Türkiye Gıda ve Beslenme Derneği Başkanı Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu, Türkiye gıda ve sağlık araştırmasının, her 10 çocuktan 1'inde büyüme ve gelişme geriliği olduğunu gösterdiğini belirterek, "Bu şu demektir; çocukta büyüme ve gelişme standartlarına uygun boyca beklenen bir uzama yoktur, organların büyüme ve gelişmesi fizyolojik olarak yeterli durumda değildir. Buna bağlı olarak, bilişsel işlevler ve bilginin depolanması da yetersizdir." dedi.
İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı da olan Prof. Dr. Elmacıoğlu, okul çağındaki çocukların, gelişimlerinin sağlıklı olabilmesi için nasıl beslenmeleri gerektiğini anlattı.
Prof. Dr. Elmacıoğlu, okul çağındaki çocukların fizik ve fizyolojik olarak gelişmesinde beslenmenin önemini vurgulayarak, sabah en erken 07.30'da gittiği okuldan, 15.30'da çıkan bir öğrencinin günlük ihtiyaç duyduğu enerji, protein, vitamin ve mineralin üçte birini, bu sürede karşılaması gerektiğini hatırlattı.
Sabah kahvaltı etmeden okuluna giden çocukların bilgiyi algılama, arkadaşlarıyla iyi geçinebilme, dersi iyi dinleme ve öğrendiğini bilgi olarak kullanma becerisini göstermesinin mümkün olamayacağını ifade eden Elmacıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Kahvaltının, büyüme ve gelişimi sağladığını, zeka ve bilişsel işlevlerin beslenmeden geçtiğini çocuklara hatırlatmalıyız. Dolayısıyla sabah evden çıkmadan yarım saat önce kahvaltısını ettirerek çocuklarımızı okula yollamalıyız. Aile, bu sistemi oturtur ise çocuklarımızın da sağlıklı büyümeyi ve gelişmeyi anlayacaklarını düşünüyorum.
Çocuk kahvaltıda büyümesini sağlayacak hayvansal proteinleri yemeli. Bunun yanında evde varsa bir poğaça ya da peynirli sandviç veya bir tostu süt ile birlikte tüketmeli. Haşlanmış bir yumurta ya da bir omlet çocukların kahvaltıda olmazsa olmazlarıdır. O nedenle özellikle 6-12 yaş arasındaki çocuklarımız için okulda yemek yoksa, bunun tedbirini evde bir gün öncesinden almak zorundayız."
- "Üçte biri günlük kalsiyum ihtiyacını karşılayamıyor"
Çocuğun öğle saatinde okulda tüketeceği yiyeceğin de önemli olduğunu dile getiren Elmacıoğlu, "Küçük bir beslenme çantası on yıllardır ülkemizde çocuklar tarafından taşınır. Ama bu beslenme çantasının içine bakmak lazım. O çantanın içine öğle yemeği yerine geçecek evde yapılmış bir dilim peynirli börek, kıymalı börek, peynirli pide, kuşbaşılı pide veya peynir çeşitlerinin katılarak yapıldığı gözleme, hiçbiri olmazsa bir sandviç konulabilir. Sandviçin içinde haşlanmış bir tavuk eti veya bir gün öncesinden hazırlanmış bir iki adet köfte, kaşar peyniri, beyaz peynir bulunabilir." diye konuştu.
Çocukların bu öğünlerin yanında öncelikle ayran içebileceğini tavsiye eden Elmacıoğlu, "Ayran çocukların hem immün sistemini geliştirir hem de büyüme ve gelişmelerine destek sağlar. Aynı zamanda kalsiyum açısından da büyük bir besin kaynağıdır. Çünkü yapılan 2010 yılına ait beslenme, gıda tüketim araştırması bize çocukların hemen hemen üçte birinin günlük kalsiyum ihtiyacını karşılayamadığını göstermektedir. Ayrıca ambalajlı süt ve ayrana ek olarak ambalajlı yoğurt çocukların çantasına konulabilir. Önemli olan bir başka konu da mutlaka mevsimine uygun bir tane taze meyve çantada bulunmalıdır." dedi.
Bir beslenmeci olarak çocukların özellikle diş çürükleri konusunda epey sıkıntı çektiklerine şahit olduğunu anlatan Elmacıoğlu, "Okul çağı çocuklarında bunu çok fazla görüyoruz. Çocuklara diş fırçalama alışkanlığını edindirmeye çalışalım. Dişlerini sıklıkla fırçalatamasak bile bu sorunu çantalarına kuru incir, kuru erik, kuru kayısı gibi meyveleri koyarak daha fazla büyütmeyelim. Çünkü kuru meyveler, çocukların dişlerine yapışarak orada bir bakteri odağı yaratıyor. O nedenle mevsiminin taze meyvelerini hiç ihmal etmeyelim." önerisinde bulundu.
Elmacıoğlu, taze meyve konulamaması durumunda çocukların çantasına konulacak bir avuç fındığın besin değerinin yüksek olacağını söyledi.
- Okul menülerine dikkat
Prof. Dr. Elmacıoğlu, yemek çıkan okullarda dikkat edilmesi gereken hususlara ilişkin ise şu bilgileri verdi:
"Okulda yemek çıkıyor ise 'Acaba çocuğun ihtiyacına uygun bir menü mü?' buna bakmak lazım. Bir de burada hijyen sorunu ortaya çıkıyor. 'Yemek nereden geliyor?', 'Hangi malzemeler kullanılıyor?', 'Depolama nasıl yapılıyor?'. Pişirme ve hazırlama esnasında, büyük kayıplar olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla benim buradan ebeveynlere uyarım; okulda yenen yemeklerin de mutlaka aylık menü listesini kontrol etmeleri, menü ile çocuğun tükettiğinin, paralel olup olmadığını sorgulamalarıdır."
- "Zeka gelişiminde iyotun çok büyük rolü var"
Türkiye gıda ve sağlık araştırmasının, Türkiye'de her 10 çocuktan 1'inde büyüme ve gelişme geriliği olduğunu gösterdiğini aktaran Elmacıoğlu, şunları kaydetti:
"Bu şu demektir; çocukta büyüme ve gelişme standartlarına uygun boyca beklenen bir uzama yoktur, organların büyüme ve gelişmesi fizyolojik olarak yeterli durumda değildir. Buna bağlı olarak, bilişsel işlevler ve bilginin depolanması da yetersizdir. Çocuklarımız, neden büyüme ve gelişme konusunda akranlarından geri kalsın? Buna da dikkat etmekte fayda var.
6-12 yaş önemli bir süreç. Gelişme geriliği yaşanmadan bu sürecin tamamlanması gerekir. Ben iyotu bir beslenmeci olarak çok önemsiyorum. Zeka gelişiminde iyotun çok büyük bir rolü var."
- "Sık tüketilen gazlı içecekler gelişme geriliğine neden oluyor"
Gelişme çağındaki çocukların balık tüketmesinin de önemli olduğunu vurgulayan Elmacıoğlu, çocukların özellikle derin su balıklarından haftada bir kere yemesi gerektiğini söyledi.
Gazlı içeceklerin obeziteyi hızlandırdığı, boş kalori kaynağı olduğu, vitamin ve mineral konusunda çocuklara bir şey vermediğinin herkes tarafından bilindiğini ifade eden Elmacıoğlu, bu konudaki eğitimin de ailede başladığını belirtti.
Eğer aileler bu konuyu dikkate almazsa, çocuklar gazlı içecekleri okulda tüketmese de okul dışından temin edebileceğini anlatan Elmacıoğlu, "Okul kantinleri Sağlık Bakanlığı tarafından bakanlığın yönetmeliğiyle çok iyi şekilde denetleniyor. Çok nadir de olsa denetimden kaçan okullar olabilir. Ama ciddi olarak Sağlık Bakanlığı, bu konunun üzerinde duruyor. Eğer çocuk evde bu konuda uyarılmıyorsa, evde bu alışkanlıklar varsa ve cebinde bunu alacak parası varsa, okulda ulaşamasa bile okuldan çıktıktan sonra herhangi bir yerden satın alabilir. Arada sırada nadir de olsa gazlı içecek tüketiminde sıkıntı yok. Ama bunu su yerine kullanmak, sık sık tüketmek çocuklarda hem diş çürüklerine hem de yetersiz beslenme ve gelişme geriliğine neden oluyor." diye konuştu.
Evde hazırlanan taze meyve suları veya evde süte katılarak hazırlanan meyvelerin ayrı tutulması gerektiğini anlatan Elmacıoğlu, gazlı içecekler konusunda ailelerin ve öğrencilerin mutlaka dikkatli olması gerektiğini vurguladı.
Öte yandan çocukların okuldaki hijyenine de dikkati çeken Elmacıoğlu, tuvalete girdikten sonra veya yemekten önce ve sonra el yıkamanın, nasıl yıkanacağının, sağlığı korumada önemli bir eğitim olduğunun çocuklara hatırlatılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz