Hekimlerin de bu durumla karşılaşmak istemediğini ifade eden Çorakçı, gebelikte kanser tanısı konmasının aile için yıkıma neden olabileceğini dile getirdi.
Çorakçı, böyle bir durumda anne ve bebeği sağlıklı bir şekilde kurtarmayı amaçladıklarını belirterek hastalığa yakalanılan gebelik yaşının çok önemli olduğunu aktardı.
Gebelikte kansere rastlama oranının 30 yılda artış gösterdiğini vurgulayan Çorakçı, "Hem kanser oranları hem de 30-40'lı yaşlarda doğum yapan kadın sayısı arttığı için günümüzde artış görüyoruz. En sık meme kanseri karşımıza çıkıyor. Lösemi, rahim ağzı kanseri, melanom, kolon tümörü olabiliyor." diye konuştu.
- "Radyoterapi, gebelikte kabul edilebilen bir şey değil"
Gebelikte oluşan kanserde, cerrahi tedavi ve kemoterapinin gebeliğin üçüncü ayından sonra kullanabileceğini anlatan Çorakçı, şöyle devam etti:
"Radyoterapi için sıkıntımız var. Radyoterapi, rahimden uzak bölgeyi içeren mesela baş ve boyunda falan erken gebelik dönemlerinde güvenle kullanılabilir ama rahim korunamayacak durumdaysa radyoterapiyi ertelemek lazım ya da gebeliği sonlandırmak lazım. Radyoterapi, gebelikte kabul edilebilen bir şey değil. Örneğin, rahim ağzı kanseri varsa hastada mutlaka sezaryen doğum öneriliyor. Bu planlı erken doğumların çoğunu sezaryen yapmak gerekiyor. Sezaryenin kanser üstüne pozitif ya da negatif bir etkisi yok. Kanser taraması açısından gebe ilk hekime gittiğinde mutlaka hekim simir almalı, rahim ağzının durumunu değerlendirmelidir. Ona göre takip yapılmalı."
- "Ailesinde kanser olan kadın, tarama yaptırmalı"
Gebelikte kanser görülmesi sıklığının yaş ilerledikçe çoğaldığına dikkati çeken Çorakçı, "1970'li yıllarda gebelikte kanser görülme sıklığı 2 binde 1 iken şimdi binde 1'e çıktı. Yani 2 kat arttı. Bunun sebeplerinden biri de ileri anne yaşı." dedi.
Çorakçı, iş hayatı ve diğer nedenler dolayısıyla kadınlarda gebelik yaşının yükseldiğine değinerek kadınların gebe kalmadan önce bir hekime giderek simir aldırmasını önerdi.
İncelemelerde gebelik öncesi kanser olabilecek bir lezyon tespit edilirse bu problemin yaşanmayabileceğini belirten Çorakçı, şunları söyledi:
"Tedavi yapılır, ondan sonra gebelik olur. Mutlaka gebe kalmak isteyen kadınlar, kadın doğum hekimine giderek kanserli hücre olma durumunu araştırmalı. Ailede meme kanseri olan bir kadın, tarama programından geçmeli. Bu, tanının önceden konulmasını sağlar."
Çorakçı, kanserin gebelikte de aynı şekilde seyrettiğini aktararak şunları kaydetti:
"Mesela kanser tanısı kondu, gebelik 28 haftalık, buna mesela akciğer geliştirici iğneler verilerek kanserin tedavisi ertelenebilir. Vakaya göre değişik yollar izlenebilir. Cilt kanseri veya lösemi gibi kanserler, plasentaya ve fetüse metastas yapabiliyor. O yönden etki olabilir
Kaynak: Diyarbakır Söz