Görme bozukluklarının çocukların karnesini nasıl etkilediğine ilişkin yazılı açıklama yapan Selvi, okulların tatile girmesiyle birlikte öğrenciler karnelerini aldığını, karnesi iyi olan çocuklar ailelerine sevinçle koşarken zayıfı olanların ailelerinin sebepler üstüne düşünmeye başladığını dile getirdi.
Çocukların okul başarısında görme bozukluklarının etkili olacağına dikkati çeken Selvi, şunları kaydetti:
"Görme bozuklukları algılama ve öğrenme güçlüğüne neden olabilir. Tedavi edilmemesi halinde çocukların sosyal gelişimleri de olumsuz etkilenecektir. Çocukların zayıf gelen notları bir uyarı niteliğinde. Ailelerin çocuklarını daha bilinçli bir şekilde izlemeleri gerekiyor. Göz bozuklukları; çocukların televizyonu yakından seyretmeye başlaması, tahtayı iyi görememesi, kitap okurken eliyle takip etme isteği, gözlerinde sulanma ve kaşınma gibi belirtilerle belirgin bir şekilde kendini gösterir.
Aileler bu belirtilerle karşılaştıklarında çocuklarını zaman kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanına götürmelidirler. Aile, öğretmen ve yakın çevrenin duyarlılığı ve iş birliğiyle geleceğimiz çocuklarımızın yarınları daha parlak görmelerini sağlayabiliriz."
Selvi, çocuklarda sık görülen göz hastalıklarının göz tembelliği, şaşılık, göz kayması, miyop, hipermetrop, gözyaşı kanalı tıkanıklığı ve astigmat olduğunu bildirdi.
Nadiren de olsa doğumsal katarakt, göz tansiyonu, göz tümörleri ve benzeri göz hastalığının çocuklarda da görülebildiğine değinen Selvi, erken teşhis edilmeyen göz hastalıklarının ileri yaşlarda tedavisinin zorlaştığını ve kalıcı görme kayıplarına sebep olabildiğini vurguladı. Selvi, şu bilgileri paylaştı:
"Çocuklarda en yaygın olarak görülen göz hastalıklarının başında şaşılık gelir ve tedavi edilmezse kalıcı şaşılığın oluşmasına ve göz tembelliğine neden olur. Özellikle bebek doğduktan 6 ay sonra gözde kayma görülüyorsa ailelerin hemen göz hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekir. Göz tembelliği ise görmenin azalmasına yol açarak çocukların hayatlarını olumsuz etkileyen ve ancak uzman bir göz doktorunun teşhis edebileceği bir göz hastalığıdır. Hastalığın erken teşhisi tedavinin başarı oranını büyük ölçüde etkiler. Hastalığın tedavisinde 8-9 yaş kritik sınır kabul edilmekle beraber bu yaş aralığını geçen vakalarda tedavinin cevap verme olasılığı ne yazık ki çok düşüktür.
Kırma kusurları dediğimiz miyop, hipermetrop, astigmat da çocuklarda sık görülen hastalıklar arasındadır. Kırma kusurları, uzağı görememe, televizyona, tahtaya bakarken gözlerini kısma, denge kaybı ve sık sık takılıp düşme gibi belirtilerle kendilerini gösterebilir.''
- "Işıkla bakan gözler için düzenli muayene"
Düzenli muayene ve erken teşhis ile çocuklarda sık görülen bu hastalıkların tedavisinin mümkün olduğuna ve kalıcı görme kayıplarının önüne geçilebileceğine işaret eden Selvi, çocuklarda ilk göz muayenesinin yeni doğan döneminden itibaren başlaması gerektiğini belirtti. Selvi, şu açıklamalarda bulundu:
"Doğumdan hemen sonra çocuk doktoru tarafından, aykırı bir durum yok ise 6. ve 12. aylarda uzman bir göz doktoru tarafından muayene edilmelidir. Gözün gelişiminde en önemli yaş aralıkları 0-3 yaştır. Göz 3 yaşına kadar önemli gelişimini sağlar ve bu gelişim 6 yaşına kadar da devam eder. Bu yüzden çocukların okul öncesinde düzenli aralıklarla göz muayenesinden geçmesi gerekmektedir.
Düzenli muayene ile göz sorunları teşhis ve tedavi edilerek görme sorunlarına bağlı okul başarısızlıkları tespit edilirken, çocukların sosyal yaşantısının da olumsuz etkilenmesini önlemiş oluruz. Herhangi bir hastalık belirtisi olmasa dahi 0-6 yaş arası ve okul sürecinde düzenli olarak her sene göz muayeneleri tekrarlanmalıdır."
Kaynak: Diyarbakır Söz
