Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, “Her ne kadar kısırlık babadan oğula geçse de gelişen teknoloji ve yöntemler ile ileride erkek kısırlığı tarih olabilecek” diyerek ailelerin karamsarlığa kapılmaması gerektiğini belirtti.
Taşdemir, “Genetik ayıklama yöntemleri ile sağlıklı nesiller elde edebiliyoruz” dedi.
Yapılan araştırmalara göre, alkol ve sigara tüketimi spermler üzerinde DNA hasarına sebep olabiliyor. Sperm hasarı ise babadan oğula geçiyor ve dört kuşak devam edebiliyor. Fareler üzerinde yapılan çalışmalarda tarımda kullanılan kimyasallara maruz kalınmasıyla oluşan sperm hasarının dört nesil sonrasına aktarılabildiği ortaya konuldu. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir, “Günümüzde her 5 çiftten biri kısırlık sorunu yaşıyor. Fazla sigara ve alkol kullanan babaların, kendilerine ve aynı zamanda doğmamış çocuklarına zarar verdiklerini bilmeleri gerekir” diyerek baba adaylarını uyardı.
Belçikalı bilim adamlarınca yapılan bir başka araştırmada da, erkekteki kısırlık sorununun yüksek bir oranda babadan oğluna aktarıldığı kanıtladı. Human Reproduction adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmada Intrasitoplazmik Sperm Enjeksiyonu (ICSI) tedavisi gören erkekler incelendi. Araştırmacılar çalışmanın sonuçlarının, erkek çocuklarının zayıf sperm kalitesini babalarından aldıklarını kanıtladığını belirtti.
SPERM KALİTESİ BABAYA BAĞLI
Brüksel Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, yaşları 18-22 arasında olan 54 erkek incelendi. Bu grup, aynı yaşlardaki 57 erkekle karşılaştırıldı. ICSI tedavisiyle doğanların sperm sayısının ve hareketliliğinin, doğal yöntemlerle dünyaya gelenlere göre yarı yarıya daha düşük olduğu görüldü. Tedaviyle doğanların, Dünya Sağlık Örgütü'nün tavsiye ettiği normal değer olan bir mililitrede 15 milyon spermin altında olma ihtimalinin üç kat daha fazla olduğu belirtildi.
BABADA VEYA ERKEK KARDEŞLERDE GÖRÜLÜYOR
Taşdemir; “Cinsiyet kromozomlarından Y kromozomu bilindiği gibi erkek olma özelliğini kazandırıyor ve yalnızca babadan geçiyor. Dolayısıyla bu kromozomda oluşabilecek genetik özellikler babadan oğula geçiyor. Bilim adamları araştırmalarının sonuçlarında, eğer ailede kısırlık problemi varsa; bunun babada veya aile içinde erkek kardeşlerde görüldüğünü tespit etti” diyor.
GENETİK TEŞHİSLE SAĞLIKLI BEBEKLER DÜNYAYA GETİRMEK MÜMKÜN
“Araştırmalardan elde edilen sonuçlar sperm düşüklüğünün babadan oğula geçtiğini kanıtlasa da mikroenjeksiyon, erkek kısırlığı olmayan çiftlerin tedavilerinde de uygulanan bir yöntem” diyen Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Seval Taşdemir; “Kısırlığın yanı sıra anne ve babadaki olası genetik hastalıklar da doğacak çocuklara aktarılır. Günümüzde mikroenjeksiyon, hatta daha ileri teknikler olan IMSI ve PGD teknikleri uygulanarak sağlıklı spermler laboratuvar ortamında seçilip tüp bebek yöntemiyle çözüm sağlanıyor. Yapılan tüp bebek tedavilerinde elde edilen embriyolara uygulanacak genetik teşhis yöntemleri ile sağlıklı nesillerin dünyaya gelmesini sağlamak artık mümkün. Teknoloji ve teşhis yöntemlerinin gelişmesiyle ileride infertilite konusunda gelecek nesillerin sıkıntı çekmeyeceğini öngörmek yanlış olmayacaktır” dedi.
DENEYSEL ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR
Op. Dr. Seval Taşdemir, “Şu anda olgun sperm yani spermatozoa bulunamayan erkeklerde tedavi yapamıyoruz” dese de; “Bunun üzerinde kök hücre veya kopyalama yöntemleri gibi birçok deneysel çalışmalar yapılıyor. Bilim adamları spermsiz embriyo üretmeye çalışıyor. Şu an bunlar deney aşamasında. Dilerim ileride erkek kısırlığı tarihe karışacak” dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz