Çocuk immünolojisi ve Alerji Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mahmut Doğru, çocuğu okula başlayacak ailelerin soğuk algınlığı, grip, zatürre, bronşit, sinüzit, krup ve orta kulak enfeksiyonuna karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Bu tip hastalıkların, okul döneminde en çok duyulan hastalıklar olduğunu belirten Doğru, "Bir çocuk, yılda 6-8 kez hastalanabiliyor. Üstelik bu rakam, kreş ve okula yeni başlayan çocuklar söz konusuysa 10'u bulabiliyor. Virüs ve bakterilerin neden olduğu bu hastalıklar okul gibi kalabalık ve havasız ortamlarda daha sık görülüyor." ifadelerini kullandı.
Doğru, bu hastalıkların ilk hedefinde aşısız, ellerini yıkamayan ve iyi beslenmeyen çocukların yer aldığını aktararak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öncelikle eylül ayı itibariyle uygulanmaya başlayacak olan grip aşısını hatırlatarak, çocukları okula başlayacak ailelere 10 önemli soru sormak isterim. Çocuğunuzun aşıları tam mı, el yıkama alışkanlığı var mı, damlacık enfeksiyonunu nasıl önleyeceğinizi ve hasta bir çocuğun okula ne kadar süre ara vermesi gerektiğini biliyor musunuz? Çocuğunuz meyve ve sebzeleri mevsimine uygun mu tüketiyor, okuduğu okulun çevre temizliğini kontrol ediyor musunuz, besin alerjisi olan çocuklar için bileklik, rozet ve kolye uyarısından haberiniz var mı, astım hastası çocuklar okul başlamadan koruyucu tedaviler açısından değerlendirilmesi gerektiğini biliyor musunuz? Alerjik riniti olan çocuğunuzun şikayetleri okul döneminden artış mı gösteriyor ve stres ile tetiklenebilen atopik egzamaya hazırlıklı mısınız? İşte bütün bu soruları yanıtlamak ve gerekli önlemleri almak, çocuklarımızın sağlığı açısından büyük önem arz ediyor."
Mevsime uygun meyve ve sebze tüketiminin de önemli olduğunu söyleyen Doğru, "Mikroplarla mücadelede protein yapısındaki antikorlar görev almaktadır. Bunların yapımı için dengeli ve düzenli beslenme önemlidir. Tüm besin gruplarından dengeli bir şekilde almalı, mevsimine uygun sebze ve meyveler tüketilmelidir. Ayrıca okul yemekhanesi ve kantinlerinde besin hijyenine dikkat edilmeli, paketli ürünler, abur cubur gıdalar bulundurulmamalı ve uygunsuz besin hijyenine bağlı mide-bağırsak sistemi enfeksiyonları gelişebildiği unutulmamalıdır." önerisinde bulundu.
Doğru, çocuklar için enfeksiyon kaynağı olabilen kapı kolları, lavabo, musluk, sabunluk, tuvalet oturağı, tutacağı gibi riskli alanların temizlenmesi, sterilizasyonu ve dezenfeksiyonunun, okuldaki enfeksiyon hastalıklarının yayılmasını önlemede önemli olduğunu ve çöplerin uygun şekilde biriktirilmesini ve okuldan uzaklaştırılmasını anımsattı. Doğru, besin alerjisi olan çocukların ailelerinin de mutlaka okul yönetimi ve sınıf öğretmenine besin alerjileri hakkında bilgi vermesi gerektiğini vurguladı.
"AŞILAMA SAYESİNDE 3 MİLYON ÖLÜMÜN ÖNÜNE GEÇİLMİŞTİR"
Bir hastalığı oluşmadan önlemenin, tedavi etmekten daha öncelikli olduğunu belirten Doğru, "Bunun için de en etkili yöntem aşılardır. Aşılama sayesinde çiçek hastalığı gibi bir enfeksiyöz hastalık ortadan kaldırılmıştır. Bunun dışında birçok önemli hastalığın yol açtığı ciddi komplikasyonların önlenerek yaklaşık 3 milyon ölümün önüne geçilmiştir." diye konuştu.
Doğru, okulların açıldığı bu dönemde ailelerin çocuklarını enfeksiyonlardan korumak için aşı takvimine birebir uyması gerektiğini vurguladı.
Okullu çocukların popüler hastalığı gripten korunmak için özellikle astım, diyabet, karaciğer hastalığı, böbrek yetmezliği ve benzeri kronik hastalığı olan çocuklara mutlaka grip aşısı yaptırılması gerektiğine işaret eden Doğru şunları söyledi:
"Hem solunum yolu hem de mide-bağırsak sistemi enfeksiyonlarını önlemede altın kural el yıkamadır. Dünya Sağlık Örgütü, rutin el yıkamanın enfeksiyonların yayılmasını önlemede en az maliyetli ve en etkin hijyen uygulaması olduğunu bildirmektedir. Özellikle tuvaletten önce ve sonra, yemeklerden önce ve sonra, öksürük, hapşırık sonrası hemen eller yıkanmalıdır. Okul döneminde el yıkama alışkanlığının kazanılması, ilerleyen yaşlarda da kişinin sağlığının korunmasında olmazsa olmaz etmenlerden biridir. Damlacık enfeksiyonunu nasıl önleyeceği konusunda da hastayken öksürük ve hapşırıkla solunum yollarındaki mikroplar etrafa saçılır ve havada asılı kalır. Bunlar ortamdaki diğer insanlar tarafından solunum yoluyla alınırsa hastalığa yol açabilir. Bu nedenle öksürür veya hapşırırken mendille ağız ve burun kapatılmalı, mendil kullanıldıktan sonra çöpe atılmalı, eğer mendil yoksa ağız ve burun elle kapatılmamalı, bunun yerine üst kol kullanılmalıdır. Ayrıca hastayken okula gelmek zorunda kalan çocuklar maske kullanabilir. Kalabalık sınıflar ise sık sık havalandırılmalı böylece, hem ortamdaki asılı mikroplar uzaklaştırılır hem de ortamın havası temizlenir."
Kaynak: Diyarbakır Söz