Sanisoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, kalp damar tıkanıklığı gibi yaygın olarak bilinmese de göz damarlarının da tıkandığını belirterek, üstelik retina damar tıkanıklığının görme kayıplarının en sık rastlanan nedenlerinden biri olduğuna işaret etti.
Fazla bilinmese de bu hastalığın kalıcı görme kayıplarına yol açabildiğini aktaran Sanisoğlu, şunları kaydetti:
"Her organımızda olduğu gibi gözümüzün beslenmesi de kan damarları yoluyla olur. Ağ tabaka olarak da anılan retina ışığa duyarlı milyonlarca görme ve sinir hücresinden oluşur. Bu hücreler kan damarları yoluyla beslenmektedir. Atar damarlar retina tabakasına oksijenli ve temiz kanı götürürken ven adını verdiğimiz toplar damarlar dokular tarafından kullanılmış kanı retinadan dışarıya taşır. Her iki damar tipinde de tıkanıklıklar oluşabilmekle birlikte, retinal ven yani toplar damarlar tıkanıklıkları daha sık görülmektedir. Retinal ven damar tıkanıklığı diyabetten sonra tüm dünyada kalıcı görme kayıplarının en yaygın ikinci sebebi olarak bilinmektedir. Yol açtığı görme kaybının şiddeti, hangi damarların etkilendiğine bağlı olarak değişir."
Sanisoğlu, kısaca RVT olarak adlandırılan retina damar tıkanıklığının geliştiği bölgeye göre 2'ye ayrıldığı bilgisini vererek, "Retina tabakasındaki toplar damarlardan bir bölümünün tıkanması retina ven dal tıkanıklığı olarak adlandırılır ve daha sık görülür. Santral retina ven tıkanıklığı ise retinadaki ana toplardamarın tıkanıklığıdır. Ana toplardamar görme sinirinde yer almaktadır. Ana toplar damar tıkanıklarında retinanın daha geniş bir bölümü etkilenmekte ve istenmeyen ciddi komplikasyonlar ve görme kayıpları genellikle bu tipte ortaya çıkmaktadır." ifadelerini kullandı.
- Nedenleri ve belirtileri
Op. Dr. Hüseyin Avni Sanisoğlu, retinal ven damar tıkanıklığının henüz teşhisi konmamış sistemik bir hastalığın habercisi olabileceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Retinal ven damar tıkanıklığının en yaygın belirtisi, aniden gelişen bulanık görme ve görme kaybıdır. Genellikle tek gözde şikayetlere yol açar. Bazen gözün önünde uçuşan lekeler görülür. Hastalık tedavi edilmediği sürece retinadaki hasarın artmasına bağlı olarak bulanık görme veya görme kaybı da artar. Dolayısıyla vakit kaybetmeden bir göz hastalıkları uzmanına başvurmak gerekir. Ağır vakalarda göz içi basınç artacağından ağrıya sebep olur. Retinal ven damar tıkanıklığı ilerleyen yaşlarda özellikle 60 yaş ve sonrasında görülür.
Birçok hastalıkta ve tüm damar hastalıklarında olduğu gibi retinal ven damar tıkanıklığında da sigara kullanımı büyük rol oynamaktadır. Diyabet yani şeker hastalığı, glokom halk arasında bilinen ismiyle göz tansiyonu, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, pıhtılaşma ile ilgili bazı kan hastalıkları, behçet hastalığı gibi kan damarlarının iltihabı sonucunda ortaya çıkan vaskülit hastalıklar, bağışıklık sistemi bozuklukları yani otoimmün hastalıklar nedenleri arasında yer alır. Bu hastalıklar retinal ven damar tıkanıklığına yol açabildiği gibi henüz tanısı konmamış hastalık belirtisi de olabilir."
- Teşhis ve tedavi
Vitreo retinal cerrahi konusunda uzmanlaşan Göz Hastalıkları Uzmanı Sanisoğlu, retinal ven damar tıkanıklığının teşhisinde detaylı göz dibi muayenesinin yanı sıra bazı tetkiklere başvurulduğunu belirterek, "Bu tetkiklerin başında kan dolaşımını, retina tabakasını, koroid denilen sinir tabakasını incelemek ve bazı dokulardaki değişimi saptamak amacıyla kullanılan retina anjiyografisi ve gözün retina tabakasının ve görme sinirinin kesit kesit yüksek çözünürlükte taramaya yarayan Optik Koherenz Tomografi (OCT) gelir." görüşlerini aktardı.
Sanisoğlu, retinal ven damar tıkanıklığında damarlarda sağlıklı kan akışı sağlanamayarak kanamalar ve sızıntılar oluştuğuna değinerek, bu kanama ve sızıntılar retinanın makula denilen merkezi kısmında oluşursa ödeme neden olabileceğini bildirdi.
Retinal ven damarı tıkanıklığının anormal damar gelişimine de neden olabildiğini anlatan Sanisoğlu, "Sağlıklı yapıda olmayan bu ince damarlar kanama ve sızıntılara yol açarak retina dekolmanına yani retina ayrılmasına varan sonuçlar doğurabilir. Göz dibi muayenesi, retina anjiyografisi ve OCT aracılığıyla tıkanıklık olup olmadığının yanı sıra, tıkanıklığın çeşidi, hangi aşamada olduğu belirlenerek uygun tedavi planı çizilir." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz