Ses kısıklığınız, ağız içinde geçmeyen yaranız, başlarda size soğuk algınlığının varlığını düşündüren ancak geçmeyen boğaz ya da boyun şişlikleriniz varsa baş boyun kanserlerinden şüphelenilmelidir. Ciltteki değişiklikler ve kanama da bu kanser türünü işaret edebilmektedir. Başta basit bir enfeksiyon ya da grip sanılabilecek hastalık, zamanında bir uzmana başvurulmazsa çok ciddi sonuçlar doğurmaktadır. Baş- boyun cerrahisinde erken tanı hayat kurtarıcıdır. Baş -boyun kanserleri arasında en sık görüleni gırtlak kanseridir. Alt yutak, dudak kanserleri, boğaz bölge, tükürük bezi ve glomus tümörleri diğer baş boyun kanseri türlerindendir.
Sigara ve alkol en önemli risk faktörleri
Sigara ve alkol, baş- boyun kanserleri için başlıca risk faktörleri olarak kabul edilmektedir. Günümüzde viral enfeksiyonların, boğaz reflüsünün, genetik yatkınlığın, çevresel, kültürel ve mesleki faktörlerin de kanser gelişimine doğrudan veya dolaylı olarak katkıda bulunduğu bilinmektedir. A ve B vitaminlerinden zayıf bir diyet de baş boyun kanserlerinde bir risk faktörü olarak görülmektedir. Baş boyun kanserlerinin 50 yaş üstü erkeklerde kadınlara oranla 2-3 kat fazla görüldüğü de bilinmektedir.
Tedavi zorlu ancak başarı oranı yüksek
Baş boyun kanser cerrahisinde başarının anahtarı tümörün klinik evrelemesinin doğru yapılması ve başarılı bir şekilde kesip çıkarılmasıdır. Baş-boyun kanserlerinin tedavisinde ana tedavi yöntemi cerrahidir. Baş boyun kanserleri arasında erken evre tümörler için radyoterapi ile cerrahiye eşdeğer sonuçlar alınabilmektedir. İleri evre tümörlerde ise cerrahi şansı olanlar da cerrahi ve takiben radyoterapi ile yani karma tedavilerle en iyi sonuçlar alınmaktadır.
Erken evre tümörlerde artık günümüzde radyoterapi tekniklerinin gelişmesiyle aynı başarı oranları yakalanmıştır. Cerrahide tümörün tamamen temiz cerrahi sınırlarla çıkarılması temel hedef olmalıdır. Bu durum hastaların tedavisinde çok kritik bir role sahip olduğundan son derece önemlidir.
Kaynak: Diyarbakır Söz