Kaya,ramazan ayında değişen yemek yeme ve uyku alışkanlıklarının günlük yaşamda farklılıklar oluşturabildiğini söyledi.
Ramazanda gün içindeki yeme alışkanlığının geceye aktarıldığını, bu durumun özellikle yaşlılar ile büyüme çağındaki çocuklar için önem taşıdığına işaret eden Kaya, "Bu görevimizi yerine getirirken beslenmemizdeki aksatmamamız gereken yönlerimiz olacak. Sabah, kahvaltı yapmamız gerektiği zamanı sahura aktaracağız. Öğlen ya da akşam tüketeceğimiz yiyecekleri de bir sonraki iftar öğününe aktarmamız doğru olacaktır." diye konuştu.
Sahurda yumurta, peynir, zeytin, domates, salatalık gibi gıdalar tüketilebileceğini, yağlı yiyeceklerin ise tercih edilmemesi gerektiğini dile getiren Kaya, "Ağır kızartma yiyeceklerinden uzak durmamız gerekiyor. Eğer ilaç kullanıyorsak, mutlaka durumu doktorumuza danışarak bu görevimizi yerine getirmemiz gerekiyor. Çok fazla çay tüketmeyi önermiyoruz. Çay tüketimi vücuttan su atılmasına neden oluyor." ifadesini kullandı.
ÇORBA SONRASI BEKLEYİN
Kaya, iftarda sebze ve meyve tüketiminin aksatılmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İftarımızı açarken, adetlerimiz hurma ve zeytinle açılır, suyumuzu içeriz. Daha sonrasında hafif, yağlı olmayan çorbayla başlamak en doğrusu olacaktır. Çorba içer içmez bütün günün açlığıyla yoğun şekilde bütün öğünleri bir arada yemememiz gerekir. Çorbamızı içtikten sonra yarım saat, bir saat nefeslenelim, rahatlayalım. Daha sonra sebzemizi, etimizi, yoğurdumuzu tüketelim. Bir iki saat geçtikten sonra da meyvemizi, tatlımızı yiyelim. Hepsini bir arada yersek ne olur? Bir anda kan şekerimiz yükselebilir. Kan şekerinin yüksekliği hem metabolizmamızı bozabilir hem kalbimizin, böbreğimizin yükünü artırabilir. Nasıl gün içinde sabah, öğlen, akşam yiyorsak, akşam öğününü ikiye bölüp sahurda da kahvaltı yaparsak düzenimizi sağlamış oluruz."
Kaya, özellikle iftar sofrasından tam tahıllı ve kuru baklagillerin eksik edilmemesi, gece boyunca da su tüketimine dikkat edilmesi tavsiyesinde de bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz