Hastaneden yapılan açılamaya göre, kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseri genetik sebeplere bağlı olarak da ortaya çıkabiliyor.
Bu hastalığa yatkınlığı önemli ölçüde artıran bazı genler, meme kanseri olan anne ve babaların çocuklarının da risk grubunda yer almasına neden oluyor.
Doç. Dr. Soley Bayraktar, konuya ilişkin değerlendirmesinde, vücutta her gün milyarlarca kere meydana gelen genetik bozulmaların önemli bir kısmının koruyucu genler tarafından tamir edildiğini ifade etti.
Mutasyonları tanıyan ve bozuklukların tamirine yardımcı olan BRCA1 ve BRCA2 genlerinin normal hücrelerde DNA'nın stabilitesini sağlayıp, kontrolsüz hücre büyümesini engellemeye yardımcı olduğunu aktaran Bayraktar, şöyle devam etti:
"Yani tümör baskılayıcı özellikleri bulunmaktadır. Ancak bu iki gendeki tehlikeli mutasyonlar baskılayıcı fonksiyonu ortadan kaldırarak, kalıtımsal meme ve yumurtalık kanserlerine yatkınlığı artırır. Meme kanserine yakalanma riski yüzde 12 iken, BRCA1 mutasyonuna sahip bir kişinin 70 yaşına gelmeden önce meme kanserine yakalanma riski yüzde 55-65'tir. BRCA2 mutasyonuna sahip bir kişide ise bu risk yüzde 45'tir. Yani risk en küçük ihtimalle 5 kat artmıştır."
Bayraktar, yumurtalık kanserinde de riskin genlere bağlı olarak ciddi oranda yüksek olduğunu, BRCA1 ve BRCA2 genlerinin mutasyona uğraması durumunda meme ve yumurtalık kanserlerinin yanı sıra taşıyıcılarda farklı kanser türlerinin de görüldüğünü kaydetti.
50 yaşından önce tarama gerekli
Doç. Dr. Soley Bayraktar, BRCA1 ve BRCA2 mutasyonlu meme kanserlerinin, kalıtsal meme kanserlerinin yüzde 25'ni oluşturduğuna işaret ederek, meme ve yumurtalık kanserlerinin yüzde 15'inin de BRCA genlerindeki bozulmalara bağlı olarak ortaya çıktığını belirtti.
BRCA1 mutasyonu taşıyan kişinin, daha genç yaşta meme kanserine yakalandığını ifade eden Bayraktar, genlerdeki bozulmaların çocuğu da etkileyebileceğine dikkati çekti.
Bayraktar, BRCA 1 ve BRCA2 genlerinden herhangi birinde anormallik taşıyan anne ya da babanın, çocuğuna da bu anormal geni aktarabildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu risk yüzde 50'dir. Yani her çocuğun yüzde 50 oranında anormal geni taşıyabilme riski vardır. Doktorun, hastadan detaylı bir aile kanser hikayesi alması bu nedenle çok önemlidir. Özellikle genç yaşta meme kanseri tanısı almış ya da agresif meme kanseri tipine sahip hastalarda BRCA mutasyonlarının olup olmadığını anlamak için BRCA testi önerilmelidir. Yumurtalık kanserine hangi yaşta yakalanılırsa yakalansın, bütün yumurtalık kanseri hastaları BRCA mutasyon taramasından geçmelidir. BRCA taramasının, 50 yaşından önce meme kanseri tanısı alan hastalara, her iki memesinde aynı zamanda ya da farklı zamanlarda kanser tanısı almış kişilere, ailede hem meme hem de yumurtalık kanseri hikayesi bulunanlara yapılması gerekir."
Kaynak: Diyarbakır Söz