Kanser'de doğru bilinen 8 yanlış!

Çağımızın en korkulan hastalığı şüphesiz ki kanser! Dünya genelinde her yıl yaklaşık 18 milyon kişiye kanser tanısı konulurken, ülkemizde de yaklaşık 150 bin kanser olgusu tespit ediliyor. Ölüm nedeni olarak kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan kanser dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişinin ölümünden sorumlu tutuluyor. Diğer bir deyişle, her 6 ölümden biri kansere bağlı olarak gelişiyor.

Kanser'de doğru bilinen 8 yanlış!

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, aslında tıp dünyasında çığır açan gelişmeler sayesinde kanserin birçok türünün günümüzde tedavi edilebildiğine veya yıllarca kontrol altında tutulabildiğine dikkat çekerek, “Kanser tedavisinden başarılı sonuç alınmasında erken teşhis ise son derece önem taşıyor. Ancak toplumda kanser hakkında doğru sanılan bazı hatalı bilgiler hastaların düzenli taramaları aksatmalarına ve hekime geç başvurmalarına neden olabiliyor. Teşhisin geç konulması da kanserin ilerlemesi, dolayısıyla tedaviden etkin sonuç alınamamasıyla sonuçlanabiliyor” diyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, kanser hakkında toplumda doğru sanılan 10 hatalı bilgiyi anlattı; önemli öneriler ve uyarılarda bulundu! 

YANLIŞ: Kanser önlenemez bir hastalık. Dolayısıyla kanserden korunmak için yapabileceğim hiçbir şey yok!

DOĞRUSU: Sigara ile tütün kullanımı, obezite, düşük meyve ve sebze tüketimi, fiziksel aktivite azlığı ve alkol tüketimi kansere yol açan en önemli 5 değiştirilebilir risk faktörlerini oluşturuyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, bu etkenlerin ortadan kaldırılmasıyla her 3 kanser vakasından 1’inin önlenebildiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Kanser için en önemli risk faktörü ise sigara ve tütün kullanımıdır. Bu ürünlerinin tüketilmemesi sayesinde her 4 kansere bağlı ölümden 1’i engellenebiliyor. Ayrıca kanser nedeniyle oluşan ölümlerin yüzde 25'inden çeşitli enfeksiyon ajanları sorumlu oluyor. Human papilloma virüsü ve Hepatit B virüsüne karşı aşılama yapıldığında yeni gelişecek olan bazı kanser türlerinin önlenmesi mümkün olabiliyor” 

YANLIŞ: Hiçbir sorunum yok. Neden kanser taraması yaptırayım ki?

DOĞRUSU: Kanser taraması herhangi bir semptomu olmayan sağlıklı bireylerde yapılıyor. Dünyada ve ülkemizde en sık görülen; meme, prostat, akciğer ve kolorektal ile rahim ağzı kanserlerinin tümü için tarama programları mevcut. Düzenli yapılan taramalar sayesinde bu kanserlerden bazıları önlenebilirken, bazıları da erken teşhis edilebiliyor.

YANLIŞ: Erkeklerde meme kanseri gelişmez!

DOĞRUSU: Batılı toplumlarda olduğu gibi ülkemizde de her 8-10 kadından 1’i yaşamı boyunca meme kanseri teşhisi alıyor. Prof. Dr. Gökhan Demir, kadınlardan çok daha nadir de olsa meme kanserinin erkeklerde de görüldüğü uyarısında bulunarak, “Erkek meme kanseri tipik olarak kadın meme kanserinden daha ileri aşamalarda teşhis ediliyor. Bunun nedeni ise büyük olasılıkla erkeklerde meme kanseri oluşabileceğine dair farkındalık eksikliği ve rutin tarama muayenelerinin olmamasıdır” diyor. 

YANLIŞ: Hamilelik veya emzirme dönemlerinde meme kanseri gelişmez!

DOĞRUSU: Nispeten nadir görülse de, 30 yaşın altındaki kadınlarda, her 5 meme kanserinden 1’i hamilelikle ilişkili oluyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, bu hastaların çoğunda BRCA1 veya BRCA2 genlerinde kalıtsal mutasyonlara rastlandığını belirterek, şöyle konuşuyor: “Ailesinde özellikle birinci dereceden birden fazla akrabasında, yine özellikle genç yaşta meme kanseri tanısı alan biri varsa, genetik geçişli meme ile jinekolojik kanser sendromların da düşünülmesi ve taramaların buna göre planlanması gerekiyor. Örneğin meme kanseri riskini artıran BRCA genleri gibi belirli genlere sahip, meme kanseri riski yüksek olan bazı kadınlar, tarama programlarına 40 yaşından önce başlamalıdırlar”

YANLIŞ: Sigarayı yıllar önce bıraktığım için şikayetlerimin nedeni kanser olamaz!

DOĞRUSU: Kansere bağlı ölümlerde ilk sırada yer alan akciğer kanserlerinin yüzde 85-90 gibi oldukça yüksek bir oranı sigaraya bağlı olarak gelişiyor. Prof. Dr. Gökhan Demir, “Sigara içmeyenlerde oluşan akciğer kanserlerinin büyük çoğunluğu da çevresel dumana maruz kalmakla ilişkili oluyor. Sigarayı bıraktıktan sonra uzun yıllar akciğer kanseri riski azalmıyor. Dolayısıyla sigara alışkanlığı bir süre önce bırakılmış olsa dahi başta yeni başlayan öksürük olmak üzere nefes darlığı ve kanlı balgam gibi  çeşitli yakınmalarda en kısa zamanda doktora başvurmalıdır” diyor.

YANLIŞ: Sağlığım yerinde, kolonoskopi yaptırmama gerek yok!

DOĞRUSU: Kolon kanseri düzenli yapılan kolonoskopiyle önlenebilen bir hastalık. Üstelik kanser öncüsü olan polipler kolonoskopide tespit edildiği takdirde işlem sırasında hemen alınabiliyor ve böylece daha sonra gelişebilecek olan kolon kanseri büyük oranda önlenebiliyor. Ayrıca kanser gelişmiş ise erken evrede yakalanması sayesinde tamamen iyileşme sağlanabiliyor. Dolayısıyla hiçbir yakınması ve risk faktörü olmasa dahi 45 yaş üstü her erişkinin tarama amacıyla kolonoskopi yaptırması öneriliyor. Eğer ilk kolonoskopi normal olarak değerlendirilirse her 10 yılda bir tekrarlanması yeterli geliyor. Diğer kanserlerde olduğu gibi ortalama riskten daha yüksek riskli gruplarda ise kolonoskopiye başlama yaşı ve sıklığı değişebiliyor.   

YANLIŞ: Hemoroidim kanıyordur!

DOĞRUSU: Bağırsak alışkanlığında değişiklik, tekrarlayan ishal veya kabızlık, dışkılama sırasında ağrı ile kanama, dışkı kalibrasyonunda incelme, şişkinlik, karın ağrısı ve kilo kaybı, demir eksikliği veya kansızlık gibi sorunların nedeni kolon ya da rektum kanseri olabiliyor. Dolayısıyla bu tür yakınmalarda hemoroit kaynaklıdır diye düşünmeyip, zaman kaybetmeden doktora başvurmak yaşamsal önem taşıyor. 

YANLIŞ: Kanser tedavi edilemez bir hastalık!

DOĞRUSU: Toplumdaki yaygın inanışın aksine, tıp dünyasında atılan dev adımlar sayesinde kanserin birçok türü tedavi edilebiliyor. Tedavinin tam olarak sağlanamadığı bazı türlerinde veya ileri evrelerde bile kanser artık kronik bir hastalık haline getirilerek yıllarca kontrol altında tutulabiliyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, akıllı molekülller, biyolojik tedaviler ve immünoterapiler sayesinde onkolojide yeni bir çığırın açıldığını vurgulayarak, “Günümüzde her tümörün birbirinden farklı genetik özelliklere sahip olduğunu biliyoruz. Kanser hücresinin genetik sırrı çözüldükçe kanser tedavisindeki şansımız da artıyor. Kişiye ve tümöre özel yaklaşımlar sayesinde kanser gelecekte çok daha etkin olarak kontrol altına alınabilecek bir hastalık olacaktır” diyor.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler