağrı nedeniyle rahatsız olabileceği ve bu denli önemli bir görüntüleme tetkikinden kaçar hale gelebileceği akılda tutulmalıdır. Dolayısıyla mamografi amacıyla en ideal zaman, adet kanamasını takip eden 3-4. gün olmalıdır.

4. Aile öyküsü varsa düzenli kontrol şart

Günümüzde tüm meme kanserlerinin yaklaşık %5-10'unun genetik geçişli olduğu bilimsel olarak ortaya konulmuş olup, genetik hasarın nedeni olan bazı gen mutasyonları tanımlanmıştır. Hatta aile öyküsü yüksek, seçilmiş hasta gruplarında BRCA1 ve BRCA2 olarak isimlendirilen genlerdeki gen mutasyonlarının günümüzde kan analizi ile saptanabileceğini bilmelidir. Meme kanserinde aile öyküsü risk gruplarının ortaya konmasında son derece önemlidir. Bireyin düzenli olarak meme kanseri cerrahisi ile ilgilenen bir genel cerrahi uzmanı tarafından ve doktorunun belirlediği takip süreleri ile kontrollerini yaptırması çok önemlidir. Genetik geçişleri ortaya konan bu olguların dışında ailesinde meme kanseri olmasına karşın kendisinde meme kanserinin görülmediği pek çok hasta grubu da mevcuttur. Öte yandan bir kadının ailesinde meme kanseri vakasının olmaması hiçbir zaman için bu kişide meme kanseri riskinin olmayacağı anlamına gelmemektedir.

5. Kırk yaşından sonra yılda bir kez mamografi çekilmelidir

Günümüzde genç meme kanseri sayısı artmaktadır. Yirmili yaşlara gelmiş her kadının meme kanseri açısından risk taşıdığını bilmesi gereklidir. 20-30 yaş gurubunda adet kanamasının takip eden 3. günde meme muayenesini yapması gerekmektedir. 35-40 yaş arasında yıllık genel cerrahi uzmanı kontrolü ve meme dokusunun ultrasonografik olarak değerlendirilmesi önemlidir. 40 yaşına gelmiş bir kadının rutin mamografik takiplerine başlaması gerekmektedir.

6. Kırk yaşından önce mamografi çekilmez görüşü yanlıştır

Tüm kadınların 40 yaşından önce de mamografi çekilebileceğini bilmesi gerekmektedir. Amerikan Kanser Cemiyeti’nin önerisi ile bir kadının 1. derece akrabalarında meme kanseri vakasının olması durumunda akrabasına tanı konulan yaşın 10 yıl öncesinde bu kadın için mamografik takibin başlaması gerekir. Annesine 43 yaşında meme kanseri tanısı konulmuş bir kadına 10 yıl öncesinde yani 33 yaşında mamografik takibe başlanmalıdır. Aile öyküsü olmadığı bazı seçilmiş olgularda da mamografiden yardım alındığını bilmekte fayda var.

7. Meme MR'ı çektirelim her şey ortaya çıksın yaklaşımı doğru değildir

Meme hastalıklarının ortaya konmasında altın standart meme mamografisidir. Meme MR'ı bilimsel olarak endikasyonları belirlenmiş sınırlı bir hasta grubunda planlanan bir görüntüleme yöntemidir.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler