Kanserin, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması veya ölmesi gereken hücrelerin ölmemesi sonucu ortaya çıktığını anlatan Civelek, ortalama ömür süresinin uzaması, yeni tedaviler, kanser taramaları gibi nedenlerle kanserdeki farkındalığın son 20-30 yıl içerisinde önemli düzeyde arttığını vurguladı.
Civelek, "Kanser aslında insanlık tarihi kadar eski bir hastalık. Kelime kökeni olarak da 'yengeç' demek. Eskiden doktorlar kanserden vefat edenleri incelediğinde organlara sımsıkı yapışmış, onları güçsüz bırakmış bir yapı görüyorlar, bunu yengece benzetiyorlar. Kanser derken esasında 2 binden fazla farklı hastalıktan bahsediyoruz. Bir meme ile akciğer kanseri veya birinci evre ile dördüncü evresi aynı hastalık değil. Her birinin tedavisi farklı." diye konuştu.
"ÖLÜMCÜL DENİLEN BİRÇOK TÜR ARTIK KRONİK HASTALIK SEVİYESİNDE"
Kanser tedavisinde son 20 yılda çok ciddi gelişmeler yaşandığına işaret eden Civelek, "Ölümcül denilen birçok kanser türü artık kronik hastalık seviyesine gelmeye başladı. Eskiden ileri evre bir akciğer kanseri hastasını aylar içerisinde kaybederken, şimdi çok daha uzun bir süre yaşadığına, hastalığının küçülüp yok olabildiğine şahit oluyoruz." dedi.
Doç. Dr. Burak Civelek, klasik kemoterapilerin yanında hormonal tedavilerin, son 10-15 yılda doğrudan kanser hücrelerine etki eden "hedefli tedavi" olarak adlandırılan ilaçların geliştirildiğini belirtti.
Son 5-10 yılda ise kansere karşı kişinin bağışıklık sistemini aktifleştiren immünoterapi döneminin başladığını, akıllı ilaçların devreye girdiğini de aktaran Civelek, şunları kaydetti:
"Şu anda bile bazı kanser türlerini kronik hastalık seviyesine getirmeyi başardık. Umudumuz, ilerleyen yıllarda bütün kanser türlerinin bu duruma gelmesi. Hala maalesef çok belirgin yol kat edemediğimiz tümörler var ama onlarla ilgili çalışmalar da hızlı bir şekilde devam ediyor. Önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde kanser tedavisinde çok daha farklı şeyleri konuşacağıma eminim."
TÜRKİYE'DE KADINLARDA EN SIK MEME VE AKCİĞER KANSERİ GÖRÜLÜYOR
Doç. Dr. Civelek, genel olarak "kanser arttı" algısının doğru olmadığını vurgulayarak, kanserin ve kanser türlerinin görülme sıklıklarının ülkeden ülkeye hatta coğrafi konuma göre değiştiğini dile getirdi.
Japonya'da mide kanserinin, ABD veya Avrupa'da ise meme kanserinin daha sık görüldüğüne dikkati çeken Civelek, "Ülkemizde şu an en sık görülen kanserler kadınlarda meme ve akciğer kanseriyken erkeklerde prostat ve akciğer kanseri. Jinekolojik dediğimiz kadın hastalıklarıyla ilgili kanserler biraz daha alt sıralarda, mide-bağırsak sistemiyle ilgili kanserler ise 3-4'üncü sırada yer alıyor." bilgisini verdi.
"SİGARA YASAKLARI SAYESİNDE AKCİĞER KANSERİ AZALABİLİR"
Bazı kanser türlerinin azalma eğilimine girdiğini anlatan Civelek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin, rahim ağzı kanseri eskiden kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türüydü. Fakat HPV aşılamaları ve tarama programları sayesinde rahim ağzı kanseri 6-7'nci sıralara kadar geriledi. Sigara yasakları ve buna uyum sayesinde ileriki dönemlerde Türkiye'de akciğer kanseri görülme sıklığının daha da azalacağını düşünüyorum. Buna karşılık meme ve cilt kanseri gibi bazı kanserler de artış gösteriyor, daha sık görüyoruz. Türkiye'de meme kanseri görülme sıklığı ortalama 100 binde 45, cilt kanseri ise biraz daha az. Biz bu noktada en sık görülmesi değil, kendi içindeki sıklık artışını dikkate alıyoruz."
KANSERE YAKALANMAMAYI SAĞLAYACAK ÖNLEMLER
Doç. Dr. Burak Civelek, ailesel faktörlerin dışında kansere yakalanmamayı sağlayacak önlemlerin bulunduğuna dikkati çekerek, "Her bireyin kansere yakalanma riski vardır. Fakat bazı önlemlerle kişide kanser görülme riski azaltılabilir. En iyi kanser hiç yakalanılmayan kanserdir. Kanser riskini azaltmak için dört temel öneri var, bunları yaparak kişiler kanser riskini yüzde 50'ye yakın azaltabilir. Bu çok ciddi bir oran." dedi.
Bu önerilerin zor olmadığının altını çizen Civelek, şunları paylaştı:
"Kanser riskini azaltacak dört öneriden en önemlisi sigaradan uzak durmak. Şu an kadınlar ve erkeklerde en sık görülen, en çok ölüme sebep olan akciğer kanseri ve bunun bilinen en büyük risk faktörü de sigara kullanımı. Bir diğer önlem düzenli egzersiz yapmak, sürekli TV karşısında oturan, düzenli spor aktivitesi bulunmayan kişiler kanser riskini de artırıyor. Üçüncüsü dengeli ve düzenli beslenme. Mümkün olduğu kadar sebze ve meyveden ağırlıklı beslenme, ideal kiloyu korumak koruyucu önlemlerden bir tanesi. Sonuncusu da güneş ışınlarına dikkat etmek, fazladan güneş ışınına maruz kalmamak. Çünkü bu cilt kanseri riskini artırıyor. Kişiler bu dört faktöre dikkat ederek, kanser riskini yarı yarıya azaltabilir."
"KANSERDE ERKEN EVREDE TEDAVİYLE BAŞARI ŞANSI ARTIYOR"
Ailesel kanserlere karşı daha erken taramalara başlanmasının önemli olduğunu belirten Civelek, Türkiye'de tarama programında yer alan meme, rahim ağzı ve kalın bağırsak kanserine karşı yaşı gelen herkesin taramalarını yaptırması gerektiğini aktardı.
Akciğer kanserinde ise yoğun sigaraya maruz kalanların akciğer tomografisi çekilebileceğini, bunun erken tanıya olanak sağlayabileceğini söyleyen Civelek, "Kanseri erken evrede yakaladığımızda hem tedavi süresi kısalıyor hem de daha az ve düşük yan etkili ilaçlarla daha yüksek başarı sağlanabiliyor. Bu nedenle düzenli tarama programları çok önemli." ifadesini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz